| Yok, baba hiç de dondurma havasında değilim. | Open Subtitles | أبي، لا لست في مزاجٍ جيّدٍ لتناول المثلّجات لقد خسرت خطيبي للتوّ |
| Tek düşündüğün şey dondurma kamyonuyken bir de bakmışsın duyduğun tek şey eroin satıcıların bağırışları. | Open Subtitles | في لحظة شاحنة المثلّجات هي كل ما تريد سماعه ثم تصبح أصوات تجار المخدرات تدعوك لشراء الهيروين |
| Kim yemekten sonra dondurma ister? | Open Subtitles | إذاً، من يودّ تناول المثلّجات بعد الغداء؟ |
| Aslında gidip biraz dondurma alarak Coldstone'da çalışan çocukların bahşişlerine biraz katkıda bulunuruz diye umuyordum. | Open Subtitles | ثمّة مدرسة غداً في الواقع، كنت آمل أن نمضي لتناول بعض المثلّجات سويّة نجبر باعة المثلّجات أولئك على العمل |
| Önce yemek sonra dondurma. | Open Subtitles | سأخرج بكم لتناول المثلّجات ، بعد تناول العشاء. |
| Oraya vardığımızda söyleyeceğim. Seninle yarışacağız. Sana dondurma ısmarlayacağım. | Open Subtitles | سأخبركِ حينما نصل، سأسابقكِ للأسفل، وسأشتري لكِ المثلّجات. |
| Eve gitmek ve tuvalette uyuyakalana kadar dondurma yemek istiyorum. | Open Subtitles | كلُّ ما أريده هو الذّهاب إلى المنزل وأكل المثلّجات فوق المرحاض إلى أن أخلد إلى النّوم. |
| İsterseniz eve dönebiliriz ya da dondurma yemeye gideriz. | Open Subtitles | ،يمكننا الذهاب الى المنزل أو يمكننا الذهاب لشراء المثلّجات |
| Hadi bunu kutlayalım, sana dondurma alayım. | Open Subtitles | هيّا، فلنحتفل سأبتاع لك بعض المثلّجات |
| dondurma yiyebilir miyim? | Open Subtitles | هل يُمكنُني الحصول على بعض المثلّجات ؟ |
| Çok güzel saçlara sahipti, yapılıydı ve onun yaşındaki çocuklar hep bana dondurma alırlardı bana baseball kartları verirlerdi, onunla tanışabilmek için kıçımdan ayrılmazlardı. | Open Subtitles | كان شعرها جميلاً وكانت حسناء و... كان يبتاع لي أصدقائها دوماً المثلّجات يعطونني بطاقات البيسبول يعاملونني بلطف |
| Çok güzel saçlara sahipti, yapılıydı ve onun yaşındaki çocuklar hep bana dondurma alırlardı bana baseball kartları verirlerdi, onunla tanışabilmek için kıçımdan ayrılmazlardı. | Open Subtitles | كان شعرها جميلاً وكانت حسناء و... كان يبتاع لي أصدقائها دوماً المثلّجات يعطونني بطاقات البيسبول يعاملونني بلطف |
| Carlos, dondurma yemeye davet ettiğimde, beni geri çevirdi. | Open Subtitles | "كارلوس" ، لقد رفضت عندما عرضت عليها الذهاب لشراء المثلّجات |
| Burada kaşıkla ona dondurma yediriyorsun mükemmel saçlarını tarıyorsun... | Open Subtitles | حسناً، ها هو أنتَ تُطعمها المثلّجات... تصلح شعرها الجميل... |
| Herkes dondurma sever. | Open Subtitles | هيّا, الكل الكل يحبّ المثلّجات |
| Ergo herkes dondurma sevmez. | Open Subtitles | ها نحن ذا, ليس اكل يحبّون المثلّجات |
| Anneme dondurma alalim dedim ama o "tadi ayni zaten, hem daha saglikli" deyip bunu aldi. | Open Subtitles | قلت لأمي "المثلّجات"، لكنها قالت: " إنه نفس المذاق ".وصحيّ أكثر |
| Anneme dondurma alalım dedim ama o "tadı aynı zaten, hem daha sağlıklı" deyip bunu aldı. | Open Subtitles | قلت لأمي "المثلّجات"، لكنها قالت: " إنه نفس المذاق وصحيّ أكثر." |
| Çok eğleneceğiz. Yastıklardan ev yapacağız ve her gece dondurma yiyeceğiz. | Open Subtitles | سنحصل على مبرّد لصنع المثلّجات كل ليلة |
| Bir arabanın bagajına saklanıp dondurma almaya gittiğinde elini bagajdan çıkarıp biraz hava almaya çalışıyor çünkü klostrofobi yüzünden çılgına dönmek istemiyor. | Open Subtitles | عندما كان يختبىء فى السيارة، نستطيع أن نجلب المثلّجات. مخرجاً يده لأعلى فقط ليشعر بالهواء. لذلك هو لا يحب الاماكن الضيّقة. |
| Dünyada o kadar hafif ekşili Asya usulü donmuş yoğurt satan yer varken sen kalk Sarah'nınkini bul. | Open Subtitles | من بين جميع محلات المثلّجات الآسيوية بالمدينة, قصدتمّ محلها؟ |