şüpheli beyaz, erkek, kuzeye doğru yaya olarak kaçıyor siyah deri ceket giymiş. | Open Subtitles | المشبوه به ذكر أبيض، ..اتّجه شمالاًمشياًعلىالأقدام. .. |
şüpheli gri eşofman giyiyor. Avluya doğru kaçıyor. | Open Subtitles | المشبوه يرتدي كنزة رمادية اللون، يركض في الباحة |
şüpheli yayan olarak yaklaşıyor, sepette çalıntı tarifler var. | Open Subtitles | المشبوه يَقتربُ مشياً على الأقدام، الوَصْفات المسروقة في السلةِ. |
şüpheli, roket yakıtı almaya çalışıyor, tamam. | Open Subtitles | المشبوه يحاول تزويد الصاروخ بالوقود , انتهى |
Bir şüphelinin evine davet edilmişsem asla geri çevirmem. | Open Subtitles | حسناً هذا جيد، أنا لا أريد الترحيب أبداً بالمنزل المشبوه |
şüpheli tam anlamıyla hiç kıpırdamadan duruyor olmalı. | Open Subtitles | المشبوه يَلتزمُ بأَنْ يَكُونَ المقام بشكل مثالي ما زالَ. |
Jackie'yi şüpheli duruma düşürdü, sonra da karısını öldürdü. | Open Subtitles | جعل من جاكي المشبوه المثالي, ثم قتل زوجته. |
Geçmişinden gelen bazı şüpheli arkadaşları var, Carter. | Open Subtitles | اتعلم انه لديها بعض الاصدقاء المشبوه بهم في ماضيها ،كارتر. |
Belki gelecek sefer sana küçük ip uçları verebilir. şüpheli tavırların nasıl fark edileceğini bilirsin. | Open Subtitles | حسناً، ربما ستقوم باعطائك بعض النصائح المرة المقبلة عن كيفية ملاحظة النشاط المشبوه |
şüpheli çöp kutusundan termosa benzer bir şey çıkardı. | Open Subtitles | المشبوه يخرج ما يشبه حافظ حرارة من القمامة |
şüpheli bir teslimat, sahtekar gibi görünen kamyonlu bir ahmak? | Open Subtitles | , لا رجال التوصيل المشبوه بهم و لا شخص أحمق شكله مثير للريبة في شاحنة لعينة ؟ |
Korkarım ki bu şüpheli bir ölüm, otopsi yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | أخشى هذا الموت المشبوه به، وأنا أمر بتشريح الجثة. |
Artık flash diski götürmenizden ötürü şüpheli bir durum olmayacak. | Open Subtitles | وبعدها لن يكون الأمر متعلقًا بتصرفك المشبوه به عندما أخذت الفلاش |
Yani diyorsun ki az bir süre sonra bilgisayarının başına döndüğünde, şüpheli dosya silinmişti. | Open Subtitles | إذن قلتِ أنّ عندما رجعتِ لحاسوبكِ بعد ثوانٍ، كان الملف المشبوه قد حذف. |
Belki bir hafta, belki bir ay senin şu şüpheli katilin kendi hücresinde ölü buluncak. | Open Subtitles | ،ربما أسبوع ربما شهر قاتلك المشبوه الذي في الداخل سوف يُعثر عليه ميتاً في زنزانته |
Park bekçisi bu sabah arazide şüpheli davranışlar fark etmiş. | Open Subtitles | حارس المتنزه هنا لاحظ بعض الإجراء المشبوه به ،في الملكية هذا الصباح |
Bu kitapların içindekilerde şaibeli hiçbir şey yok. Aslın şüpheli olan, kitapların içinden alınanlar. | Open Subtitles | لا يُوجد شيء مريب حول ما يُوجد في هذه الكتب، المشبوه هُو ما تمّ نزعه منهم. |
şüpheli katil Paul Melly Greenborough Hastanesi'nden kaçarak, kendini rehin aldı. | Open Subtitles | القاتل المشبوه "بول ميلي" هرب من مستشفى "غرينبورو" وأخذ نفسه رهينة. |
Ama Tekniker James'in gözüne takılan veteriner ve proxy adresi Sheepadoodle1996 olan birisiyle aralarındaki şüpheli takastı. | Open Subtitles | اللا أن ويرى جيمس أنه ليس فقط هذا الشخص هو المشبوه بل الشبهة بين هذا الطبيب البيطرى وبين شخص اخر يعمل فى مكتب الوكالة |
şüphelinin hâlâ serbest olduğu onaylandı. | Open Subtitles | أَكّدْ الذي المشبوه ما زالَ بشكل عام. |
Dadı, şüphelinin "Cage" dediğini duyduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول المربية إنها سمعت المشبوه يقول,"كيج". |