Söylentilerin aksine, sadece insanım, ve bir sonraki erkek kadar meraklıyım. | Open Subtitles | أنا مجرد إنسان، وعلى العكس من الشائعات وأنا فضولي كالرجل القادم. |
aksine bunu çok keyifli ve esprili bir hikaye gibi gördüm.. | Open Subtitles | بل على العكس من ذلك أنا رأيتها قصة ممتعة جدا وفكاهية |
Aslına bakarsanız, bence tam tersine çok az insan için geçerli. | TED | في الواقع، وعلى العكس من ذلك، أعتقد أنها من المؤكد عن أقلية الناس. |
tersine, çünkü doğal dengenin kimyasallarla zaten bozulmuş olduğu yerlerde işlem yapıyoruz, | TED | على العكس من ذلك ، لأننا نصل إلى كل حقل استزراع حيث تعطل التوازن بفعل المواد الكيميائية، |
Oscar Wilde söylemişti sanırım, "Sevdiğin şeyi yok et." ya da tam tersi "Sevdiğin şey seni yok eder." | Open Subtitles | وكان أوسكار وايلد الذي قال هل تدمير شيء تحب. انها على العكس من ذلك ، ما تحب يدمر لك. |
Bilakis, sevgililerinden çok ama çok üstünsün. | Open Subtitles | على العكس من ذلك، أنتِ أعلى بكثير من كلّ عشاقك. |
Tam aksine, karalama yapmak, tam da bilgi yoğunluğunun ve ve o bilgiyi alma ihtiyacının çok yüksek olduğu o durumlarda kullanılması için teşvik edilmeli. | TED | بل على العكس من ذلك ، ينبغي التشجيع على الخربشة في تلكم الأماكن حيث كثافة المعلومات عالية جدا وضرورة معالجة تلك المعلومات تكون عالية أيضاً |
Tarih sayfalarına baktığımızda Amerikan ordusunda bugünün aksine sağır askerleri görüyoruz. | TED | يوضحُ التاريخ الحقيقة أنه كان لدى أمريكا الجنود الصم على العكس من اليوم. |
aksine, bu dersler gerekliler ama yeterli değiller. | TED | على العكس من ذلك، إنها لازمة لكنها لا تكفي. |
Yıldız kuzenlerinin aksine süper kütleli kara delikler uzay boyunca gezinmiyor. | TED | على العكس من أقربائها النجمية، فإن الثقوب السوداء الهائلة لا تتجول في أنحاء الفضاء. |
aksine, severim onları ama hayran değilimdir. | Open Subtitles | على العكس من ذلك، أنا أحب المرأة، ولكن أنا لا معجب بها. |
Tam aksine, insanlar için, kimse farkına varmaksızın, nefes almayı bırakmak çok normaldir. | Open Subtitles | على العكس من ذلك , انه أمر طبيعي جدا بالنسبة للبشر أن يتوقفوا عن التنفس دون أن يلاحظ أحدٌ ذلك |
Tam tersine, asıl şaşırtıcı olan, ...benim gibi bir adamın, ...yaşadığı bütün o yıllar boyunca, hayata seyirci kalıp, ...kensinde olan büyük gücü keşfedememiş olması, ama... | Open Subtitles | على العكس من ذلك، ما يثير الدهشة هو أن رجلا مثلي يمكن أن يبقى طيلة هذه السنوات يشاهد الحياة بصفة متفرج |
Tam tersine, din her yönden yaşanılması gereken bir şeydir. | Open Subtitles | على العكس من ذلك , الدين يجب أن يكون من ذوي الخبرة فى جميع المجالات بطريقة شاملة |
Peki bu program elinde olan kişi, bunu tam tersine çevirebilir mi? | Open Subtitles | والشخص الذي لديه هذا البرنامج هل يمكنهم فعل العكس من خلاله؟ |
Hatta tam tersi, gezmek düşünceleri daraltıyor olabilir. | Open Subtitles | على العكس من ذلك. أظن أن السفر يحد من مدارك العقل |
tam tersi, sana hep müteşekkirim. | Open Subtitles | على العكس من ذلك لقد كنت دائما الى جانبك |
Eğer yaşlı insanlardan hoşlanıyor olsaydım, ki öyle bir şey yok bu, beni, sübyancının tam tersi yapardı. | Open Subtitles | حسنا, إن كنت أعجب بالمسنين و لن أكون كذلك فذلك سيجعلني على العكس من المتحرشين بالأطفال |
Bilakis, bu bireyler dakiklik ve etkinlik üzerinden hareket ediyorlar. | Open Subtitles | على العكس من ذلك فإن هؤلاء الأفراد يعملون بدقة و كفاءة |
Bilakis, bence asil ben onun korumasina muhtacim. | Open Subtitles | على العكس من ذلك، وأعتقد أنني في حاجة إلى حمايتها |
Öte yandan, şu anda esas ilgilendiğimiz şey Alman halkının birincil ihtiyaçları değil. | Open Subtitles | الضرورات الأساسية لحياة الشعب الألماني ليست هامة، الآن على العكس من ذلك الأفضل أن ندمّرهذا الشعب بأنفسنا شعبنا أصبح ضعيفا |
Billy'den kendisinin ayrıldığını ve Billy'nin tam tersini ifade ettiğini, söylemişti... | Open Subtitles | وقالت انها فضت معه، وقال انه على العكس من ذلك ... |