"الفروق" - Traduction Arabe en Turc

• farklılıkların
• farklılıklar
• farkı
• farkların
• farklılığı
• ayrımların
• ayrıntıları
• farklılıkları
• nüansları

Büyük aptalca benzerliklerin yanında küçük aptalca farklılıkların bir hükmü yok!
الفروق الصغيرة الحمقاء لا تقارن بالتشابهات الكبيرة الحمقاء

...beyinlerinde ince farklılıkların olduğunu ortaya koymaktadır.
‫يكشف عن أن أدمغتهم بينها بعض الفروق الدقيقة

Ve bunları bulduğumuz zaman farklılıklar bulabiliriz.
وحين نحصل على هذه، من الممكن أن نجد الفروق.

Yani eğer bir elma ile portakal arasındaki farkı öğreteceksem: "Neden renk veya şekli kullanmıyorsun?"
لذلك اذا كنت ذاهبا لاعلمها الفروق بين تفاحة و البرتقال ربما اقول, "لماذا لا تستخدم لون او شكل؟"

Aradaki küçük farkların, bugün planladıkları operasyonla ilgili bilgi verme ihtimali var.
فهنالك احتمال بأن تسفر بعض الفروق البسيطة عن معلومان عن عمليتهم الحالية

Eskiden büyük bir turun rehberiydim ama sonra yaratıcı farklılığı yaratmak için kendi yolumu çizdim.
لقد كنت مرشدا لمن يمشون المسافات الطويلة ولكن حدثت قطيعة بسبب ما يمكن أن تُطلق عليه الفروق الخلاقة

Sadece ayrımların bizi böldüğünü düşünmüştüm.
خلت أن الفروق تبعدنا عن بعضنا فحسب

Evet, bence performansımdaki ince ayrıntıları... çok takdir edeceksin.
نعم ، أظن أنك ستقدر جميع الفروق الدقيقة في أدائي أترى؟

Yani, bu seyir kitabında yılın her ayı için ayın farklılıkları yayınlandı.
أعني، هذا التقويم الملاحي نشر الفروق القمرية لكل شهر من شهور السنة.

Robotların hâlihazırda, ironi yapmak gibi duygusal nüansları ve birinin ne kadar mutlu ya da üzgün olduğunu gösteren duyguların derecesini ayırt etmekte gidecek çok yolları var.
الروبوتات حاليًا أمامها طريق طويل في تمييز الفروق العاطفية، مثل السخرية، ومقاييس العواطف، بالذات كيف أن شخصًا ما سعيد أم حزين.

Bunun nedeni, oğlanlarla kızlar arasındaki farklılıkların... çok belirgin olmasıdır.
الفروق بين البنين والبنات ضخمة.

farklılıkların çeşitli olaylardan kaynaklandığına inanmam gerekiyor.
فعليّ الإيمان بأن الفروق صنيعة الظروف.

eğer bu farklılıklar olimpik madalya almakla almamak arasındaki çizgiyi belirliyorsa.
لو كانت هذه الفروق هي الفرق بين الميدالية الأوليمبية والميدالية الغير أوليمبية.

kadınlar ve erkekler arasındaki düşünce ve dünya görüşleri hakkındaki farklılıklar.
هو البحث في الفروق بين الذكور والإناث من حيث الطريقة التي يفكرون بها ويعملون بها في العالم .

Arkadaşları farkı görebilsinler diye, Yahudi çocukları kara tahtanın önünde ayakta beklediler.
فى المدارس، كان الصبية من ..اليهود يقفون أمام لوح الكتابة ليتحقق زملائهم من الفروق الجسمانية بينهم ...

Maya ve Aztek kültürleri arasındaki farkı sor.
اسأله عن الفروق بين ثقافه الشعوب المايانيه والشعوب الازيتيكيه .

Eğer kronik bir hastalığınız varsa yeterince üretken olamazsınız yani sağlık, sosyo-ekonomik farkların güdülenmesine sebep olur.
هي، ان كنت مريضا باستمرار، فلن تكون منتجاً أو فعالاً اذاً، الحالة الصحية تقود الفروق الاجتماعية

Bazı ayrımların farkına varmaya başlıyorlar.
بدأنا نلاحظ بعد الفروق بينهم

Sağırım. Bu yüzden küçük ayrıntıları kaçırabiliyorum.
أنا أصم، وبالتالي فإن الفروق الدقيقة قليلا 'الهروب لي.