İnsanlar onlara gelecek ve bunlar da onlara bu küçük marka yemini verecekler. | Open Subtitles | ناس سوف يذهبون إليهم وسوف يمنحوهم هذه القطعة الصغيرة من العلامات التجارية كطعم. |
Birçoğumuzun bir marka gibi değil de, bir akım gibi hareket etmek istediğini keşfettik. | TED | وما اكتشفناه هو أن العديد منا يبحثون عن إذن للتصرف أقل مثل العلامات التجارية وأكثر مثل الحركات. |
iTunes satışları, marka anlaşmaları gibi şeylerle yılda 400 bin dolar kazandık. | TED | فقد جنينا 400,000 دولاراً في عام واحد. من مبيعات اي تونز وصفقات العلامات التجارية وما إلى ذلك. |
markaları hayvanat bahçesindeki hayvanlar olarak hayal etmeleri gibi görünürde alakasız görevler yerine getirmeleri bile talep edilebilir. | TED | وقد يطلب منهم فعل مهمة تبدو بعيدة عن الموضوع، مثل تخيل العلامات التجارية كحيوانات في حديقة الحيوان. |
Bir diğer deyişle, tıpkı kurumsal markalar gibi davranıyoruz. | TED | وبعبارة أخرى، نحن نتصرف مثل شركات العلامات التجارية. |
Buraya markalaşma ve sponsorluk dünyasını inceleyecek bir konuşma yapmak üzere geleceğimi öğrendiğimde daha önce yaptıklarımdan biraz farklı bir şey yapmak isteyeceğimi biliyordum. | TED | عندما علمت إني قادم إلى هنا للتحدث في تيد عن عالم العلامات التجارية والرعاية، كنت أعلم بأني أريد القيام بشيء مختلف |
Farklı bir model. Eğlence sektörü, markaların dünyasını anlayabilmekle mücadele eder. | TED | وما يعاني منه عالم أعمال الترفيه، بدأ يدركه عالم العلامات التجارية المعروفة. |
Biraz markalardan bahsetmek istiyorum, çünkü aranızda marka sahibi olanlar var. | TED | ودعوني أتحدث قليلاً عن العلامات التجارية لان بعضكم يدير علامات تجارية .. وكل علامة تجارية اليوم |
Bunu bazı Amerikalıların ölümüne sadakati ile karşılaştırın, sadece belli bir tat veya içecek değil, ama belli bir marka. | TED | مقارنة مع التنوع الرهيب في الخيارات الموجودة في الولايات المتحدة والتي لا تطال فحسب النكهات بل انها تطال العلامات التجارية |
Zaman zaman hayali marka uydurmaktan hoşlanıyorum. | Open Subtitles | أحبّ أن أذكر هذه العلامات التجارية المشهورة بين حين وآخر |
Atıp tutamayacak kadar çok marka var. | Open Subtitles | عليها الكثير من العلامات التجارية حسبما هو مخمّن |
Dünya ekonomisinin temeli. Küresel marka, devrim kazandı! | Open Subtitles | والآن هو أساس الاقتصاد العالمي ثورة العلامات التجارية العالمية العظمى |
Chloe Newbold, marka genel müdür yardımcısı. | Open Subtitles | كلوي نيوبولد، نائب رئيس العلامات التجارية. |
Ve büyük, dev Hollywood filmleri yapan arkadaşlarım filmlerinin çok başarılı olmasının nedeni olarak filmlerinde olan marka ortaklarını söylüyorlar. | TED | وأصدقائي الذين يصنعون أفلام هوليوود العملاقة والضخمة، يقولون بأن سبب نجاح أفلامهم بسبب شركاء العلامات التجارية التي لديهم. |
Sonraki dört yıl boyunca internete daha ve daha fazla video yükledim ve gittikçe daha iyi oldular ve marka anlaşmaları, reklamlar ve iTunes satışları aracılığıyla bir ev almaya yetecek parayı kazandık. | TED | وهكذا للسنوات الأربع التالية، رفعت المزيد والمزيد من الفيديوهات على الإنترنت، وصارت أفضل فأفضل، وحصلنا على مال كاف من خلال صفقات العلامات التجارية والإعلانات التجارية ومبيعات أي تونز لشراء منزل. |
Daha fazla yaratıcı çevrim içi ortamda ortaya çıktıkça, grubu yıllarca yukarıda tutmuş olan beş-figürlü marka anlaşmaları için yapılan rekabet çoğalıyordu. | TED | وبعد ذلك بدأ المزيد من المبدعين بالظهور على الإنترنت، كان هناك المزيد من المنافسة على صفقات العلامات التجارية بمئات الآلاف. هذا أبقى الفرقة واقفة على قدميها لعدة سنين. |
Ortak marka fırsatı var burada. | TED | فرص لمشاركة العلامات التجارية |
Ve böylece toplu bir marka savaşı başladı. Kendisi için herkes. | Open Subtitles | وبهذا بدأت حرب العلامات التجارية *كل شخص يحارب لبقائه* |
Araştırmacılar iki, üç yaşındakilerin markaları tanımaya başladığını gördü. | Open Subtitles | الدراسات أظهرت أن الأطفال بأعمار 2و3 بدؤوا بالتعرف على العلامات التجارية |
Bu diğer markaları nasıl etkileyecek hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكرت كيف سيؤثر هذا البرنامج على العلامات التجارية الأخرى؟ |
Yani bu markalar istekliler, ve kesinlikle kışkırtıcı pakatler kullanıyorlar. | TED | بعض العلامات التجارية طموحة جداً، بحيث يتم تغليفها بصورة جاذبة للغاية. |
Semineri düzenleyen kadın markalaşma ustası. | Open Subtitles | المرأة التي تدير المكان، عبقرية في العلامات التجارية. |
Hepsi sahte kürkler ve en kaliteli markaların. | Open Subtitles | كلها مصنوع من فرو الفراء و كلها من أفضل العلامات التجارية |