"المريح" - Traduction Arabe en Turc

    • rahat
        
    • rahatlatıcı
        
    • rahatsız
        
    • rahatlattı
        
    • verici
        
    • rahatlık
        
    • konforlu
        
    • rahatlığında
        
    Peki neden bunu yeni ve rahat Karanlık yollarıyla halletmiyorsun? Open Subtitles ولم لا تقومين بهذا من بيتك المريح الخاص بالمظلمين ؟
    rahat yürüyüş, tüm hayvanların görüşünün açık kalması ve barınma ihtiyacı duyması ile alakalıdır. TED إذًا سريعًا، المشي المريح يشابه حقيقة أن جميع الحيوانات تود معرفة احتمالات مهاجمتها وحماية نفسها.
    Yine ambara. Yukarıda rahat iş yok sana. Open Subtitles ستعود الى نخزن السفينه ولن تحظى بالعمل المريح فى السطح
    Bana nişastalı yiyecekler ile güzel ve rahatlatıcı yemekler pişirerek kederin azaltılabileceği öğretildi. Open Subtitles لقد تعلمت كيف أصرف الحزن بالخبز الجيد والطعام المريح وبالتالي الكثير من النشويات
    Basitçe kurallara karşı gelmemek çok daha rahatlatıcı geliyor. TED فمن المريح ان يعتمد المرء حلاً وان يستريح من التفكير فيه
    Bu, hayatım boyunca süren rahatsız edici öğrenme serüveninin sadece bir diğer aşamasıydı. TED لكن هذا كان تطورًا إضافيًّا لرحلتي من التعليم غير المريح عبر حياتي.
    Zeminde tekrar yüzeye çıkmak oldukça rahatlattı. Open Subtitles كان من المريح العودة إلى السطح مجدداً فوق الأرض
    Neden oturmuyorsunuz? Sanırım bu evdeki tek rahat yer burası. Open Subtitles تفضّلى بالجلوس هنا إنه المكان الوحيد المريح فى البيت
    Bu sana acı veriyorsa, ...başlangıçta gittiğin o rahat yere gitmeni istiyorum. - Yeniden deneyelim. Open Subtitles إن كان هذا مؤلم كثيراً,أريدك بأن تعودي الى ذلك المكان المريح الذي كنتي فيه من قبل.
    Hayır, yardım etmek istemediğimden değil ama beraber çalışırken ne kadar rahat olabiliriz bilmiyorum. Open Subtitles لا انا اشك اننا لو فعلنا بعض التجارب بهذا الشكل لن يكون من المريح لكم ان تعملوا مع بعض مره اخرى
    O küçük rahat yer ile ilgili güven veren birşey vardı. Open Subtitles كان يبعث علىّ الطمأنينة ذلك المكان الصغير المريح.
    - rahat koltukta sen otur. - En kısa sürede gidip geleceğim. Open Subtitles يمكنك أن تأخذي المقعد المريح سعود بأسرع ما يمكنني
    Kilisede bu şekilde yalan söylemekten dolayı pek rahat değilim. Open Subtitles لا أحبّ الكذب المريح من خلال أسناني بداخل الكنيسة
    Evet, seninle güzel rahat yatağın arasında sadece korkutucu bir kaç kilometrelik düşüş kaldı. Open Subtitles اجل, فقط 900 قدم مرعبه بينك وبين سريرك المريح
    Su damlalarının o rahatlatıcı sesini asla unutmayacağım. TED ولن أنسى أبداً صوت الماء المريح وهو يجري في مجراه.
    İyi bir tarafının olduğunu bilmek çok rahatlatıcı. Open Subtitles من المريح أن نعلم أن هناك خيطاً من الأمل
    Günün sonunda işten eve gelince sizi tanıdık bir yüzün bekliyor olmasında çok rahatlatıcı bir şeyler var biliyor musunuz? Open Subtitles من المريح أن تعود من العمل لتجد وجها مريحا فى إنتظارك
    Ama yangın ya da sel gibi felaket durumları için o kapının açık olduğunu bilmek rahatlatıcı bir şey. Open Subtitles لكن في حال الحريق أو الفيضان من المريح أن تعرفين بأن الباب مفتوح
    Bu soruları size soruyor olmak bile beni biraz rahatsız ediyor. TED لاحظوا، إنه من غير المريح قليلاً بالنسبة لي حتى أن أسألكم هذه الأسئلة.
    Kabul etmeliyim ki bu işi halletmek beni rahatlattı. Open Subtitles يجب أن أعترف من المريح انتهاءنا من ذلك الأمر
    Dolayısıyla bu konuşması rahatsızlık verici bir durum. TED كل هذه الأمور من غير المريح التحدث عنها.
    Alkol boğazından aşağı akıp giderken o önlenemez yanma, rahatlık hissi. Open Subtitles التوق الشديد حقاً الذي يُدفئ، الشعور المريح لضرب الكحول الجزء الخلفي من الحلق.
    Huzur içinde yatsın İhtiyar Wilson'ın diğer odada büyük konforlu koltuğunda uyuması. Open Subtitles يرحمه الله وهو ينام على مقعده الكبير المريح في تلك الغرفة
    Her ay, kendi evinin rahatlığında dönüşürsün. Open Subtitles كل شهر سوف تتحول في بيتك المريح

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus