"الغلاية" - Traduction Arabe en Turc

    • kazan
        
    • çaydanlığı
        
    • Çay
        
    • Isıtıcıyı
        
    • Çaydanlık
        
    • ısıtıcısını
        
    • Çaydanlıktaki
        
    Peder, Rocky'le kazan dairesinde mi takılırmış? Open Subtitles الأب كان يعلق مع روكى في غرفة الغلاية القديمة؟
    Bu kazan. İçinde kuvvetli istim var. Çaktın mı? Open Subtitles هذه هي الغلاية بداخلها يكون البخار الحي.هل تفهم؟
    Sen çaydanlığı hallet. Ben de görüntüleri bulayım. Open Subtitles لو تشغل الغلاية هناك سأجد هذه الصور من أجلك
    Bu enerji çaydanlığı ve içindeki suyu ısıtıyor su da buhara dönüşerek iş yapmakta kullanılabiliyordu. Open Subtitles هذه الطاقة تسخن الغلاية و الماء بداخله فيتحول الماء إلي بخار يمكن استخدامه في تشغيل المحرك
    Çay ister misin, çaydanlığı yeni koydum. Open Subtitles أتريدين فنجان شاي؟ لقد وضعت الغلاية للتو
    - Isıtıcıyı da aç o zaman. Open Subtitles ضع الغلاية على النار بعدها
    ocakta Çaydanlık var. Open Subtitles لقد وضعت الغلاية على النار لأعدّ الشاى
    Üst katlara sıcaklık vermek için kazan dairesine büyük bir bomba koyar. Open Subtitles أي جدية كما تمارس الجنس مع القنبلة في غرفة الغلاية لبدء علبة التيارات الدافئة في الطابق العلوي.
    - Şifre, makine dairesi kazan dairesi, köprü ve bütün güvertelerin kontrolu bizde. Open Subtitles ،غرف المحرك، غرف الغلاية الجسر و كل السطح
    Batıya doğru git birinci kattaki kazan odasına. Open Subtitles توجه غرباً نحو غرفة الغلاية فى الطابق الاول
    İkinci kazan, kırmızı çizgide. Open Subtitles الغلاية رقم اثنان وصلت لإقصى حد جاهزون للإنطلاق
    Bizim bugün sahip olduğumuz metalürji bilgisine sahip değillerdi ve kazan patlamalarıyla karşı karşıya kalabiliyorlardı. Open Subtitles أنت علي حق.فلم يكن لديهم معرفة علم الفلزات أما الآن،فنحن نعرف.و كان يحدث انفجارات في الغلاية فعلاً
    Tek yapmamız gereken şu kapılardan personel salonuna, oradan da kazan dairesine girmek. Open Subtitles كل ما علينا فعله هو الدخول من ذلك الباب ثم إلى صالة الموظفين وإلى داخل غرفة الغلاية
    Çantanı yukarı bırakıp çaydanlığı ocağa koy. Open Subtitles ضعي حقيبتكِ بالأعلى و ضعي الغلاية على النار
    çaydanlığı birlikte almıştık unuttun mu? Open Subtitles اشترينا الغلاية معا، أتتذكرين؟
    Arabadan ilk indirdikleri Çay takımı oldu. Open Subtitles الغلاية عي أول ما أنزلوا من عربة النقل
    Hepimiz derin bir nefes alıp Çay suyunu koyduk. Open Subtitles - حسناً ، أخذنا جميعاً نفساً عميقاً ووضعنا الغلاية عليها
    Isıtıcıyı kırdım. Open Subtitles لقد حطمتُ الغلاية.
    - Isıtıcıyı açtın mı? Open Subtitles -هل وضعت الغلاية على النار؟
    Çaydanlık ısınıyor. Çay yapıyorum. Open Subtitles الغلاية تغلي، إنه الشاي
    Su ısıtıcısını açıp, sigarayı yakmış görünüyor. Open Subtitles يبدو كما لو أنّه شغّل الغلاية وأشعل السيجارة
    Ben 'gelmicem' deyince reis Çaydanlıktaki kaynar suyu üstüme boşalttı. Open Subtitles أخذ القائد الغلاية وسكب ما بها علي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus