"الفوز" - Traduction Arabe en Turc

• kazanmak
• kazanmaya
• kazanmayı
• kazanma
• kazanamazsın
• kazanmanın
• kazanabilir
• kazanabiliriz
• galibiyet
• kazanamayız
• zafer
• kazanmaktan
• kazanabilirim
• kazandın
• kazan

Hep kazanmak için oynardı, sert, ama kurallara uygun oynardı.
كان دائماً يسعى إلى الفوز, يلعب بقوّة لكن لعب نظيف.

Olimpiyatlarda da söylerler ya önemli olan kazanmak değil katılmaktır.
كما يقولون فى الأوليمبيات ليس الفوز ولكن المشاركة هى الأهم

100,000 dolarlık ödülü kazanmak için dünyanın dört bir yanından geldiler.
إنهم قادمون من كل مكان من أجل الفوز بـ100000 جائزة مالية

Evet,öncelikle bu yüzden senatörlük yarışına girdim ve kazanmaya da niyetim var,
نعم، لذلك انخرطت بسباق مجلس الشيوخ بالدرجة الأولى، و لذلك أنوي الفوز

ama bir maçı kazanmayı istemek için Kira olmaya gerek yok.
لكن ليس كيرا فقط بل أغلب الناس يودون الفوز بهذه اللعبة

Çoğunuz Cheerios'un mükemmeliyet ve kazanma hakkında olduğunu bilirsiniz güzel görünmek, popüler olmak.
أغلبكم يعرف التشجيع هو عبارة عن الكمال و الفوز تبدو مثيرا وتكون مشهورا

Herkes kazanmak ister ama eğer hile yaparsan bunun gerçekten bir değeri olmaz.
الجميع يُريد الفوز, لكنها في الحقيقة لاتستحق كل هذا العناء إذا غَششِت فقط.

O bileti kazanmak, hayatımda başıma gelen en güzel şeydi.
الفوز ببطاقة السفر هو أفضل شيء حدث لي في حياتي.

Biliyorum bu senin adalet hissine karşı, ama ben kazanmak istiyorum.
أعرف أن هذا يجرح حسك للإنصاف، لكن أود الفوز بهذه الانتخابات.

Sadece kazanmak istediğin için değil kaybetmeyi kesinlikle kabul etmediğin için.
ليس فقط أنك أردت الفوز ذلك بأنك رفضت بالتأكيد أن تفشلي

White Goodman bana takımının bunu gerçekten kazanmak istediğini söyledi.
لقد تحدثت مع وايت غودمان وأخبرني ان فريقه يريد الفوز

Her ne kadar yarışmayı kazanıp o bibloyu kazanmak istesem de, küçük bir kızı bunun için incitmek doğru değildi.
وبقدر ماكنت اريد الفوز بذلك التمثال وشطب جوي من قائمتي لم يكن صحيحاً ان نجبر تلك الفتاة الصغيرة على فعلها

Bu yarışmayı kazanmak senin için çok önemli, Değil mi?
انه مهم جدا لك الفوز بالمسابقه .. صحيح ؟ ؟

Hey, ciddi ol, çünkü o çocuğun ne kadar yakışıklı olduğu umurumda değil buraya kazanmaya geldik, tamam mı?
مهلا، إني بحاجة جدية للحصول عليه ولا يهمني كم هو لطيف نحن هنا من اجل الفوز ، أليس كذلك؟

kazanmayı hak ettiğini düşünseydin nasıl canla başla mücadele edeceğini biliyorum.
أعلم كم تستطيع أن تقاوم إذا اعتقدت أن الفوز شيء مهم

Hayır ama biri üzerine bıçakla geldiğinde kazanma şansın daha yüksek olur.
كلّا ربما تحصل على فرصة أكبر في الفوز إذا لحقك أحدهم بسكين

Bana her zaman desteyi kesmem söylendi. kazanamazsın ama fazla yaşarsın.
كنت أقول دائماً اختار أول ورقة لن تستطع الفوز ولكنك ستكون الخاسر الأخير

Her zaman ulusal yarışmayı kazanmanın hayatının en büyük başarısı olduğunu söylerdi.
فين كان دائماً يقول بأن الفوز بالناشينولز كان أفضل إنجاز في حياته

Favori olmaktan memnun değilim. Büyük oyuncular var. Herhangi biri kazanabilir.
كلا، فهناك الكثير من اللاعبين الاكفاء، اى واحد منهم يستطيع الفوز.

Ancak kaybetmekten korkmadığımız zaman kazanabiliriz.
يمكننا الفوز فقط عندما لا نكون خائفين من الخسارة.

Asla bir galibiyet serisini batırma. Merhaba, çocuklar.
لا تمارس الحب أبدا أثناء الفوز المتتالى. مرحبا أيها الشبان.

Ona güvensek de güvenmesek de o olmadan bu savaşı kazanamayız.
سواء وثقنا فيها أم لا، فلا يمكننا الفوز بهذا القتال بدونها.

Yankee'lerin, Detroit Tiger'larına karşı zafer başlığı atmaya çalıştığı yere.
حيث يحاول فريق اليانكيز الفوز باللقب التقسيمي ضد فريق النمور

Yani sen hayatta kraliçeliği kazanmaktan önemli bir şey yok derken...
إذاً عندما قلتِ بأن لا شيء أهم في حياتك من الفوز

Yine de bu yarışmayı kazanabilirim çünkü baskı altında kontrolümü yitirmem.
ما زلت أريد الفوز بهذه المنافسة لأني أستطيع العمل تحت الضغط.

Haklısın. Al 5 doları. Tebrikler kazandın.
أنت على حق هذه الخمس دولارات تهانينا على الفوز الطيب

Tüm Amerika'da ve dünya çapında kendi yarattığımız "ne pahasına olursa olsun kazan" krizini yaşıyoruz.
في كل أنحاء أمريكا وفي كل أنحاء العالم، لدينا مشكلة في ثقافة الفوز بغض النظر عن عاقبته التي ابتدعناها.