Ona sahip olduğunu bilmek güzel ve seninle bu konuşmayı yapacak zamanım yok. | Open Subtitles | الحقيقة أنني سعيد لوجودك معه وقد انتهيت من هذه . المحادثة معك الآن |
Taylor, seninle her sene bu konuşmayı yapmaktan yoruldum. | Open Subtitles | تايلور, أنا سئمت من خوض هذه المحادثة معك كل سنة |
İnan bana bunu evime asarsam, hatta bu konuşmayı yapmam bile onu çileden çıkarır. | Open Subtitles | لأنه صدقني وضع هذه بمنزلي أو حتى تلك المحادثة معك ستبعدها عنك أكثر |
Uzun zamandır seninle bu konuşmayı yapmak istiyordum ama bunu kaldıracak kadar olgun musun emin değildim. | Open Subtitles | كنت اريد القيام بهذه المحادثة معك منذ وقت طويل لكني لم اكن متأكذة كفاية انك سوف تتقبليها |
Şu anda bu konuşmayı yapamam. | Open Subtitles | لا أستطيعُ القيام بهذة المحادثة معك الان |
Çünkü eğer seninle bu konuşmayı yapıyorsam, bu, zihnimin hala çalıştığı anlamına gelir. | Open Subtitles | لأنه هذه المحادثة معك تعني أن ذهني لا يزال يعمل |
Sen böyle görünürken seninle bu konuşmayı yapamam. | Open Subtitles | لا استطيع الخوض في هذه المحادثة معك وأنت على هذه الشاكلة |
Seninle bu konuşmayı yapmak bana acı veriyor. | Open Subtitles | يؤلمني ان أجري هذه المحادثة معك |
Yalan söyleyeceksen, seninle bu konuşmayı yapmayacağım. | Open Subtitles | لن أقوم بهذه المحادثة معك إذا كنت ستكذب |
Seninle tekrar bu konuşmayı yapamam. | Open Subtitles | لا اقدر ان اواصل -هذه المحادثة معك مرة اخرى |
Seninle bu konuşmayı daha kaç kez yapacağız bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم كم مرّة سأقوم بنفس المحادثة معك |
Senle bu konuşmayı yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | فى هذه المحادثة معك. |
Bu konuşmayı seninle yapmayacağım, Lucas. | Open Subtitles | - لن أجري هذه المحادثة معك يا لوكاس |
Bak Mal, bu konuşmayı son kez yapacağım. | Open Subtitles | إسمع يا ( مال ) هذه آخر مرة سأحظى بهذه المحادثة معك |