Temel bağımlılıklarını temsil eden spesifik borsa yatırım fonlarından aldığımız bilgileri birleştiririz. | Open Subtitles | جامعين بين المعلومات من صناديق الاستثمار المتداولة المحددة التي تمثل تبعياتها الأساسية |
Bu insan vücudundaki bütün hücre tiplerinin ve her bir hücre tipinin işini yapmakta kullandığı spesifik genlerin atlası olacak. | TED | سيكون أطلس لكل أنواع الخلية في جسم الإنسان والجينات المحددة التي تستخدمها كل نوع خلية للقيام بوظيفتها. |
72 saat sonra, önceden belirlenmiş bir çekilme noktasında bulaşacaksınız. | Open Subtitles | بعد إثني وسبعين ساعة سيتم التجمع عند نقطة الإخلاء المحددة سابقاً |
Balık avlama kotası dışında avlanmamızın limiti yok. | Open Subtitles | إلتقطناها كلها لا يوجد حد لصيدنا، باستثناء حصص الصيد المحددة. |
İkinci basamağa yükselirken yaşantımızdaki belirli bilgileri ve detayları süzgeçten geçiririz. | TED | نصعد للدرجة الثانية هنا نقوم باستخلاص المعلومات المحددة والتفاصيل من تجربتنا. |
Park etmiş bir taksiyi çaldım ve dikkat çekmemek için hız limitini aşmadım. | Open Subtitles | أخذت سيارة ، وقدت تحت السرعة المحددة حتى لا يلاحظني أحد |
belirlenen zamanda ve belirlenen üslupla biz ona söyleriz. | Open Subtitles | سنحيطه علماً في الوقت المحدد بالطريقة المحددة |
Bu kadar spesifik ve detaylı bir izlenime nereden kapıldığını sorabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني سؤالك من أين لك بهذه التفاصيل المحددة والدقيقة التي أعطتك هذا الانطباع؟ |
Şu anda bunu düşünürken, tüm o spesifik bilgiyi toparladığımın artık sizde farkındasınız. | TED | أتعرفون , الآن كما أفكر بذلك , أنا أستدعي كل تلك المعلومات المحددة . |
Çok spesifik olan burslar var. | Open Subtitles | هنالك هذه المنحات المحددة فعلاً. |
Ben de Zen felsefesiyle bir yaklaşımda bulundum ve sadece spesifik bir görev yaptığımı, spesifik bir vidayla uğraştığımı düşündüm. | Open Subtitles | لذا علي أن أقترب الى مستوى معلم روحي عند أداء المهمة كل ما أستطيع أن أفكر به هو المهمة المحددة التي بين يدي البرغي المحدد الذي أعمل به |
Protokoller, önceden belirlenmiş ara noktalarda Filo Komutanlığına şifreli mesaj göndermeyi emrediyor. | Open Subtitles | معلومات تقدم المهمة ... المشفرة تُرسل لقيادة الأسطول على الإحداثيات المحددة مسبقا |
İstihbarat için işkence altında olsaydı belirlenmiş güvenli kelimeleri kullanırdı. | Open Subtitles | ولكن يا سيدي إذا كان يتم تعذيبه من أجل المعلومات فهو لم يستخدم أىّ من كلماتنا المحددة للتعبير عن الإكراه |
Masaların üzerinde önceden belirlenmiş numaralarınızı bulacaksınız. | Open Subtitles | ستجدون أرقامكم المحددة مسبقا فوق الطاولات. |
Hız limiti, insan hayatını korumak için bir önlemdir. | Open Subtitles | -حسناً السرعة المحددة الثابته , وضعت بشكل محدد لإنقاذ أرواح الناس |
Hız limiti, insan hayatını korumak için bir önlemdir. | Open Subtitles | -حسناً السرعة المحددة الثابته, وضعت بشكل محدد لإنقاذ أرواح الناس |
Gözümüze ulaşmadan önce, tayfın bu belirli bölgeleri çeşitli gazlar tarafından soğurulmuş olur. | TED | قبل وصولها إلى أعينكم، امتصت غازات مختلفة تلك الأجزاء المحددة من ألوان الطيف. |
Aynı zamanda belirli ortak ilgilerimiz olan insanlarla iletişim kurabiliriz. | TED | يمكننا أيضا التواصل مع أشخاص بناء على إهتماماتنا المحددة. |
Sadece neden hız limitini aştığımı anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | آنظر , آنني آحاول لا غير بشرح سبب تجاوزي السرعة المحددة |
Sadece neden hız limitini aştığımı anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | آنظر, آنني آحاول لا غير بشرح سبب تجاوزي السرعة المحددة |
belirlenen kerterizlere doğru ateşleyin! | Open Subtitles | أطلق الطوربيدات للأسفل نحو الإتجاهات المحددة |