ebe diyor ki... çocuğu almalıyız yoksa Lachchi'nin hayatı tehlikeye girer. | Open Subtitles | إنّ القابلة تنصح باجراء عملية أو قد تتعرّض حياة لاتشتشى للخطر |
ebe, bebeğin başını görebildiğini söyledi. benim hissettiğimse sadece bir ateş çemberiydi. | TED | القابلة قالت أنها تستطيع رؤية رأس الطفل، ولكن كل ما استطعت الشعور به كان حلقة من النار. |
- Korkarım ebe sabah gelemeyecek. | Open Subtitles | لكن أخشى أن القابلة لن تستطيع أن تأتي في الصباح. |
ebe geldiği an herşey yoluna girecek... | Open Subtitles | منذ اللحظة التي ستصل فيها القابلة, سيكون كلّ شيء على ما يرام |
O ebelik derslerini hatırladım: Ruhunu ortaya çıkar. | TED | وأسمي هذه دروس القابلة: اكشف روحك. |
Doktorun iki çocuğu Anna ve Rudolf ise bu süre zarfında ebe tarafından bakılıyordu. | Open Subtitles | ولديه، رودلف و آنا كانا تحت رعاية القابلة في الوقت الحالي |
ebe, bakamadığı durumlarda onu bana ya da doktora emanet ederdi. | Open Subtitles | حين لم تكن القابلة تستطيع الاهتمام به كان تطلب مني أو من الطبيب رعايته |
Güya doktor ve ebe, ilişkileri ortaya çıkmasın diye çocuğu anne karnındayken düşürttürmeye çalışmışlar ve o da bu yüzden özürlü olmuştu. | Open Subtitles | و قد حاول هو و القابلة أن يجهضا الطفل لكي لا يتم اكتشاف علاقتهما و هكذا أصيب الولد بالإعاقة |
ebe bebeğiniz sağlıklı ve onu iyi bir birey olarak yetiştirmek size kaldı dedi. | Open Subtitles | ،قالت لي القابلة إن نصف دماغه متطور الآن أما النصف الآخر فيعتمد علينا |
ebe Xoquauhtli'nin zor bir seçim yapması gerekiyor. | TED | على القابلة شكوالتلي اتخاذ اختيار صعب. |
ebe Cornelia gördü. Bir de ben. Bir de imparatoriçe. | Open Subtitles | كورنيليا) القابلة وأنا، ولا أحد آخر) سوى الإمبراطورة التي أنجبته |
Doğal bir doğum için ebe orada oluyor. | Open Subtitles | القابلة تكون هناك من اجل ولادة طبيعية |
ebe bana Dulcevo'dan buraya kadar geldiğinizi söyledi. | Open Subtitles | القابلة أخبرتني أنكِ أتيتِ من "دول سيفو" |
Thomas, gidip ebe bulacak bilirini bulmalısın. | Open Subtitles | توماس يجب أن تذهب لتجد شخص يحضر القابلة |
Vezir hazretleri, ebe geldi. | Open Subtitles | لقد وصلت القابلة يا مولاي الوزير |
ebe araç gereçlerinin yarısının ne işe yaradığını hatırlamıyor. | Open Subtitles | القابلة لا يتذكر ما نصف أدوات لها هي ل. |
O deli ebe tam tersini söylemişti. | Open Subtitles | تلك القابلة المجنونة أخبرتني بعكس هذا |
ebe bir profesyoneldir. | TED | القابلة التقليدية محترفة |
ebe burada ne arıyor? | Open Subtitles | ماذا تفعل القابلة هنا؟ |
Ertesi gün o beyinsiz ebe Killian, bana Widow'un kendisine bir sırrını açığını anlattı. | Open Subtitles | ثم التخلص من تلك القابلة السخيفة أول أمس أخبرتنى (كيليان) بأن الأرملة كانت قد أخبرتها بسر خطير |
Yeryüzündeki son günümü yaşıyorum ve "psişik olmak isteyenlere" ebelik rolünü yapmak zorundayım burada! | Open Subtitles | آخر يوم لي على الأرض، و أنا عالق هنا و سألعب دور القابلة لزوجـة أحدهـم ! أقـتـلنـي |