disiplin kurulu fikirlerinizi göz önüne alacak ve kapalı oturumda karar verecek. | Open Subtitles | المجلس التأديبي سيأخذ هذه المسألة تحت المداولة في جلسة مغلقة |
Okul idaresi ve öğrencilerden oluşan disiplin kurulu, başka toplantıya gerek görmüyor. | Open Subtitles | المجلس التأديبي الطلابي التابع للمدرسة بحاجة لجلسات أخرى |
Her neyse, disiplin kurulu dedi ki, ...açığa alınmamdan önceki davalarıma danışmanlık edebilirmişim. | Open Subtitles | حسنٌ, يقول المجلس التأديبي أنني أستطيع مراجعة أية قضية بدأت بها قبل تعليقي عن العمل |
Herneyse, Onur Kurulu Başkanı olarak, yönetimimin bir bir parçası olmanı istiyorum. | Open Subtitles | على أي حال، يسرني أن تكوني عضواً في إدارتي بصفتك رئيسة المجلس التأديبي يسرني ذلك |
Disiplin Kuruluna hakkımda kimin bilgi sızdırdığını bilmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هل تعرفين من يسرب أخباري إلى المجلس التأديبي ؟ |
Gitmem lazım. Onur kurulunda olmak bir onur değildir. | Open Subtitles | أن تكوني رئيسة المجلس التأديبي ليس شرفاً |
Ben sadece diyorum ki, bunu disiplin kurulu ile konuştum. | Open Subtitles | أقول فقط إنني ناقشت الأمر مع المجلس التأديبي |
disiplin kurulu hafifletici durumları göz önünde bulundurur. | Open Subtitles | المجلس التأديبي سوف يستمع إلى الظروف المخففة. |
disiplin kurulu beni barodan atmak için soruşturma yürütüyor. | Open Subtitles | .إنّ المجلس التأديبي يريد شطبي |
Bu nedenle disiplin kurulu burada, ofisinde bulunmana izin verdi, | Open Subtitles | لهذا السبب "المجلس التأديبي" يسَمح لك بالحضور إلى هنا في مكتبكَ |
disiplin kurulu'na ben sızdırmadım. | Open Subtitles | لم أسرب الخبر إلى المجلس التأديبي |
Edna, eyalet disiplin kurulu dosyanı karara bağlayana kadar, her çalışma günü okul yönetim kurulu bekleme binasına gideceksin. | Open Subtitles | يا (إدنا)، إلى أن يقوم المجلس التأديبي بالحكم على القضيّة في كلّ يوم دراسي يجب عليكِ الذهاب إلى "قسم إنتظار" في إدارة التعليم |
Onur Kurulu kopya çekme ve küçük hırsızlıklarla ilgileniyor. | Open Subtitles | المجلس التأديبي يتعامل عادة مع حالات الغش والسرقات الصغيرة |
Onur Kurulu'nun görevi, koridorlarda kavgaları önlemek için öğrencileri uzlaştırmak. | Open Subtitles | هذا هو عمل المجلس التأديبي حل الخلافات بين الطلاب بحيث لا تنساب في ردهات المدرسة |
Montgomery, Onur Kurulu yarından itibaren peş peşe üç gün Liberty Lisesi'nden uzaklaştırılmana karar verdi. | Open Subtitles | مونتغمري، اتخذ المجلس التأديبي قراراً بفصلك من مدرسة ليبرتي الثانوية لمدة 3 أيام دراسية متعاقبة، تبدأ من الغد |
Aslında, keşke ben de Disiplin Kuruluna gitmeseydim. | Open Subtitles | في الواقع، اتمنى لو انني ايضا لم اقم بالمثول امام المجلس التأديبي. اتعرف ماذا؟ |
En azından Disiplin Kuruluna geldi. | Open Subtitles | {\cH0BE40D} على الاقل هو جاء وساندك خلال المجلس التأديبي. |
Disiplin Kuruluna | Open Subtitles | سأطلب من المجلس التأديبي |
Onur kurulunda kim var? | Open Subtitles | من في المجلس التأديبي هذا على أي حال؟ |