"الفتيان في" - Traduction Arabe en Turc

• çocuklar
• çocukların

Onun gibi çocuklar kampta hizmetçilik yapıyorlardı.
وكان الفتيان في مثل سنه يقومون بمهام وضيعة داخل المخيم.

çocuklar 3. yüzüğün peşinde ama hala 4. yüzüğe ihtiyacımız var.
، الفتيان في طريقهما للقضاء على الفارس رقم 3 و لكننا لا نزال بحاجة للرقم 4

Annenin sana her gece söylediği gibi dünyadaki tüm çocuklar seçilmek için sıraya dizilse ve aralarından sadece birini seçme şansım olsa yine seni seçerdim.
كما تخبرك ماما كل ليلة لو جميع الفتيان في العالم أصطفوا سوف أختار واحداً فقط

Bu çocukların çoğu, onları gönderdiğimiz çölden daha tehlikeli yerlerde büyümüştür.
نشأ الكثير من هؤلاء الفتيان في أدغال أكثر خطورة من الصحراء التي نرسلهم إليها.

Burada yazana göre binandaki çocukların yarısı 16-17 yaşlarındaki erkekler olacakmış.
ووفقاً لهذا، نصف الفتيان في مبناكِ سيكونون في الـ 16 أو الـ 17 من أعمارهم. استرخي يا أبي.

Yukarıdaki çocuklar tiyatro kamerasından bir şeyler bulmuş.
الفتيان في الطابق العلوي سحبو المقطع من الكاميرا

Şüphelimizin o olduğunu söylemiyorum ama bu yaşta çocuklar bir şeyler patlatmaya bayılırlar.
"لا أقول أنه "المجهول ولكن الفتيان في عُمره يحبّون تفجير الأشياء

çocuklar beni götürmek istedi..ama ben bunu istemedim
الفتيان في مدرسة الطيران ... أنا لا أعني لم يكن الأمر كذلك

Ofisin arkasında dövülmüş bazı çocuklar.
لقد أنتجه بعض الفتيان في المكتب.

Bay Lee kizinin intikamini almaya çalisiyorsa eger diger çocuklar tehlikede demektir.
لو أنه قتلهُ من أجل الإنتقام لإبنته, فسوف يضع بقية الفتيان في خطر!

Millet, bizim çocuklar Mumbai'de neler yapıyor baksanıza.
يا رجل، تحقق ما فعله "الفتيان في "مومباي

O yaşlardaki çocuklar çabuk iyileşiyor.
الفتيان في هذه السن تلتئم جروحهم بسرعة.

Toby, Hill'de de bazen çocuklar kaba olabiliyorlar.
(توبي)، يتحدّث الفتيان في (هيل) أحياناً بوقاحة أيضاً.

çocuklar yoldalar.
الفتيان في طريقهما

Duncan, 16 yaşında bir gençsin, sınıfındaki diğer çocuklar gibi ve okuldaki her çocuğun kendi sorunları olabilir.
(دانكن) ، أنت بـ عَمر 16 عاماً ، مثل مثل الفتيان الاخرين في فصلك جميع الفتيان في هذة المدرسة لديهم مشاكلهم الخاصة

çocuklar Candice'in evine gidip Beau'nun ona şantaj yaptığını kanıtlayacak delil arıyorlar.
الفتيان في طريقهم إلى (كانديس) ليروا لو بإمكانهم إيجاد دليل على أنّ (بو) كان يبتزّها.

Anca çocukların panayırda olduğunu bilince buraya gelmeye cesaret ettiğinizi görüyorum.
المميزون وحدهم من يتجرئون على القدوم إلى هنا عندما يكون الفتيان في السوق

Deniz Tugayındaki çocukların bolca resmini çekermişsin.
تقوم بالتقاط صور الفتيان في الفيلق البحري

Yani çocukların okulu tatil olacak onlar için çok iyi bir zaman olacak.
كنت أفكر، سيكون الفتيان في إجازة من المدرسة وقت مثالي في حياتهما

Bu torbacı çocukların cep dolusu Lucky U taşımasını açıklıyor.
سيفسر ذلك سبب لقاء الفتيان في دروجنا حتفهم إلى جانب عبوات من (اليوتوبيوم) المباركة