Bazen,halk arasında müstehcen vücut hareketlerini tercih etmen, aleni ifade etmenden daha iyidir | Open Subtitles | أحياناً أجد أن من الأفضل إستخدام الإشارات في العلن بدلاً من العبارات العلنية |
Sence yeterince meselem varsa, halk arasında yeteri kadar kafayı mı yedim ? | Open Subtitles | هل فقدتِ عقلك؟ هل تعتقدين أنني أقوم بعلاقة في العلن في مطعم كبير؟ |
Ve bu ışık prototipini ilk kez burada herkesin içinde gösteriyorum. | TED | وانا اعرض هذا في العلن لاول مرة هذا موضِّح الضوء المرئي |
İnsan içine her çıktığında, bir yere gittiğinde. Hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | كلما خرج وظهر في العلن هذا لا يخطر في البال |
halkın içindeki adi pis şeylerin umurumda değil. Umurumda olurdu, ama kabullendim artık. | Open Subtitles | إننى لا آبه بأفعالك القذرة فى العلن و إننى قد وفقت فى ذلك |
Neden birisi adamımızı halka açık yerde öyle öldürsün ki? | Open Subtitles | لما قد يقدم شخص لقتل رجلنا هكذا في العلن ؟ |
Doğru! İşi alenen yaparak bir şey gizliyormuş gibi görünmüyorlar. | Open Subtitles | صحيح، إنهم يخططون في العلن كي لا يشك في أمرهم |
Ama toplum önünde daha önce hiç konuşmadığımı fark etmişsindir. | Open Subtitles | لكنك تدرك أني لم أتحدث أبداً في العلن من قبل. |
Ama halk içinde görünürsen söylentiyi berbat etmiş olmaz mısın? | Open Subtitles | حسناً , مهلاً , لو تمت رؤيتك على العلن ألن يفسد هذا الخدعة؟ |
Ve özel yaşamında uzun süre mücadelesini verdiği şeyleri halk içinde söyleme fırsatı buldu. | Open Subtitles | وأنه وجد الفرصة أخيراً لكي يقول في العلن.. ما تصارع معه طوالا في السر. |
Gelip herkesin ortasında kirli çamaşırlarını yıkıyorsun. | Open Subtitles | انت تأتي ثم تغسل ملابسك المتسخة امام العلن |
Birbirinize olan bu sevginizi de herkesin arasında göstermeniz çok güzel bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أنه لشيء رائع أنك منفتح تماماً بعواطفك مِن أمام العلن |
Türümüzün varlığını bir sır olarak saklamak için, güneş varken insan içine çıkmayız ve dikkat çekici şekilde öldürmeyiz. | Open Subtitles | إبقاء وجودنا طي الكتمان لا نقوم بعرض على العلن لا نقتل بقسوة |
Seni gizli gizli tımar ediyor ki böylece seni insan içine çıkarabilsin. | Open Subtitles | هو يستميلك في السر حتى يستطيع أخذك في العلن |
Pekala, şimdi de bana burada, halkın arasında yaklaşıyorsunuz demek? | Open Subtitles | لذا ها أنت الأن تقترب مني في العلن وأمام العامة؟ |
halka açabildi kendisini, İngiltere güzellik yarışmasında yarı finalist oldu. | TED | ظهرت على العلن الدور قبل النهائي في مسابقة ملكة جمال انكلترا |
Hem senden açıkça tasarının arkasında durmanı istemiyorum ki alenen tasarıya vurma yeter. | Open Subtitles | اسمع، أنا لا أطلبُ منكَ أن تتبنى الوثيقة لكن لا تحاربها في العلن |
Dünyanın en uzun dağı ise aslında okyanusta bulundu, gözümüzün önünde saklanıyordu. | TED | أكثر الجبال ارتفاعًا موجودة في المحيط، مختبئٌ في العلن. |
Her yıl gay olduğu için toplum önüne çıkmaktan korkan çocukların kendini öldürdüğü türden bir dindenim. | TED | كنت أنتمي لجماعة دينية حيث ينتحر الأطفال كل سنة بسبب أنهم مذعورون من التصريح على العلن بأنهم مثليون جنسيون. |
Bu gece, insanların içinde hayatımda ilk kez birisi elimi tuttu. | Open Subtitles | الليلة كانت الليلة الأولى التي أمسك بها أي أحد يدي في العلن |
Geç vakitte geliyor, kızlarla ulu orta kavga ediyor. | Open Subtitles | يبقى خارج المنزل لساعة متأخرة يتشاجر مع الفتيات في العلن |
Bak, ortalık yerde seni vurmayacaklar o yüzden lanet olası çeneni kapat! | Open Subtitles | اسمعي ، لن يطلقوا عليكِ في العلن لذا أصمتي فحسب |