"القلائل" - Traduction Arabe en Turc

    • nadir
        
    • sayılı
        
    • az sayıda
        
    • ender
        
    • az sayıdaki
        
    • kişiden
        
    • kalan birkaç
        
    Bölgedeki nadir büyük büyükannelerden biriydi. TED هي واحدة من الجدات القلائل في هذا المكان.
    Peki bu şirketleri kim kuruyor? Birkaç nadir insan. TED ومن يبدأ هذه الشركات؟ ، انهم بعض الناس القلائل
    Güvenebileceğim sayılı insanlardan birisin, Speer. Open Subtitles أنت من الأشخاص القلائل الذين يحظون بثقتي
    Sana, okyanusun dibindeki o uçağın bir aldatmaca olduğunu bilen sayılı insanlardan biri olduğumu söyledim ama sen sana inanmayacağımı mı düşündün? Open Subtitles أقول لك بأنني من الناس القلائل الذين ظنوا أن الظائرة في قعر المحيط كانت خدعة ولم تظن أنني سأصدقك؟
    Sanırım bir uçak pilotu olarak, bunu söylerken ciddi olan az sayıda insandan birisin. Open Subtitles كطيار، أنت واحد من القلائل الذي يقولون ذلك، ويعنونه
    Aynasizlar beni ariyor. Salaklar. Onu seven ender kisilerden biriyim. Open Subtitles رجال الشرطة أغبياء ليطاردونني، فأنا أحد القلائل الذين يحبونهم.
    Bilgisayar programcılığı temeli olan az sayıdaki öğrenciden biriydim. TED كنت واحداً من القلائل الذين لديهم خلفية عن برمجة الحاسوب.
    Dadı, akıllı bir ihtiyar ve saygısını kazanmak istediğim birkaç nadir kişiden biri. Open Subtitles لم أسمع شيئاً أكثر صدقاً من هذا إن مامي عجوز ذكية وواحدة من القلائل الذين أتمنى أن أحظي باحترامهم
    Sağ kalan birkaç kişi kontesi evine götürdü. Open Subtitles الناجون القلائل عندما شخصها الأطباء
    Sen devam etmesini tavsiye ettiğim nadir oyunculardansın. Open Subtitles أنت أحد الممثلات القلائل التي نصحتهم بالإستمرار.
    Ürünü tüm gün emanet edebileceğim nadir adamlardandır. Open Subtitles إنّه أحد القلائل الذين أثق بهم في مراقبة الإنتاج طوال الليل
    Bence Paul'la evlenmelisin çünkü o senin duvarlarını yıkmayı başaran ve güvenini kazanan nadir kişilerden birisi. Open Subtitles أعتقد بأنه يجب أن تتزوجي ببول لأنه لأنه واحد من القلائل الذين استطاعوا تحطيم دفاعاتك و نال ثقتك
    Çünkü sen güvenebileceğimi bildiğim sayılı insanlardan birisin. Open Subtitles لأنك واحدة من الأشخاص القلائل الذين أستطيع الوثوق بهم.
    Dr. Bravenec tam doz radyasyondan sonra lobektomi uygulayan... ülkedeki sayılı cerrahlardan biri. Open Subtitles الطبيب "برافينيك" أحد الجراحين القلائل في البلد الذين نفذوا مثل هذه العمليات بعد الجرعات الاشعاعية.
    Doktor Matt Lederman ve karısı Doktor Alona Pulde, hastalarının tedavisi için öncelikle tam-besinli bitkisel beslenmeyi kullanan sayılı ama sayısı gittikçe artan doktorlar arasında. Open Subtitles يُعد الطبيب (مات ليدرمان) و زوجه (الطبيبة (ألونا بولدي، من بين الأطباء القلائل و لكن الآخذين بالإزدياد الذين يستخدمون طعام كامل، نمط غذائي نباتي المصدر
    Bu mağarada çok değerli bir şey var ve ben bunu görmesine izin verilen az sayıda insandan biriyim. Open Subtitles ،في هذا الكهف يوجد شيء ما نفيس جداً لدرجة أني أحد القلائل الذين سُمح لهم برؤيته
    Bana öfkelenmen için bir sebep yok, çünkü ben burada sana bir fırsat vermeye çalışan, az sayıda insandan biriyim. Open Subtitles من القلائل الذين أتوا هنا محاولين أن يمنحوك فرصة
    Fakat ben kolyenin etkilemediği az sayıda kişiden biriyim. Open Subtitles ولكننى إحدى الناس القلائل الذى لايؤثر عليهم هذا السحر.
    Burası, Dünya'daki erken yaşamdan kalma canlıları görebileceğiniz çok ender yerlerden biri. Open Subtitles هذا واحد من الأماكن القلائل حيثُ يُمكنكم رؤية يُنى حية تُذكر بالحياة الأولى على الأرض.
    Burada çalışan ender siyahlardan biriyim.. Open Subtitles أحد السود القلائل في الشركة
    Takımdaki az sayıdaki parlak ışıklardan biri. Open Subtitles واحد من القلائل الذين برزوا في تشكيلة الفريق.
    Hayır; sana indirim yok, çünkü sen bunun değerini anlayan çok az sayıdaki kişiden birisin. Open Subtitles لا,لا يوجد خصومات من أجلك لأنك أحد القلائل الذين يتفهمون السعر
    Konuşabileceğim birkaç kişiden birisin sen. Open Subtitles أنت واحد من القلائل الذي يمكنني التحدث إليهم
    Sağ kalan birkaç kişi kontesi evine götürdü. Open Subtitles الناجون القلائل عندما شخصها الأطباء

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus