"الفريزر" - Traduction Arabe en Turc

    • buzluğa
        
    • dondurucuya
        
    • Dondurucuyu
        
    • buzlukta
        
    • Dondurucu
        
    • dondurucuda
        
    • buzdolabına
        
    Belki bir gün buzluğa yumurtalarını koyardı ama henüz değil. Open Subtitles ربما يوما ما لن يكون هناك بيض في الفريزر لها. ولكن ليس بعد.
    Doğramadan önce buzluğa koy, ağlamazsın. Open Subtitles ضعه في الفريزر قبل أن تضعف وسوف لن تجعلك تبكي
    Babam onu havluya sarıp dondurucuya koydu. Open Subtitles لذلك قام أبي بلف الطفل في بعض المناشف ووضعه في الفريزر
    Ve sana o Lean Cuisine yemeklerinden, dondurucuya koyacağım. Open Subtitles اشتريت لك بعض من تلك الوجبات الطازجة الخفيفة للمطبخ ووضعتها فى الفريزر
    Onu bu hafta sonu eski Dondurucuyu taşımama yardım etsin diye çağıracağım. Open Subtitles سوف ترينه قريبا سأجعله يأتي للبيت العطلة القادمة ليساعدني في نقل الفريزر القديم من الجراج
    Klozette, küvette. buzlukta bile bulmuştum. Open Subtitles فى الدولاب ، فى حوض الإستحمام فى يوم وجدت واحداً فى الفريزر
    Bunun arkası da Dondurucu. Open Subtitles يوضع هنا فى الفريزر ...وستجد اللحمة أيضاً
    Bu akşam ebeveyn toplantısındayım. Akşam yemeğin dondurucuda. Open Subtitles لدي مقابلة مع أولياء الأمور اليوم عشاءك في الفريزر
    Adamın birini deşip parçalarını buzdolabına tıkmadı ya! Open Subtitles لم تحصد أعضاء شخص ما و وضعتها في الفريزر
    Bahşişlerimi buzluğa koyarken ne düşünüyordum? Open Subtitles ما الذي كنت افكر فيه كيف أضع أموال البقشيش في الفريزر
    - Barney, buzluğa koysana. Open Subtitles -بارني , ضعه في الفريزر
    - buzluğa koyulacak. Open Subtitles -كنت سأضعه في الفريزر
    dondurucuya konulduktan sonra, hemşire bir tıkırtı duydu. Open Subtitles وكان في الفريزر اتت من باب خلفى
    Bu buzlu dondurmaları dondurucuya koyun. Open Subtitles دعنا نأخذ تلك المصاصات الي الفريزر
    Beni arkadan becerirken kafamı dondurucuya sokmak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أضع رأسي بداخل الفريزر وأنت تضاجعني من الخلف!
    Bana eve gelip Dondurucuyu taşımama yardım edeceğini söylemiştin, bu cumartesi gelmeni istiyorum. Open Subtitles إسمع، كنت تقول أنك ستأتي وتساعدني في نقل الفريزر
    Dondurucuyu aç, dedim. Open Subtitles قلت لكِ إفتحي الفريزر
    Dondurucuyu taşımayacağız. Open Subtitles لن ننقل الفريزر
    Keşin teki, lezbiyen, ya da buzlukta ölü kedi saklıyor gibi. Open Subtitles مثل أنها سحاقية تعاقر المخدرات أو أنها تحتفظ بقط ميت في الفريزر
    Hiçbir zaman buzlukta boş yer olduğundan emin olmadan onu okumaya başlamam. Open Subtitles أنا لا أبدأ بقراءته قبل أن أتأكد من أن لدينا مكان فارغ له فى الفريزر.
    Dondurucu torbalarıyla gitmeliydik. Open Subtitles يجب أن انتقلنا مع أكياس الفريزر.
    - Bekle, dur biraz. Dondurucu çok yüksek değil mi? Open Subtitles -تمهلي، تمهلي، أليس الفريزر مرتفعاً؟
    Zevkli ve bir o kadar zorlayıcı olan siktiğimin ebeveynliği bitsin de ben de gidip dondurucuda ne kadar dondurma varsa yiyeyim ki onların haberi bile yok. Open Subtitles حتى يمكنني الذهاب لأكل كل الآيس كريم في الفريزر الذي ليس لديهم فكرة بوجودة
    Her ihtimale karşı. Alt kattaki dondurucuda kan mı depoluyorsun? Open Subtitles من الفريزر الموجود في القبو , فقط لطوارئ
    Yani başka bir yiyecek almaya buzdolabına gittiğinizde olumsuz sonuçları hatırlayıp, karşı koymalısınız. Open Subtitles لذا، عندما تذهب إلى الفريزر لأخذ واحدة أخرى يجب عليك أن تتذكر تلك النتيجة السلبية، وتقاوِم ولكنك لا تفعل ذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus