| Aldwich'li mezar hırsızı katil, Çılgın Kabadayı Jack değil mi? | Open Subtitles | لا تقصد جاك المجرم المجنون والقاتل ونبّاش القبور في ألدويش؟ |
| Yani mezar yağmalamak için rüşvet alıyorsun ama benim saygı göstermem gerekiyor. | Open Subtitles | اذن انت تقبل الرشاوي لنبش القبور و انا يجب ان اظهر الاحترام |
| Ot temizlemeyle başlayacağız, çim biçme, taş ustasından mezar taşlarını getirmek. | Open Subtitles | سنبدأ بإزالة الأعشاب وقص العشب و جلب شواهد القبور من النحّات |
| Kurtlar bana mezar soyduğunu ve cesetleri ihlal ettiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني المذؤوبون أنّك نشيط جدًّا بسرقة القبور وانتهاك حرمة الموتى. |
| Bu yenilik, İçişleri Bakanı'nın da istediği gibi mezar hırsızlarını işlerinden edebilir ancak aynı zamanda bu ülkeyi de bölecek! | Open Subtitles | الآن ، هذه الإصلاحات قد تحرم لصوص القبور من أعمالهم ، كما ينوي وزير الداخلية لكنهم سيُقسمون أيضاً هذه الأمة |
| Fakat kısa bir zaman önce çoğu mezarlık hareketli yerlerdi, mezar taşlarının etrafında dolaşan insan kalabalıkları ve çiçek açan bahçeleri vardı. | TED | لكن منذ وقت قريب، حين كانت المقابر أماكن عامرة بالحياة، والحدائق المزهرة وحشود من الناس تتجول بين شواهد القبور. |
| Birçok Romalı kadının mezar taşından bunu çıkarabiliriz. | TED | نعلم السبب الذي لأجله مكتوب على شواهد القبور الكثير من من أسماء نساء الرومان. |
| Yeni gelen mahkumlar mezar kazdığımızı görürlerse, kaçabilirler. | Open Subtitles | هؤلاء المساجين الجدد لو رأوونا نحفر القبور , لربما هربوا جمعياً |
| Benim zamanımda hileleri öğrenmeliydik, yoksa mezar kazıcılara iş olurduk. | Open Subtitles | في ما مضى ، كنا مضطرين إلى تعلم الخدع وإلا وفرنا عملا لحفاري القبور |
| Ve siz mezar hırsızlarının tek düşüncesi, onun hit olması! | Open Subtitles | كل ما تفكروا به يا سارقي القبور هو الحصول على برنامج ناجح |
| mezar taşlarının üzerindeki yazılar bildiklerim gibi değildi. | Open Subtitles | النقوش الموجودة على القبور لم تكن كما كنت أعرفها |
| Satürn ise, mezar kazıcısı, bakıp büyüten, şüphe ve kötülüğü simgeliyor. | Open Subtitles | أما زحل فهو بمثابة : حفار القبور وعدم الثقة والشك والشر ، كما يقولون |
| Adanın ucundaki Santa Maria köyünü ve boyalı mezar taşlarıyla dolu mezarlığını geçtikten sonra dosdoğru yürümek, çöle ulaşmak için yeterli. | Open Subtitles | في نهاية الجزيرة خلف قرية "سانتا ماريا" ومقبرتها ذات القبور الملونة كل ما عليك هو أن تمشي قليلا للأمام لتجد الصحراء |
| Sen de şirket ortağısın. Patsy ve Cockeye de öyle. mezar kazıcıları ve eşit ortaklar. | Open Subtitles | الشركة لك , انت وبيستى وكوكي حُفار القبور شركاء متساوون |
| Bütün gün mezar kazdım. | Open Subtitles | اعَمَل طوال اليوم الملعون في المقبرةِ، لتنظيف القبور. |
| Yanlış tarihler. mezar taşlarındaki yanlış tarihleri kullanarak şifrenin anahtarı yaptı ve şifre de şarkıydı. | Open Subtitles | التواريخ الخطأ، استخدمت تواريخ خطأ على شواهد القبور |
| Annem mezar taşı süslemelerini kopyalar. Çok iğrençtir. | Open Subtitles | والدتي تعمل في نقش شواهد القبور ظلال جميلة , هه ؟ |
| Evet. Senaryo mezar soygunculuğu için çeşitli yöntemler içeriyor. | Open Subtitles | أجل، السيناريو يحتوي على العديد من مراجع سرقات القبور |
| Keşke millet mezar kazdıktan sonra açık bırakıp gitmese. | Open Subtitles | أتمنى أن الناس لا يتركوا القبور مفتوحة مثل هذا |
| Hangi mezar hırsızları sadece cesetleri çalar? | Open Subtitles | ظننتك قلت بأن سارقي القبور يقومون بسرقة الجثمان فقط |