Seni ve Sayu'yu öldürmeyecek olan kararı ver. | Open Subtitles | فاصنع القرار الذي تمنع فيه نفسك و سايو من الموت |
- Hayır. Ama bu mevcut seçeneklere göre bu kararı veriyorum. | Open Subtitles | كلا، لكن نظرا للخيارات المتوفرة، هذا هو القرار الذي سأتخذه. |
Bilgi toplamak, sizi hedefinizi tutturacak karara yaklaştırıp, farklı seçenekleri düşünüp taşınmanızda size yardım eder. | TED | جمع المعلومات يساعدك على مفاضلة الخيارات المختلفة، ويجعلك تقترب من القرار الذي يحقق هدفك. |
Eğer bir karara varırsanız her şey bir kaç günde biter. | Open Subtitles | وبعد ذلك اتخذ قرارك واذا كنت ستتخذ القرار الذي أتمناه |
Kararının kesin olduğunun ve ettiğin yeminin kutsal olduğunun farkındasın. | Open Subtitles | أنتِ تدركين أنّ القرار الذي اتخذتيه سيكون للأبد و أنّ القسم مقدّس للغاية |
Kararının kesin olduğunun ve ettiğin yeminin kutsal olduğunun farkındasın. | Open Subtitles | هل تُدركي أن القرار الذي تتخذيه، دائم. وأن ذلك النذر مُقدس. |
Kendinizi nasıl hissederdiniz ve bir dahaki sefere nasıl bir karar alırsınız? | TED | بما سيشعرك هذا الأمر وما القرار الذي ستقوم باتخاذه في المرة القادمة؟ |
Anlamanızı ya da verdiğim kararı onaylamanızı... ..beklemiyorum. | Open Subtitles | ا أتوقع أن تفهما أو تدعما القرار الذي اتخذته، |
Bu geldiğim noktadaki kararı kolay bir şekilde vermediğimi bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريدكم أن تفهموا القرار الذي اتخذته لم أكن واضح |
Ama bunu, aldığım kararı kabul edemeyeceksen, o zaman seni ziyaret etmem. | Open Subtitles | لكن إذا كنت لا تستطيعين تقبل هذا القرار الذي إتخذته إذن أنا لن أزورك |
Sonra hayatımı sonsuza dek değiştirecek o kararı verdim. | Open Subtitles | ثم بعد ذلك إتخذت القرار الذي سيغير حياتي للأبد |
İnandığın ve verebileceğin en iyi kararı verdin. | Open Subtitles | لقد قمتِ بأفضل قرار يمكنك القيام به, ذلك القرار الذي آمنتِ به |
Aldığın kararı, tam olarak kavradığını sanmıyorum. | Open Subtitles | الآن فقط . لكن لاأعتقد .. انك تفهم القرار الذي تختاره |
Nihayet ailece görüşüp bu karara vardık. | Open Subtitles | لكن أخيرا تحدثنا بخصوص الأمر كعائلة و هذا هو القرار الذي توصلنا إليه |
Açıkçası onunla ailesinden biri olarak makul bir konuşma yaptık ve bu karara vardık. | Open Subtitles | بأمانة, لقد تحدثنا بوسائل عقلانية كأسرة واحدة وكان هذا القرار الذي اتخذناه |
Bunu çok düşündüm ve böyle bir karara vardım. | Open Subtitles | لكنني فكرت بالأمر كثيراً, وهذا هو القرار الذي اتخذته. |
Hayır, değil. Tamamen tasarlanmış. Bu benim verdiğim bir karar. | Open Subtitles | لا، إنها ليست كذلك.أنها تملكتني بالفعل هذا هو القرار الذي أتخذته |
Yani adamları ben kâğıt imzalarken öldürmek gibi bir karar almadın mı? | Open Subtitles | إذاً لم يكن القرار الذي إتخذته للقيام بالجرائم بينما أنا أوقع الورق ؟ |