| Bu sığınak şehrin varoşlarında yerin birkaç yüz metre altında askeri bir üstür. | Open Subtitles | هذا المخبأِ يمتد أكثر من مائة قدم تحت قاعدةِ عسكريه على أطرافِ المدينةِ |
| şehrin dışında, çocuklarının güvende olduğu bir yerde, sana güzel bir ev alacağız. | Open Subtitles | سنعطيكِ بيت جميل في مكان ما خارج المدينةِ في مكان أطفالكَ سَيَكُونُوا بأمان |
| Ve ne yazık ki hafta boyunca biz şehir sakinlerini bunaltmaya devam edecek. | Open Subtitles | ولسوء الحظ سَيَبْقى مَعنا قاطنوا المدينةِ خلال بقيّة الإسبوعِ |
| Bu dört milyon kadınlı koca şehirde... kaçırdığın yatağında bıraktığın tek kadın... diğer dört milyonun dinleyeceği tek kadındır. | Open Subtitles | أربعة مليون إمرأة في المدينةِ العارية ولم يحلوا لها الا واحد وهو أنت لانك الواحد الذي اظهر الجانب السيئ |
| Şunu anlamanızı istiyorum; birkaç saat içinde bu şehre, herkesi öldürecek bir virüs yayılmaya başlayacak. | Open Subtitles | أنا فقط أُريدُكم أَنْ تَفْهمَوا انه في بضعة ساعات فيروس سيقوم بالأنتشار في هذه المدينةِ والذي سَيَقْتلُ كُلّ شخص فيها |
| Sizlere, İngiltere'nin fırtınalı şehri Londra'dan gelen Londra'nın en popüler dansçısı Christina'yı sunuyorum. | Open Subtitles | دعْني أُقدّمُ الأوّل الراقص الأكثر شعبيةً في المدينةِ العاصفةِ لندن، إنجلترا: |
| Sizin şehirdeki en iyi suç bastırma ekibi olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ هذه لِكي تَكُونَ أفضل وحدة إخمادِ الجريمةِ في المدينةِ. |
| Ben Richard Thornburg. Century City'den canlı yayındayız. | Open Subtitles | هنا ريتشارد ثورنبيرغ يَعِيشُ في وسط المدينةِ |
| Etrafı tutup şehrin güneyindeki bankaya girdiler. | Open Subtitles | هير، وهو, وواحد مِنْ المصرفِ في المدينةِ اللامعةِ. |
| şehrin değişik yerlerinde, hepsinin de vücudu parçalanmış. | Open Subtitles | كلهم في انحاء مختلفةِ من المدينةِ كُلّهم مشوَّهون |
| şehrin bir çok yerinde kontrol edilemeyen yangınlar görebiliyorum. | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ أَرى مناطقَ كبيرةَ مِنْ المدينةِ تحتِرق خارج السيطرةِ. |
| Biliyorsun, şehir dışından gelip... | Open Subtitles | وأنت تَعْرفُين، أنه لطيفُ جداً الإبتِعاد عن قاعةِ المدينةِ |
| Dava canlanmaya devam ediyor ihtiras ateşiyle yanıyor bu şehir. | Open Subtitles | القضيه تُواصلُ الإثارة العواطف العنيفة في هذه المدينةِ. |
| Eski bir hazine İbraniler şehir altında sakladı. | Open Subtitles | أي مدّخرُ هيبروس القديم إختفى تحت المدينةِ |
| Büyüye falan inanmam ama bu şehirde bir sürü manyak, kafadan çatlak insan var. | Open Subtitles | أنا لا أَعتقدُ في السحرِ لكن هناك الكثير مِنْ المجانينِ وناس مجانين في هذه المدينةِ |
| şehirde, yok olma tehlikesindeki türlerin üreyebilecekleri bir sığınak yapmak... uzun yıllardır hayalini kurduğum bir şeydi. | Open Subtitles | إنها حلمَي لعقودِ مضت لخَلْق مأوى هنا في المدينةِ حيث يمكن للأنواع المعرَّضة للخطر أن يعيدوا تأهيل أنفسهم |
| Kardeşinle aynı şehirde yaşayıp beş yıl görüşememek nasıl bir şey düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ تَتخيّلَ المعيشة في نفس المدينةِ كأَخّوكِ - ولا يَراه لخمس سَنَواتِ؟ |
| şehre gidiyorsun ve şehri seviyorsun, son sözüm bu. | Open Subtitles | ستَنتقلُ إلى المدينةِ وستعجبك، وهذة هى النهايةُ. |
| Artık Kaptan Veer Patap Sing olduğuna göre.... şehre yerleşirsin. | Open Subtitles | الآن انت أَصْبَحتَ فير برتاب سينج زعيمُ سربِ أنت سَتَستقرُّ في المدينةِ. لماذا تَقْلقُك احول القريةِ؟ |
| Bu şehri sevme nedenimin o insanlar olduğunu. | Open Subtitles | أعتقد بأنّهم السببَ أَحبُّ هذه المدينةِ. |
| Rozetini geri istiyorsun ki, bu şehri katillerden, tecavüzcülerden koruyabilesin.. | Open Subtitles | أنت تُريدُ إستعادة شارتكَ لذا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَحْمي هذه المدينةِ مِنْ المغتصبين والقتلةِ، |
| Burası eski şehirdeki Olimpiyat İnşaat alanının yaklaşık 2 km güneyi. | Open Subtitles | ذلك حوالي كيلومترَ جنوب موقع بناء الألعاب الأولمبيّةِ في المدينةِ القديمةِ. |
| Hayatım, Silver City'e gidince sana güzel birşeyler alabilirim. | Open Subtitles | عندما نَصِلُ إلى المدينةِ الفضّيةِ، سَوف نتصل بهم و نخبرهم عن مكان السيارة |
| Bir keresinde ona beraber Kunming'e gidelim demiştim. | Open Subtitles | قلت لها مرة دعينا نَذْهبُ إلى المدينةِ سويا |
| Gümüş şehire İmparatoriçe'yi görmeye gitmemiz lazım. | Open Subtitles | نَحتاجُ جولة إلى المدينةِ الفضّيةِ لرُؤية الإمبراطورةِ. |
| Birlikte bu kentin hiç görmediği bir suç dalgası yarattık. | Open Subtitles | سوية، احضرنا موجة الجريمةِ. مثل هذه المدينةِ لم تعرف |
| Lise grubu her cuma merkezdeki parkta konser verebilir. | Open Subtitles | فرقة المدرسة الثانويه ما زالتَ تَلْعبُ مساء كُلّ يوم جمعة في متنزهَ المدينةِ |