Ve Zavallı çocuk sadece bize baktı kafası çok daha fazla karışmıştı, | Open Subtitles | و ذلك الطفل المسكين كان يتطلع إلينا فقط و يحتار أكثر فأكثر |
Ama Zavallı adamın işi çok zor, canını dişine takıyor. | Open Subtitles | لكن المسكين كان عليه تخطي كثير من الصعاب كل يوم |
Sana alışmaya başlamıştım ve Zavallı babam sana çok düşkündü. | Open Subtitles | ياللأسف , لقد تعودت عليكِ كما أن أبي المسكين كان مولعاً بكِ |
Zavallı çocuk, sadece bir piyonmuş. Niye yaptığını bile bilmiyormuş | Open Subtitles | الفتى المسكين كان مجرد بيدق وليس لديه فكرة عمّا تورّط به |
Bir çocuk hariç, Zavallı çocuk benden korkardı. | Open Subtitles | ماعدا واحد فقط , ذلك الفتى المسكين كان يخاف منى |
Domuzu sırf bunun için mi öldürdün? Bu Zavallı hayvan zaten birinin Noel masasına gidiyordu. | Open Subtitles | هذا الخنزير المسكين كان في طريقه إلى مائدة أحدهم للإحتفال بالميلاد |
Zavallı ölüyordu. Yardım edebileceğim için ettim. | Open Subtitles | الرجل المسكين كان يحتضر استطعت المساعده, لذا ساعدت |
Kader. Zavallı adam benim bir gün meşhur bir ressam olacağıma inanırdı. | Open Subtitles | إنه القدر، المسكين كان يعتقد أني سأصبح رسامة شهيرة يوما ما |
Hastalarına iyi davranıyordu, değil mi? Zavallı adam iki gündür çok sıkıntı çekiyordu. | Open Subtitles | الرجل المسكين كان يواجه وقتاً عباً آخر يومين |
Zavallı piç kurusu bütün sorgulama boyunca ağladı. | Open Subtitles | ذلك الشاب المسكين كان يبكي طوال المقابلة |
Zavallı Angus yaratık için kendisini suçluyordu. | Open Subtitles | انجوس المسكين كان غاضب جداً بسبب هذا المخلوق |
Zavallı çocuk , buhar makinesiyle vuruşyor. | Open Subtitles | الفتى المسكين كان يمارس الجنس مع حافظة الملفات ليُطلق منيّه |
Zavallı adam öleli daha 24 saat olmadı ve sen şarapları geri almaya mı geldin? | Open Subtitles | المسكين كان ميتاً لـ 24 ساعة وأنت الآن تستعيد نبيذه |
Senin aşağıdaki kız yüzünden Zavallı çocuğun kalbi kırık. | Open Subtitles | الفتى المسكين كان حزيناً على فقده فتاتك هناك |
Zavallı kocası bu sabah oradaydı ama rahatsız etmek istemedim. | Open Subtitles | زوجها المسكين كان هنا هذا الصباح لكنني لم أكن أريد إزعاجه |
Zavallı kurbağa boğulacaktı. Ben de birazcık kapağı gevşettim. | Open Subtitles | المسكين كان عاجز عن التنفّس فحللت الغطاء قليلاً |
Zavallı adamın ayrılacağına şüphe yok. | Open Subtitles | ليس هناك شك في ذلك الوغد المسكين كان محق الاختيار |
Emniyet kemerini taksaydı, Zavallı adam hala hayatta olacaktı. | Open Subtitles | الشاب المسكين كان ليعيش لو فقط ربط حزام الأمان. |
Zavallı adam tam da alışverişe çıkmak üzereymiş. | Open Subtitles | 28عاما الشاب المسكين كان فى اجازه فقط يقوم ببعض التسوق |
Yetmezmiş gibi, bu Zavallı külüstürün bir iki parçası da eksik miymiş? | Open Subtitles | ليس فقط هذا، لكن الخردة المسكين كان يتصرف بغرابة؟ |