Savaşa inanmazdı ancak güç ile kararlılığın gerekli olduğunu anlardı. | Open Subtitles | لم يكن يؤمن بالحرب، لكنّه فهم الحاجة إلى القوّة والإصرار. |
güç yüzükleri, korkunun üstesinden gelme yeteneğine sahip olanları arar. | Open Subtitles | طاقة الخاتم تلاحق الذين أظهروا القوّة للتغلب على خوف عظيم. |
Nelere sahip olduğuna bir bak. Onca güç. Çok yaklaştın. | Open Subtitles | انظري ما حصلتِ عليّه، المزيد من القوّة فأنتِ قريبة للغاية |
Sende var olan sahip olduğun Tanrı'nın bağışlamış olduğu dayanma gücü onda bulunmamakta. | Open Subtitles | عندك القوّة حياتك المستمدة من الله مُنحت لك وهذه قوّة لا يملكها هو |
Tanrı'nın ilahi gücü adına... Dünyadaki tüm şeytanlar ve kötü ruhlar, cehenneme gitsin. | Open Subtitles | بواسطة القوّة الإلهيّة، إلقِ في جهنم، إبليس وجميع الارواح الشريرة في هذا العالم. |
Bütün enerjileri ve kuvvetleri, sağlıklı güçlü ve dirençli bir okyanusa bağlı. | Open Subtitles | كلّ هذه القوّة وَ الطاقة مرهونة بسلامة وَ ازدهار وَ مرونة المحيط |
Bu kadar güce tek bir kişinin sahip olmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | ما حرى أن تملك فتاة واحدة هذا القدر من القوّة. |
Bir adam, gücün her daim bizde olduğunu göstermek için ortaya çıktı. | Open Subtitles | الرجل قد عاد كي يذكرنا بأن القوّة لا تزال ومازالت في أيدينا. |
Bedenin tutkuları, güç ve hırsın verdikleri yanında hiç kalır | Open Subtitles | رغبات الجسد، هي لا شيء مقارنةً بما تصنعهُ القوّة والطموح |
Farkında mısın bilmiyorum ama güç benim için bir sorun değil. | Open Subtitles | لا أوقن إن كنت منتبهًا للوضع هنا، لكنّ القوّة ليست مشكلتي. |
Dünyada adaletin hüküm sürebilmesi için gereken şey güç mü yoksa aşk mıydı? | Open Subtitles | ،وللحفاظ على النّظام في هذا العالم فهل ما يحتاجه هو القوّة أو الحُب؟ |
Bildiğim her şeyi denedim. Yeğenimizin kanında bulunan.. güç de buna dahil. | Open Subtitles | جرّبت كلّ ما أعلمه بما يشمل القوّة الكامنة في دم ابنة أخينا. |
Çalıştırıldığında içindeki saf güç her şeyi, hatta bir Tanrı'yı bile silebilir. | Open Subtitles | فور تفعيله تستطيع القوّة الخام بداخله أنْ تبيد أيّ شيء، حتّى إله |
Yetkinlik, disiplin, dayanıklılık ve güç arıyoruz. | TED | فنحن نبحث التنافس ،الاإنضباط، التحمّل و القوّة. |
Zaman Efendileri arkanda olmadan gücü daha ne kadar elinde tutabileceğini sanıyorsun? | Open Subtitles | إلى متى تظن أنك ستستحوذ على القوّة بدون مساندة سادة الزمان ؟ |
Eğer sol elin yolunu seçersem, gerekli olan gücü zamanın bir fonksiyonu olarak kaslarımdan birinde uygulayabilirim. | TED | إذا قمت باختيارالمسار المقابل لليد اليسرى، أستطيع حساب القوّة المطلوبة في أحد عضلاتي بوصفها دالة في الزمن. |
İstediğin şey imkansız. Bu kadar güçlü bir büyü yok. | Open Subtitles | ما تسعين إليه غير موجود ولا يوجد سحر بتلك القوّة |
- Tetiği çekmek için ne kadar güçlü olmanız gerekir ki? | Open Subtitles | ما مدى القوّة الّتي يتطلبها سحب الزناد؟ كان ذلك سريعاً. |
Sonuç: güce, şiddete, korkuya ve bağımlılığa dayanan bir uygarlıktan başka bir şey değil. | Open Subtitles | و النتيجة كانت حضارة مبنية على القوّة و التّسلط و الخوف و الاتّكال |
Normalde bütün gücün toprağa akıp atalarımızı memnun etmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كلّ القوّة التي تعيّن أن تطلق للأرض لكيّ ترضي أسلافنا |
Seni görmek, yarınlarımız için mücadele etme gücünü verdi bana. | Open Subtitles | .. رؤيتكِ منحتني القوّة لأقاتل من أجل كل أيامنا المُقبلة |
Bu güçle yaşamı hür ve güzel yapın. | Open Subtitles | القوّة لخلق السعادة عندكم القوّة لجعل هذه الحياة حرة وجميلة |
Hem onu yapip hem de ayini gerçeklestirecek gücüm yok. | Open Subtitles | ليستْ لديّ القوّة لفعل ذلك وتنفيذ المراسم في نفس الوقت. |
Vucut ve beyindeki bu dalgalanma ona karşı konulamaz, bir kuvvet veriyor. | Open Subtitles | الآن سيول الأدرينالين تدفّق غير مراقب خلال الجسم والدماغ، إعطائه القوّة المدموجة |
Kesinlikle aynı güçte, bu demektir ki bir tanesi sahte. | Open Subtitles | إنهما بنفس القوّة تماماً، وهذا يعني أن أحدهما مزيّفاً |
Baskı ya da kontrol etmek gibi bir güçten bahsettiğini sanmıyorum. Bence enerjiden bahsediyordu. | Open Subtitles | لا أحسبه كان يقصد القوّة كالسيطرة والنفوذ، أظنّه كان يقصد الطاقة |
Ağır ateş gücüne bakılırsa, daha önce gelmedikleri için şanslısın. | Open Subtitles | مع كل هذه القوّة من الأسلحة، أنت محظوظ لأنهم لم يظهروا مبكراً |
Evet ama o kadar da kuvvetli değil ve çabucak güç kaybediyorum. | Open Subtitles | ،أجل، لكنّي لستُ بتلك القوّة .فإنّي أفقد طاقتي سريعًا |
Büyük güçler, beraberinde büyük sorumluluklar getiriyor. | Open Subtitles | مع القوّة العظيمة تأتي المسؤوليّة العظيمة. |
İşe yaramaz. Tırmandığımızda hiç gücümüz kalmadı. | Open Subtitles | هذا لن ينفع، عندما حاولنا تسلق التلّ لم يكن لدينا القوّة |