Bir Çoğu da çömezdi. Ve biz bunu da biliyorduk. | Open Subtitles | و الكثير منهم كانوا عديمي الخبره و كنا نعرف ذلك |
Pek Çoğu savaş sonrası Almanya'sında kendilerine iyi birer hayat kurmuştu. | Open Subtitles | الكثير منهم صنعوا حياة جيدة لأنفسهم في ألمانيا ما بعد الحرب |
onlardan çok şey öğrendim, sevmeyi, şefkatli olmayı, hayal etmeyi, ve biraz da yaratıcılığı. | TED | تعلمت الكثير منهم الحب, العطف, التخيل وهذا الإبداع |
Bir sürü var. Hangisini göstersem diye düşünüyorum çünkü Çok fazla var. | Open Subtitles | هناك الكثير منهم إنني أفكر في أي صورة يجب أن أريك إياها |
Sanırım Birçoğu daha mutlu ve sağlıklı olurdu, ve yetişkin olduklarında Birçoğu muhtemelen daha ince olurdu. | TED | أعتقد أن معظمهم سيكونوا أصح و أكثر سعادة ، وكبالغين، الكثير منهم من المحتمل أن يكونوا أنحف. |
Çok fazla olduklarını, gezegendeki her kişi başına 200 milyon böcek düştüğünü. | Open Subtitles | و بأن هناك الكثير منهم حوالى 200 مليون لكل شخص على الأرض |
İnsanlar tarafından çevrelenmiştim Çoğu arkadaşımdı ama hiçbiri gerçekte kim olduğumu bilmiyordu. | Open Subtitles | لقد كنت محاط بأشخاص الكثير منهم اصدقائي لكن لايوجد احد يعرف حقيقتي |
Çoğu bir daha oraya dönmemek için elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | وهناك الكثير منهم يفعلون فقط قصارى جهدهم على عدم العودة. |
Ancak Çoğu, aralıklı olarak acı çekmeye devam ediyor. | TED | ومع ذلك, الكثير منهم يحمل الألم المتقطع. |
Artık bu kadar iyilerini yapmıyorlar. Burada onlardan çok var. | Open Subtitles | لم يعدوا يصنعون مثلها الآن.لما يوجد الكثير منهم هنا؟ |
- Denizde onlardan çok var. | Open Subtitles | هناك الكثير منهم في البحر , هل أنا محق ؟ |
Anılarla yaşayamazsın, değil mi? onlardan çok var. | Open Subtitles | لا يمكنك العيش في الذكريات هناك فقط الكثير منهم |
Eminim sen de o kadar küçükken bir sürü oyuncağın olmuştur. | Open Subtitles | انا متاكدة انك كنت تملك الكثير منهم عندما كنت صغيراً ايضاً |
O gece ve diğer bir sürü gece, sadece birbirleri için değil, kendilerinden sonra gelecekler için kendilerini kanıtlamaya çıktılar. | TED | خلال تلك الليلة والليالي السابقة، هرع الكثير منهم لإثبات أنفسهم ليس بينهم فقط ، بل لكل الآتين بعدهم. |
Buna karşın özellikle bazı alanlara sadece birkaç sayı yetmez, Birçoğu gerekir. | TED | و على وجه الخصوص بعض المجالات لا تحتاج فقط إلى بضعة أرقام إنها تحتاج الكثير منهم |
Birçoğu, evlerini ve eşyalarını kaybetmekten korkuyordu. Bu yüzden selde elektriksiz ve temiz susuz kaldılar. | TED | الكثير منهم كان مذعوراً من فقدان بيوتهم وأمتعتهم. لذلك قرروا البقاء في الفيضان بلا كهرباء ولا ماء نظيف. |
Ama galiba o zaman pek Çoğu çocuktu. | Open Subtitles | فقط أعتقد. . الكثير منهم كانوا أطفالاً عندها |
Boşver, sayıları Çok fazla zaten. | Open Subtitles | لايمكنى إعاقتهم إنس الأمر هناك الكثير منهم على أى حال |
Ve bu çocuklardan bir çoğunu gördük, bir çoğunu. | TED | ورأينا الكثير من هؤلاء الجنود، الكثير منهم |
Babalar ve kızları, bir çoğunun bir süredir tecrübe bile etmediği fiziksel bağlantı kurma fırsatı buldular. | TED | حتى أن الآباء و بناتهم حصلوا على فرصة للقرب المكاني من بناتهم، و هذا شئ لم يحصل عليه الكثير منهم منذ فترة طويلة. |
Anlıyorum..bahçe işlerini seven bir çok kişi tanıyorum | Open Subtitles | هذا أمر واقعي أعرف الكثير من الرجال الذين يحبون القيام بعمل الحدائق , الكثير منهم |
Hepsini püskürtemeyiz, çok fazlalar. | Open Subtitles | لا نستطيع منعهم جميعاً, هناك الكثير منهم |
Neredeyse her kurumda, Batı Almanya'daki kiliseler de dahi birçok casus vardı. | TED | في كل مؤسسة تقريبا حتى في الكنائس أو ألمانيا الغربية كان هناك الكثير منهم. |
- O alçaklarla değil. Bunu yapacak Çok adam olsa bile. | Open Subtitles | ليس مع الأوغاد منهم رغم أنه هناك الكثير منهم |
Bu olayın sorumlularını bulmanı istiyorum ne kadar çok olurlarsa olsunlar. | Open Subtitles | اريدك ان تجد المسؤول عن هذا علي العموم هناك الكثير منهم |
Çok kalabalıklar. | Open Subtitles | لا تستطيع حمايتى هناك الكثير منهم |