Bu ilişkide cinsellik olmadığından dolayı, geriye pek çok güç ve enerji kalıyordu... biz çocuklar ve sosyalist günlük yaşam için. | Open Subtitles | لم تكن هذه العلاقة جنسية و لكن كان ما يزال هناك القوة و النشاط أما نحن الأولاد بقينا والروتين الاجتماعي اليومي |
Bu ilişkide cinsellik olmadığından dolayı, geriye pek çok güç ve enerji kalıyordu... biz çocuklar ve sosyalist günlük yaşam için. | Open Subtitles | لم تكن هذه العلاقة جنسية و لكن كان ما يزال هناك القوة و النشاط أما نحن الأولاد بقينا والروتين الاجتماعي اليومي |
Evet. Fakat bu ona yeteri kadar güç ve güven veriyordu. | Open Subtitles | نعم, و لكن هذه تعطيه ما يكفي من القوة و الآمان |
Yer çekimi çok güçlü ve düştüğünün farkına bile varmıyor. | Open Subtitles | الجاذبية فى منتهى القوة و هو لم يلاحظ حتى سقوطه |
Sevgili Tanrım. Emanet ettiğin görevi yerine getirecek gücü ve inancı bana verdiğin için şükrediyorum. | Open Subtitles | يا إلهي، أشكرك على منحي القوة و الإيمان لإتمام المهمة التي إئتمنتني عليها. |
Arzuladığı güce ve amaca böyle ulaşıyor. | Open Subtitles | انها تمنحه مشاعر القوة و الوجود التي يشتهيها |
Tanrım, neden bu yarışmayı güç ve yakışıklılık üzerine kurdum ki? | Open Subtitles | يا إلهي لماذا جعلتها مسابقات تعتمد على القوة و الجمال ؟ |
Bir kişinin tüm sesleri duyması, algılaması ve çalmasındaki güç ve birliktelik çok değişik bir deneyim. | TED | القوة و التماسك التي تاتي من سمع شخص واحد ,ادراك وعزف جميع الاصوات تصنع تجربة مختلفة كثيرا |
Erkeklerimize güç ve hayat, ...kadınlarımıza sonsuz bereket ver. | Open Subtitles | امنح رجالنا القوة و الحيوية و امنح نسائنا الخصوبة اللانهائية |
Başka türlü olmasını dilerdim, ama sizin güç ve etkiniz ayrıca Mehdiye karşı olma yeterliliğine sahipsiniz. | Open Subtitles | أتمنى العكس لكن لديك القوة و التأثير و القدرة على مواجهة المهدى |
Oysa gerçekte bir güç ve özgürlük meselesi melankoli ve göz kamaşması. | Open Subtitles | ولكن في الحقيقة إنها عن القوة و الحرية السوداوية و الإنبهار |
Krallığın için, güç ve görkem. Sonsuza kadar. Amin. | Open Subtitles | الملك لك، و القوة و المجد دائماً و أبداً، آمين |
Kalça ve bacak kasları güç ve manevra yapma yeteneği için kusursuz derecede gelişmiş. | Open Subtitles | خصره و سواعده ممرنتان بشكل جيد من اجل القوة و الرجولة |
Egemenlik, güç ve yücelik sonsuzlara dek senindir. Amin! | Open Subtitles | لك الملك و القوة و المجد للأبد خالدا، آمين |
O,insanların yalnızca güç ve kişisel çıkarla yönetilebileceğini düşünüyor | Open Subtitles | و يعتقد أن الرجل يمكن أَن يخضع بواسطة القوة و المصلحة الشخصية فقط |
Çünkü egemenlik güç ve yücelik sonsuzlara dek senindir. | Open Subtitles | لأن لك الملك القوة و المجد إلى أبد الآبدين |
HXP, kullanan insana hız, güç ve agresiflik veriyor. | Open Subtitles | إتش إكس بى يعزز السرعة و القوة و العدائية لدى كل من يأخذه |
Eğer kendini fiziksel açıdan sorunlu görüyorsa, araba ona sadece sahip olmadığı güç ve kontrolü vermekle kalmaz, kalkan görevi de görür. | Open Subtitles | معطوبا جسديا السيارة لا تمنحه القوة و السيطرة فقط التي يفتقدها,لكنها تخدمه كدرع أيضا |
güç ve acı çekmeyi aynı anda barındırıyor olması, eski dünya insanlarıyla bir bağ kurmasını sağlamıştır. | Open Subtitles | جمعه بين القوة و المعاناة فى شخصية واحدة جعله على علاقة وثيقة بالأشخاص من العالم القديم |
Yunanlılara göre Avcı Orion diğer bütün fanilerden daha güçlü ve kişilik sahibiymiş. | Open Subtitles | طبقاً لليونانين صائد الجوزاء أعظم في القوة و القوام أكثر من أي مخلوق آخر |
Sahip olmadığım ise, adam gücü ve dağıtım. | Open Subtitles | لكن ما أفتقره هو عدم وجود القوة و وسائل التوزيع |
Daha büyük avları yakalayacak güce ve ağırlığa sahip. | Open Subtitles | إنها تملك القوة و الوزن اللازمين لصيد طرائد أضخم حجمًا |
Bu cesaret ve gücü benim için de kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع ان تستبقى لى بعض هذه القوة و الجرأة |