Harhangi bir insanı veya bilgisayarı alt edebilecek, Yaratıcı bir zeka. | Open Subtitles | الاستخبارات المبدعة التي يُمْكِنُ أَنْ تعرف أيّ رجل أَو أيّ حاسوب |
Olay şu ki, ben bu Yaratıcı girişimime ruhumu, kalbimi ve sanatımı kattım. | Open Subtitles | الخلاصةُ هيا, أنّني قد صببت قلبي وروحي وبراعتي الفنية في هذه المحاولةُ المبدعة |
Ama oyunlar yazmadığım çılgın, dinç ve Yaratıcı hayatımla çok meşgulüm. | Open Subtitles | لكنّني مشغول جدًا بقيادة حياتي الجنونيّة الحيويّة المبدعة عن كتابة المسرحيات |
İnsanlar felaketlerden ders çıkardığı zaman pek çok önemli ve Yaratıcı şey meydana gelebilir. | TED | اذا هناك الكثير من الامور المبدعة .. قد تنتج من المصائب التي تصيب الافراد |
Yaratıcı beyinleri hayatta tutmanın daha iyi olduğunu düşünüyorum. | TED | أعتقد أنه من الأفضل لو أننا شجعنا عقولنا العظيمة المبدعة على أن تعيش. |
O kaçık, harika, delice parlak fikirleri bulurlar, bütün oda Yaratıcı enerjiyle dolup taşar. | TED | ونحصل على تلك الأفكار الجنونية المبدعة وتصبح الغرفة مليئة بشحنة إبداعية |
İnsan beyninin Yaratıcı potansiyelini sürekli deşiyor.. | Open Subtitles | يسعى بشكل ثابت إلى الإمكانية المبدعة للعقلِ الإنسانيِ. |
Pazartesi günü Yaratıcı yazarlık konusunda iki haftalık bir alıştırmaya başlayacağız, ama bu, okumaları bırakacağımız anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | في يوم الأثنين, نحن سنبدأ بأسبوعين من التمارين في الكتابة المبدعة لكن ذلك لا يعني أن نوقف القراءة |
Uzun zaman önce, bu şehir hayalimizde bir vasiyetnameydi bizim Yaratıcı ruhumuz, sonsuz olanaklara. | Open Subtitles | منذ عهد بعيد هذه المدينة كانت وصيّة إلى خيالنا، روحنا المبدعة إلى الإمكانية اللانهائية. |
Yaratıcı tutku ile isteri krizini karıştırıyorsun. Görmüyor musun? | Open Subtitles | تخطىء فى العاطفة المبدعة و تدعوها هيستريا الا ترى؟ |
Gerçek şu ki etrafta ihtiyaçtan fazla iyilik var, ihtiyaçtan fazla Yaratıcı düşünce var, ihtiyaçtan fazla güç var, ihtiyaçtan fazla sevgi var, ihtiyaçtan fazla neşe var... tüm bunlar, kendi sonsuz doğasının farkında olan bir akıldan ortaya çıkar. | Open Subtitles | والحقيقة هي هي أنه يوجد من الخير أكثر مما يكفي الجميع هناك أكثر مما يكفي من الأفكار المبدعة أكثر مما يكفي من الطاقة |
Akıllı ve Yaratıcı insanları, bu şehri bir cennete çevirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إن القادة الملهمون والعقول المبدعة يعملون معاً لبناء بلد حضاري |
Sayın Yargıç, her daim Yaratıcı olan Bayan Tascioni federal davamı engellemek için bu davayı kullanıyor. | Open Subtitles | سيدي القاضي، إن الآنسة تاسيوني المبدعة دائمًا تستعمل هذه القضية لتعطيل قضيتي الفيدرالية |
Bazen, Yaratıcı şeyleri Yaratıcı insanlara bırakmak en iyisidir. | Open Subtitles | في بعض الاحيان من الافضل أن ندع الاشياء المبدعة للأناس المبدعين |
Benim zamanımda ona Yaratıcı Çağdışılık Toplumu denirdi. | Open Subtitles | آه، مجتمع المفارقات المبدعة هكذا كنا نسميه في أيامنا |
5500 metre kare Yaratıcı yaşam alanı. | Open Subtitles | 60 ألف قدم مربعة من مساحة المعيشة المبدعة |
Çünkü onlar, bütün bu güzel şeyleri düşünür; Yaratıcı insanlar, mal varlığı, gelir artışı -- onları bunlar çeker, ama kötü ve çirkin şeyleri görmezden gelirler. | TED | لأنهم يعتقدون أن كل هذه الأشياء الرائعة مثل الناس المبدعة ,الثروة , الدخل هو مايجذبهم متناسين كل مايتعلق بالسيئ والقبيح |
Bence bunun nedeni, Yaratıcı ve duygusal temelli psikolojik çözümlerle, rasyonel, sayısal ve hesaba dayalı çözümlere olan yaklaşımımızda bir dengesizliğin, bir asimetrinin olmasıdır. | TED | أعتقد بسبب وجود عدم توازن وعدم تماثل في الطريقة التي نتعامل بها مع الافكار المبدعة السيكولوجية المدفوعة عاطفياً مقابل الطريقة التي نتعامل مع الافكار المدفوعة عقلانياً ورقمياً وبطريقة الجداول |
Bakın, akıllı şehirler, müzik şehirleri, genç ve yetenekli insanları şehirlere çeken şeyin büyüyen gece hayatı, Yaratıcı sınıf ve kültür olduğunu bilirler. | TED | المدن الذكية والمدن الموسيقية، تعرف أن الحياة الليلية المزدهرة، والطبقات المبدعة والثقافة هي ما يجذب الشباب الموهوبين إلى المدن. |
TED'in de birçok Yaratıcı zekayı bir araya getirdiğini biliyorum. | TED | وأعلم أن TED يجمع الكثير من العقول المبدعة. |