| Ve neden şu tam karşıdaki yeşil gözlü olan değil? | Open Subtitles | ولم يكن هو الولد ذو العيون الخضراء الذي يسكن بالرصيف المقابل |
| O kurbanının etiyle oynayan yeşil gözlü canavardır. | Open Subtitles | تلك العيون الخضراء التي تسخر مما تتغذى به من لحوم الناس يا سيدي |
| Ve birden güzel, yeşil gözlü bir adam belirir. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت هذا الرجل اللطيف جدا ذو العيون الخضراء يظهر. |
| - Yeşil gözler mi? - Bu uyar. | Open Subtitles | العيون الخضراء هذا صحيح |
| Evet, küçük yeşil gözleri var. | Open Subtitles | نعم, لديه تلك العيون الخضراء الصغيره |
| Acaba bir ortinorengin yeşil gözlü bir tepeli papağanı karşıdan karşıya geçirmesi mümkün mü? | Open Subtitles | هل من المَعقول لنقُل، أن البلاتيبوس سيُساعِد البَبغاء ذو العيون الخضراء في عبور الشارِع |
| Chantal bazen yeşil gözlü bir canavar olur. | Open Subtitles | زوجتي شانتال الحزينة هي الوحش ذو العيون الخضراء |
| Kahverengi saçlı, yeşil gözlü senin boylarında, 11 kişiliği olan. | Open Subtitles | صاحبة الشعر البني , العيون الخضراء طول 5 اقدام الشخصية 11 |
| Çünkü yeşil gözlü adama, benden bir mesaj götürmenizi istiyorum. | Open Subtitles | وهذا لأن لدي رسالة لتأخذوها الى صاحب العيون الخضراء |
| Dinleyin, beni dinleyin! yeşil gözlü adam. Bana onun hakkında bildiklerinizi anlatın! | Open Subtitles | أستمعوا، الرجل صاحب العيون الخضراء أخبروني ما تعرفون أيها الطيور |
| İçeriden birilerini, yeşil gözlü adama yakın olan birilerini bulmalıyım. | Open Subtitles | أريد شخص في الداخل شخص قريب ...من صاحب العيون الخضراء |
| Ben ve Bart adına çalışıyorsun, onlar da yeşil gözlü adam için. | Open Subtitles | أنت تعمل مع الرجال ذوي البدل السوداء الذين يعملون عند صاحب العيون الخضراء |
| Adadaki mahkum sayısı kadar gün geçene dek herhangi bir mahkum, kendisinin de o yeşil gözlü kişiler arasında olup olmadığını bilmez. | TED | ولكن الشيء الذي لايعلمه السجناء السابقون بأنهم إن كانو هم أنفسهم من الأشخاص ذوي العيون الخضراء الذين يتتبعونهم البقية حتى تمر الليالي بعدد هؤلاء السجناء |
| yeşil gözlü bayan, deniz kızı | Open Subtitles | ذات العيون الخضراء سيدة المحيط |
| yeşil gözlü hanımefendi, deniz kızı | Open Subtitles | ذات العيون الخضراء سيدة المحيط |
| Sonra bunu yeşil gözlü adama birlikte iletebiliriz. | Open Subtitles | وسوف نبلغها لصاحب العيون الخضراء سوية |
| Bu işte yeşil gözlü adamın parmağı olmalı! | Open Subtitles | هذا يبدو أنة عمل صاحب العيون الخضراء |
| - Yeşil gözler mi? - Bu uyar. | Open Subtitles | العيون الخضراء هذا صحيح |
| Kızıl saçları, yeşil gözleri. | Open Subtitles | الشعر الأحمر، العيون الخضراء |
| Keşke öğrencilerinden biri olsaydım da tam önünde oturup bütün gün o güzel yeşil gözlere bakabilseydim. | Open Subtitles | جولي), أتمنى لو كنت واحداً من طلابك) كنت سأجلس في الأمام مباشرة و سأنظر إلى هذه العيون الخضراء طوال اليوم |