| objeyi çaldıran mümessiller pusuya düşürülmüşlerdi. | Open Subtitles | العميلان اللذان سُرقت منهما القطعة الأثرية قد تعرضوا لِكَمين |
| Hatshepsut, objeyi bal arılarının feromonlarını kullanarak yapmış. | Open Subtitles | و هي من صنع القطعة الأثرية مُستخدمة كيماويات من عسل النحل |
| İlk gerçek davam ve obje çalınıyor. | Open Subtitles | في أول قضية حقيقية لي و القطعة الأثرية مسروقة |
| Belki de obje hava kaynaklıdır ya da sudadır. | Open Subtitles | حسنا ، ربما القطعة الأثرية كانت محمولة جوا أو مُتواجدة في الماء |
| Bu objenin etkisi altında olan herkes ya konuşamayacak durumdalar ya da ölüler. | Open Subtitles | كل من أصيب بهذه القطعة الأثرية إما بعيد عن القدرة على الكلام أو ميت |
| Sadece eserin buraya geldiğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط ان اطمئن أن القطعة الأثرية وصلت بسلام |
| İşte bu yapışkanın bir nesneyi nötr ettikten sonraki kokusu. | Open Subtitles | أجل، هذه هي رائحة المادة اللزجة بعد أن تقوم بتحييد القطعة الأثرية. |
| İçim rahatladı. Böylelikle kayıp objeyi bulamazsak müzik kanallarını değiştirebiliriz. | Open Subtitles | يا سلام، في هذه الحال إذا لم نسنطيع إيجاد القطعة الأثرية المفقودة |
| O zaman eve gelmesini bekleyip objeyi kaparız. | Open Subtitles | إذاً سننتظر هنا فقط في المنزل إلى أن تعود و نستعيد القطعة الأثرية |
| İmparator bu objeyi bir uyarı olarak göndermiş bu garip mavi orkide İngiliz terleme hastalığını yaymış. | Open Subtitles | أرسل الإمبراطور هذه القطعة الأثرية كتحذير هذه الزهرة الزرقاء الغريبة سببت مرض سُمي مرض التعرق الإنجليزي |
| Ben gidip objeyi alayım, sen de eve gidip karışıklığını hallet. | Open Subtitles | سأذهب للحصول على القطعة الأثرية و انت عد للمنزل و نظف فوضاك |
| Peki hiç bir şeye dokunmadan buna sebep olan objeyi nasıl bulacağız? - Hayır biliyorum. | Open Subtitles | كيف من المُفترض أن نجد القطعة الأثرية التي تسبّب هذا إذا لا يُفترض بنا لمس شيء؟ |
| Hikâyeyi bitirmek de objeyi bul demekse eğer ne güzel, çünkü bizim işimiz bu. | Open Subtitles | وإذا كان إنهاء القصة يعني إيجاد القطعة الأثرية سيكون الامر جيداً ، لأن هذا ما نفعله |
| Ki, obje hırsızlığının yanısıra adam kaçırma, ve eğer hesaplarım doğruysa cinayet de var. | Open Subtitles | بالإضافة إلى عواقب سرقة القطعة الأثرية و أيضاً الاختطاف، و إن كانت حساباتي صحيحة عملية إغتيال |
| O zaman bu aynı obje bile değil çünkü panonun oradaki adamın yakınında hiç kimse yoktu. | Open Subtitles | حسناً، تِلك ليست نفس القطعة الأثرية لأنه لم يكن هناك شخص قريب من ضحية اللوحة الإعلانية |
| Yani tabii, bir öğrenci kulübü ama yine de obje orada olabilir. | Open Subtitles | حسناً الآن ، منزل الأخوية يمكن أن تكون القطعة الأثرية هناك |
| Evet, o yüzden objenin ne olduğunu bulup-- | Open Subtitles | حسناً، سوف نكتشف فقط ماهي القطعة الأثرية |
| objenin yan etkisi artılarından çok daha kötü olurdu. | Open Subtitles | الجانب السلبي لتلك القطعة الأثرية ستكون أسوأ من الجانب الإيجابي |
| Bu eserin nasıl çalıştığını tam çözemedim. | Open Subtitles | مازالت لم أتحكم بعد في كيفية عمل القطعة الأثرية هذه |
| Elbette nesneyi size getireceğim. | Open Subtitles | في الواقع, سأحضر لك القطعة الأثرية |
| Parça bir tür taşıyıcı dalga üretiyor. | Open Subtitles | يبدو أن القطعة الأثرية تولّد نوعاً من الأمواج الناقلة |
| Doktor Rothman parçayı incelemek için 3C laboratuvarında bekliyor. | Open Subtitles | دكتور روثمان ينتظر القطعة الأثرية فى المعمل سى ثلاثة |
| Kaptan tüm bu zaman boyunca eser gemide miydi onunla yakalanmak istemedik onu buraya sakladım | Open Subtitles | أيها الكابتن، القطعة الأثرية كانت على متن السفينة طوال الوقت ؟ لم أستطع التحمل بأن أمسك بها لذا خبأتها هنا |
| ve hesaplaşmak için bir nesne kullanır. Ne çeşit bir nesne hem zehirler hem de birleştirir? | Open Subtitles | صحيح، وإستعمل قطعة أثرية لينتقم، لكن ما نوع القطعة الأثرية التي تقوم بالتسميم واللصق؟ |
| Sanıyorum, yüzeyde bulduğumuz yapıtın bununla bir şekilde ilgisi var. | Open Subtitles | أعتقد أن القطعة الأثرية التي إكتشفناها على السطح كانت المسئولة بشكل ما |