Burada gördüğünüz Almanlar'ın yaş piramidi, şu en tepede gördüğünüz küçük siyah nokta da bendeniz. | TED | ما ترونه هنا هو الهرم العمري لألمانيا، والنقطة السوداء أعلى الهرم، هي أنا. |
İnsan nüfusunun yaş dağılımı en yaşlılar en üstte olacak şekilde bu piramide benziyordu. | Open Subtitles | كان التوزيع العمري للسكان كان كالهرم وكبار السن في الأعلى |
Aramızda yaş farkı gibi görünebilir. | Open Subtitles | وأعلمُ أنَّ الفارق العمري يبدو واضحاً فيما بيننا |
Ama bunu yineleyerek yaş-derece sistemine göre yaparlar, yani küçük önce öğrenirken, sonra büyükler bunu öğrenir. Daha sonraki yaş grubu bunu öğrenir. | TED | لكنهم يفعلون ذلك بشكل متكرر ، و يقومون بذلك باستعمال نظام أصناف عمرية, فيتعلم الاطفال الصغار هذا، و يتعلم الاطفال الاكبر سنا هذا, ثم مع بداية الصنف العمري الموالي, تتعلم هذا. |
Kapitalizm ve kentleşme dünyanın dört bir yanında yaş önyargısını körükledi. Bu kapsamda İsviçre'dekiler en iyi muameleyi görürken, Afganistan'dakiler Global AgeWatch Göstergesi'nde en altta yer alıyor. | TED | ومع ذلك، الرأسمالية والمدينية تدفع بالتحيز العمري في كل ركن من أركان العالم، من سويسرا، حيث كبار السن هم الأفضل، إلى أفغانستان، التي تقع في قاع مؤشر مراقبة الأعمار العالمي. |
Eğer babamla yatıyorsan aranızda kaç yaş var hesaplamak istedim sadece. | Open Subtitles | فقط أردت أن أقوم بحساب الفارق العمري فيحالةأنكتمارسينالجنسمعأبي . |
yaş farkımız mı sorun? | Open Subtitles | هل الفارق العمري بيننا هو المشكلة؟ |
Şüphelinin yaş tercihine uyuyor. | Open Subtitles | لقد طابق التفضيل العمري للجاني |
(Gülüşmeler) Yaş: 50 ve üzerindeki yaştaki insanlar gençlerden yüzde 25 daha duygusal. | TED | (ضحك) العمري: الأشخاص من 50 سنة فما فوق هم 25% أكثر تعبيرا من الشباب. |
Yani aradaki koca yaş farkını düşünecek olursak.. | Open Subtitles | بسبب الفارق العمري الكبير |