"اللحوم" - Traduction Arabe en Turc

    • et
        
    • eti
        
    • etin
        
    • ete
        
    • Etler
        
    • etten
        
    • etleri
        
    • etlerin
        
    • etimiz
        
    • etlerini
        
    • etli
        
    • Döner
        
    • Etle
        
    • etlerle
        
    • etlerden
        
    Toplum olarak 50'li yıllarda olduğundan, iki katı fazla et tüketmekteyiz. TED نحن كمجتمع نأكل ضعفين من اللحوم مما كنا عليه خلال الخمسينيات.
    Beni politik açıdan yanlış bir parça et için mi ektin? Open Subtitles أنت فجر لي من أجل قطعة من اللحوم غير صحيح سياسيا؟
    O Çinliye söyle, et dolabına bakmak istediğimde, iş birliği yapsın! Open Subtitles أخبر ذلك الصيني عندما أريد إلحاقه بمخازن اللحوم فيجدر عليه التعاون
    Onu şuraya bırak güzelim, eti daha sonra içeri alırım. Open Subtitles اتركيها يا عزيزتي ، سوف احضر اللحوم في وقت لاحق.
    Ve elbette et ve özellikle bozulmuş et dışarıda kalırsa toksik hale gelir. Open Subtitles وبالطبع من لحوم اللحوم الفاسدة وعندما تنتهى صلاحيتها . يمكن ان تكون سامة
    et istiyorum ben. Gerçek et. Bu konserve şeylerinden değil. Open Subtitles أريد لحمًا، كما تعلمون، لحم طبيعيّ، لا هذه اللحوم المُستزرعة.
    öyle olsun yılanlarla,örümceklerle ve ve et yiyen böceklerle iyi eğlenceler Open Subtitles حسناً ، فلتمضي وقتاً سعيداً مع الأفاعي والعناكب والحشرات أكلة اللحوم
    Bazı et türlerinin, diğerlerinden daha iyi olup olmadığını hep merak etmişimdir. Open Subtitles لطالما تسائلتُ إن كانت بعض أصناف اللحوم حقاً أفضل من أصناف أخرى.
    Sorun, et ağırlıklı diyetle de ihtiyaç olan besinleri almıyorsunuz ve bitki temelli bir diyetle daha iyi beslenme elde edersiniz. Open Subtitles الحقيقة هي، إنك لا تحصل على التغذية التي تحتاجها باتباع غذاء مِن اللحوم وإنك ستحصل على تغذية أفضل باتباع غذاء نباتي.
    Başlangıç olarak şunu söylemeliyim ki batı dünyasında bizler çok fazla et tüketiyoruz. TED الآن لأبدأ، أود أن أقول اننا تناول أيضا الكثير من اللحوم في العالم الغربي.
    Eğer böcek üretirseniz bir kilo et başına daha az gübre üretirsiniz. TED إذا صنعت الحشرات، فلديك القليل من السماد لكل كلغ واحد من اللحوم التي تصنع.
    Bir dönem aylık kişi başına düşen et miktarı birkaç yüz gramdı. TED كان يتم تقنين اللحوم إلى بضع مئات من الجرامات للشخص الواحد في الشهر في وقت محدد.
    Aynı zamanda derinin üretimi tekniksel açıdan et gibi hayvansal ürünleri yetiştirmekten daha kolay. TED زراعة الجلد أيضا أبسط من الناحية التقنية من زراعة المنتجات الحيوانية مثل اللحوم.
    Hayal edin ki bu fabrikada bira mayalamak yerine, deri veya et mayalıyoruz. TED تخيل لو أنه في هذه المرفق بدلاً من تحضير البيرة نقوم بتحضير الجلود أو اللحوم.
    Soğanlar her iki yere de gidebilir ve et lokantası etiketli kutu her iki ürünü de içerebilir. TED البصل يمكن أن يُشحن إلى أي مكان، والصندوق المشحون إلى مطعم اللحوم يمكن أن يحتوي أي منتج.
    Son elli yılda, küresel et tüketimi dört kattan fazla arttı, 71 milyon tondan 310 milyon tona çıktı. TED خلال 50 عاما الماضية تضاعف استهلاك اللحوم العالم ثلاث مرات من 71 مليون طن ليصبح 310 مليون طن.
    Veya eti Kesen Kasap Ancak Bıçağı ete Değdirdikçe Günlük Beceri Kazanır. Open Subtitles أو الجزار الذي يقطع اللحوم يومياً بمهارة حيث السكّين بالكاد تلمس اللحم
    Veya eti Kesen Kasap Ancak Bıçağı ete Değdirdikçe Günlük Beceri Kazanır. Open Subtitles أو الجزار الذي يقطع اللحوم يومياً بمهارة حيث السكّين بالكاد تلمس اللحم
    Bill'in çiftliğine bazen gönüllü olarak gidiyorum, bu sayede yediğim etin nereden geldiğini yakından kendi gözlerimle görebiliyorum. TED وفي بعض الاحيان اذهب الى مزرعة بيل .. واتطوع لكي استطيع ان اطلع وان اشاهد عن قرب كيف تصنع اللحوم التي تصل الى مائدتنا
    Yakında Etler ya sizin elinizden yiyeceklerini yiyecekler ya da hiçbir şey yemeyecekler. Open Subtitles اللحوم ستكون قريباَ فى متناول يديكم للأكل. أو ربما هم لن يُأكلوا إطلاقاَ.
    ete bayılırım. etten vazgeçemem. Open Subtitles أحب شريحة اللحم, أحب اللحم,أنا من آكلي اللحوم
    et birliğinden arkadaşlarımız nezaketen size buradaki etleri hediye ediyor. Open Subtitles والآن لمتعتنا الخاصة، ومجاملة ..لأصدقائنا في جمعية اللحوم حياكم الله، وسامحونا على القصور
    Hayır, sen bu etlerin nasıl yapıldığını öğrenene kadar bırakmıcam. Open Subtitles لا، ليس قبل أن تعلمي كيف تصنع شرائح اللحوم تلك
    İsa'ya peygamberlerden bahset, ve etimiz soğuyana kadar, o da onları ezbere okusun. Open Subtitles التحدث مع الانبياء ويسوع، وقال انه سوف يقرأ لهم حتى اللحوم لدينا ينمو الباردة.
    Biz gurme müşterilerimize, dünyanın en iyi barbekülük etlerini sağlıyoruz. Open Subtitles نحن ندعم الخبراء فى هذا المجال باجود انواع اللحوم فى العالم
    "Artık pazartesileriniz etli olmayacak." Open Subtitles أيام الإثنين ستكون على الدوام خالية من اللحوم
    "Ünlü Terörist New York'a akıyor ve bu sefer Döner için gitmiyor." Open Subtitles إرهابى واسع الشهره يزور نيو يورك و ليس لأجل مطعم اللحوم
    Bu yüzden canavarın Etle beslendiğini düşünebiliriz. Open Subtitles لذا من المنطقي أنهٌ, أقتات على اللحوم, الآن
    etlerle aram hep iyi olmuştur zaten. Sosis, sığır eti, domuz eti. Open Subtitles أتعامل مع اللحوم طيلة الوقت النقانق, اللحم البقري, لحم الخنزير المذبوح
    Geleneksel boru şekilde etlerden sıkıldınız mı? Bu hiç sorun olmadı. Open Subtitles هل أنتم محبطون من اللحوم التقليدية المدورة؟ لم تكن مشكلة أبدا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus