Bu anı paylaş, bu arada benim için çok şey ifade ediyor, gerçekten. | Open Subtitles | علي الاقل نحن هنا نشترك فى هذه اللحظة الذي يعني الكثير بالنسبة لي |
Bu yüzden geldik çünkü bu ev bizim için çok değerli. | Open Subtitles | لهذا جئنا هنا .. لأن هذا البيت يعني الكثير بالنسبة لنا |
Burada sadece bir yıldır bulunan biri için çok şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنّكِ تعرفين الكثير بالنسبة لشخص مضى على وجوده هنا سنة واحدة |
Bence siz de onun için çok şey ifade ediyorsunuz. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعتقد أنك تعنى الكثير بالنسبة لها |
Bunun anlamı çok büyük, özellikle de bunu sizden duymanın. | Open Subtitles | وهذا يعني الكثير بالنسبة لنا خاصة و إنها صادرة منك |
Aslında öyleyim, o yüzden benim için çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | كذلك أنا ، لذلك هذا يعني الكثير بالنسبة لي |
Bunu senin söylemen benim için çok anlamlı. | Open Subtitles | الذي يَعْني الكثير بالنسبة لي، مجيئ منك. |
Senin için eğlenceli olabilir, ama o köpek benim için çok değerli. | Open Subtitles | حَسناً، قَدْ يَكُون ذلك مضحكَ إليك. لكن ذلك الكلبِ يَعْني الكثير بالنسبة لي. |
Arkadaşlığın benim için çok şey ifade ediyor. Başka ne var? | Open Subtitles | صداقتك تعني الكثير بالنسبة لي على كل حال، ماذا أيضا؟ |
Bu, benim için çok önemli. Beni takdir etmeniz... | Open Subtitles | هذا يعني الكثير بالنسبة لي، فكونكم تقدّرون إمكانياتي.. |
İlgileniyorum çünkü sen benim için çok önemlisin ve iki kişinin, aşkı ve mutluluğu bulduğunu bilmek beni çok mutlu eder. | Open Subtitles | أهتمّ لأنك تعني الكثير بالنسبة لي ومعرفة أن يجد شخصان الحبّ والسعادة يشعرني بالإرتياح |
Bunu takdir ettim. Benim için çok büyük anlamı var. | Open Subtitles | أنا أقدّر هذا حقّاً هذا يعني الكثير بالنسبة لي |
Bu Mavi Bone olayı onun için çok önemli. | Open Subtitles | إن الأمر المتعلّق بالغطاء الأزرق يعني الكثير بالنسبة لها. |
Bu araştırmaya devam etmeliyim. Will için çok önemliydi. | Open Subtitles | يجب أن أكمل هذه الدراسة فهذا يعني الكثير بالنسبة لـ ويل |
Ailesinin dükkanı, onun için çok değerliydi. | Open Subtitles | عَنى المخزنُ العائلي الكثير بالنسبة إليه. |
Sağ ol dostum. Bu benim için çok önemliydi. | Open Subtitles | شكراً يا رجل، فهذا سيعني الكثير بالنسبة لي |
Tüm bunların anlamı senin için çok fazla, değil mi? | Open Subtitles | هذا كله يعني الكثير بالنسبة لك, أليس كذلك؟ |
Radyatör borunu kontrol ettirmek için zamanımı harcamana bir şey demiyorum çünkü öyle görünüyor ki bu senin için çok önemli. | Open Subtitles | أنا لا أَتدبّرُ الأَخْذ وَقّتْ يومِي لفَحْص خرطومِ مشعاعِكَ، ' سبب، بشكل واضح، يَعْني الكثير بالنسبة إليك. |
İşte bu yüzden bu fiş benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في هذه الشريحة يعني الكثير بالنسبة لي. |
Ancak sözlerinizi duymak benim için çok değerli. Teşekkürler. | Open Subtitles | لكنه يعني الكثير بالنسبة لي لسماعكتقولذلك. |
Ailem burada tanıştı. Buranın anlamı çok büyük. | Open Subtitles | التقى أبواي هنا، هذا المكان يعني الكثير بالنسبة لي |