Aslında, havaalanında bulduğum bu broşürü okuyordum. | Open Subtitles | بالواقع, كنت أقرأ لقد أحضرت هذا الكتيب من المطار |
Sana daha önce muhasebe seminerinde bahsettiğim.. ...şu broşürü getirmek istemiştim... | Open Subtitles | لكني أردت أن أحضر لك الكتيب عن حلقة دراسية للمحاسبة |
broşür, harita ve bazı faydalı telefon numaraları var. | Open Subtitles | الكتيب, خريطة بها أرقام هاتفية المفيدة هنا |
Broşürde, golf sahasıyla okyanusun hotelin zıt taraflarında olduğu yazıyordu. | Open Subtitles | الكتيب يقول أن ملعب الغولف والمحيط بجوانب مختلفه من الفندق |
Madem o lanet kitapçığı belli ki okuyorsun, belki de bize kederin 5 evresi hakkında seminer vermeliydin! | Open Subtitles | ربما يمكن أن تعطينا ندوة حول مراحل الحزن الخمس لأنك قرأت ذلك في الكتيب السخيف |
Broşüre bir dipnot koysam iyi olur. | Open Subtitles | سأتأكد من إضافة ملاحظة على .هامش الكتيب أوكي.. |
Şimdi beyler, mavi kitapçıkta 18. sayfayı açmanızı istiyorum. | Open Subtitles | الآن، ما أريده منكم يا رفاق هو أن تفتحوا صفحة 18 في الكتيب الأزرق |
"B"... "Öpüşme hakkındaki şu broşürü okumak ister misin?" | Open Subtitles | هل ترغب بتصفح هذا الكتيب عن التقبيل ام ج: |
broşürü okumuşsun. Birinin okuması beni memnun etti. Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | أن تقرأ الكتيب يسرني ان شخص ما فعل , ما هي وجهة نظرك؟ |
Size bu broşürü vermek istiyorum üzüntünün belirtilerini ve işaretlerini anlatan bir sürü bilgi var. | Open Subtitles | أردت أن أقدم لكم هذا الكتيب التي لديها الكثير من المعلومات الجيدة حول علامات وأعراض الحزن. |
Vatandaşlık görev azminiz ve yangın söndürücüyle gelen bu broşür ihtiyacınız olan eğitimi size sağlayacak. | Open Subtitles | حسكم للواجب الوطني وهذا الكتيب الذي أتى مع طفاية الحريق هو كل التدريب الذي تحتاجونه أو ستتلقونه |
broşür bastırdığın için hayranlığını gizleyemiyormuş. | Open Subtitles | وأبدى اندهاشه لأنك وجدت وقتا لكتابة الكتيب |
Yatağının altında bulduğum üzerinde "Boston Çay Partisi" yazan broşür ne peki? | Open Subtitles | وماذا عن هذا الكتيب الذي وجدته تحت فراشك؟ |
Broşürde güzel gözüküyordu. Her şey gözüktüğü gibi değildi tabii. | Open Subtitles | بدت جيدة في الكتيب ليست بمثل السمعة التي عرفت عنها |
Bu Broşürde Buda'nın öğretileri yazıyor. | Open Subtitles | هذا الكتيب يحوي تعليمات الديانة البوذيّة |
Çenesini sabitledim. Tüm açıklamalar bu Broşürde yazıyor. | Open Subtitles | لقد أغلقت فكه بالأسلاك يشرح الأمر بالكامل بهذه الكتيب |
O kitapçığı parçaladı, ve köpeğini üstümüze saldı. | Open Subtitles | لقد مزقت الكتيب و بعد ذلك هددتنا بكلبها |
Broşüre bakmadan tatile çıkılmaz. | Open Subtitles | لا تذهب في إجازة من دون النظر إلى الكتيب أولاً |
Şimdi beyler, mavi kitapçıkta 18. sayfayı açmanızı istiyorum. | Open Subtitles | الآن، ما أريده منكم يا رفاق هو أن تفتحوا صفحة 18 في الكتيب الأزرق |
Evet, şu kitapçık. | Open Subtitles | بخصوص الكتيب الخاص بكم |
Pekala, kullanma kılavuzu bu aletin bir aptal-geçirmez olduğunu söylüyor, denemek isteyen? | Open Subtitles | حسناً، الكتيب يقول أنه مقاوم للحمقى إذن من يريد أن يختبرها؟ |
Açık ki o kızın hayatını kurtardın ama bu işi kitabına göre yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | حقاً لقد انقذت حياة تلك الفتاة ولكن على أن أتبع الكتيب لارى ذلك يمر كرماً |
Sana hazırladığım broşürleri gösterip biraz geribildirim almak istedim. | Open Subtitles | ظننت ان اريك ما قمت بتصميمة لأجل الكتيب لكى تعطينى رأيك |
Clark, bu oda broşürdeki odaya benziyor mu? | Open Subtitles | كلارك، هل هذا تبدو وكأنها الغرفة في الكتيب ؟ |
Bu, kılavuz olan Manual'a göre komisyonda üst sınır yok. | Open Subtitles | وفقاً لهذه الكتيب لا يوجد سقف محدد للعمولات |
Tek demek istediğim, o defterde yazmayanları devirerek de bu şehirde bir şeyleri değiştirebilirsin. | Open Subtitles | بأنه يمكنك إحداث فارق إن فكرت بمن هم خارج ذاك الكتيب |
El kitabını okumaya fırsatım bile olmadı. | Open Subtitles | تباً .. أنا حتى لم أقرأ الكتيب الخاص بالسيارة |
Celia, sen de kitapçığını al. Talimatları sen oku, aramızda diksiyonu en iyi olan sensin. | Open Subtitles | سـيليا أحضري الكتيب ، لنحصل على آداء أفضل |