"القاعات" - Traduction Arabe en Turc

    • koridorda
        
    • salonlarda
        
    • salon
        
    • Salonlar
        
    • salonların
        
    • koridorlar
        
    • salonlarına
        
    • Koridorlarda
        
    • Koridorlardan
        
    • koridorlarında
        
    Her gün bir arada olmak, koridorda sürekli birbirimizi görmek. Open Subtitles البقاء قرب بعض كل يوم رؤية بعضنا البعض في القاعات
    Kütüphanelerde, halkevlerinde, ortak çalışma alanlarında, festival çadırlarının altında ve büyük salonlarda oluyor. TED تجري في المكتبات ومراكز المجتمع وأماكن العمل الجماعي، وتحت الخيم الاحتفالية وداخل القاعات الكبرى.
    Salonlar büyüdü. Carnegie Hall orta boy bir salon. TED فأصبحت القاعات أكثر إتساعاً. قاعة كارنيجي كبيرة نسبياً.
    İdare ediyorduk, ama bazen bu Salonlar o sırada ya da daha önce yaptığım müziğe uygun değillermiş gibi gözüküyorlardı. TED لقد نجحنا فيها، و لكن أحيانا بعض تلك القاعات لم تبدو متماشية تماماً مع الموسيقى التي كنت اؤلفها أو كنت قد ألفتها.
    O kadar şanslıyız ki, burası gibi kutsal salonların gelmiş geçmiş en iyi iki sanatçısıyla birlikte çalışıyoruz. Open Subtitles من حسن الحظ، نحن مباركون بفنانتين فاتنتين ليجعلن القاعات المقدسة
    Hatta yukarı ve aşağıdaki koridorlar boyunca. Open Subtitles صعوداً وهبوطاً في هذه القاعات طوال اليوم.
    Jazz'ı sokaklardan alıp, bir şekil verdikten sonra konser salonlarına alan adam. Open Subtitles الذي أخذ موسيقى الجاز من الشارع, ونقحها ونقلها إلى القاعات الموسيقية
    Koridorlarda özgürce dolaşıyor ve teoride sınırsız erişim alanı var. Open Subtitles والتحرك بحرية كاملة في القاعات مع اختراق بلا حدود تقريبا
    Kameraların Koridorlardan değil ama odalardan sökülüp sökülemeyeceğini soracağım. Open Subtitles سأرى لو من الإمكان إزالتها من الغرف ولكن بالقطع لن تزال من القاعات
    Sanki 20 yıldır bu koridorda yürememiş gibi hissediyorum. Open Subtitles أشعر بأنني لم أمشي بهذه القاعات منذ عشرين سنة
    Sen koridorda yürürken ne düşünüyordun? Open Subtitles ،عندما كنتَ تجوب القاعات بماذا كنتَ تفكّر؟
    Uyurken, uyanıkken, yemek yerken. koridorda bile dolaşırken içimdeler. Open Subtitles عندما انام ,عندما استيقظ,عندما ,عندما اكل ,عندما امشي في القاعات
    Koridor ve salonlarda yürürken... duvarlara yakın bir şekilde tevazu içerisinde yürürüz. Open Subtitles حين نمشى عبر القاعات و الممرّات .. نمارس الخضوع من خلال المشي بمحاذاة الجدران.
    Dünyanın dört bir yanında, tüm o muazzam salonlarda krallar, kraliçeler ve başkanlar için çalardı. Open Subtitles عزفت عبر العالم، في كل القاعات الموسيقية العظيمة للملوك، و المليكات و الرؤساء
    Geceleri salonlarda dolaşır benden önce gelenlerin yüzlerine bakar ve her birinin benden daha iyi birer erkek olduğunu düşünürdüm. Open Subtitles وقد اعتدت التجول في القاعات في الليل لأحدق في وجوه من سبقني وأفكر في نفسي أن, "كل واحد منهم
    Bu arada dışarıda salon salon seni arayan sanki manken ajansından gelmiş bir itfaiyeci var. Open Subtitles بالمناسبة هناك اطفائي يتجول في القاعات باحثا عنك يبدو كأنه سقط من روزنامة المواعيد
    çok sayıda salon, koridorlar, ve pasajlar. Open Subtitles متعدد القاعات و الاروقه و الممرات
    Bu yazıtlarda, Alt Salonlar'a giden gizli bir geçitten söz ediliyor. Open Subtitles هذه الرموز تتحدث عن ممر سري في القاعات السفلى للمدينة
    Ama aynı zamanda bazen, yazdığım ya da o sırada yazmakta olduğum parçaların bu salonların bazılarında kulağa o kadar da iyi gelmediklerini fark ettim. TED ولكنني لاحظت أنه أحياناً الموسيقى التي ألفتها في ذاك الوقت أو كنت أقوم بتأليفها، لم تخرج في أحسن صورها في بعض تلك القاعات.
    Burada, bu salonların içinde o. - Biliyorum. Open Subtitles إنه هنا في هذه القاعات أعلم ذلك
    Gezegenimizin başlangıcında bu eski koridorlar yeryüzünde yontuldu. Open Subtitles في الماضي، كانت هذه القاعات القديمة منحوتة من كوكب الأرض
    Aşkla dolu, yaşında bayan, oldukça çekici ve şefkatli, hayatı bütünüyle yaşamaya hazır dans salonlarına ve yıldızlı gecelere bayılıyor. Open Subtitles مُحبذة جداً، أنثى كبيرة على اعتبار الجاذبيّة و عطوفة و على استعداد ...للتمتّع بالحياة تُحب رقص القاعات و الليالي تحت النجوم
    Fakat kısa bir sürede kendimi bu pis Koridorlarda dolaşan gelmiş geçmiş en başarılı doktor haline getirdim. Open Subtitles ولكن صممت على أن أكون أفضل طبيب قد تجول في القاعات المقرفة والتي هي ملعونة بالمناسبة
    Uğultulu Koridorlardan kaçmış ilkel bir gölgeydi. Open Subtitles ظل أوليّ قد فرّ من القاعات العاوية
    Derken, mutfak koridorlarında uyumaya başladılar. Open Subtitles الشئ التالي هو أنهم صاروا ينامون في ممرات القاعات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus