| Beni allayıp pullayıp ünlü kızının dönmesi için yem olarak kullanabileceğini sandın. | Open Subtitles | ظننتِ أنه بإمكانك القدوم وكسائي وتستعملينني كطعم لإغواء إبنتك المشهورة للعودة إليك |
| Ve gerçek şu ki; o, bütün bu ünlü dergiler için kapak hikayesiydi. size önceden onun önemiyle ilgili bir fikir verir, bence. | TED | و حقيقة أنها كانت موضوع الغلاف لكل هذه المجلات المشهورة يعطيكم فكرة بالفعل حول أهميتها، كما أعتقد. |
| Bu NASA'nın ünlü "Soluk Mavi Nokta" fotoğrafı. | TED | هذه صورة النقطة الباهتة الزرقاء المشهورة لناسا. |
| Onun meşhur evrim ağacı bizim çalışma şeklimizin diyagramı bile olabilir. | TED | شجرته للتطور المشهورة يمكنها ان تصبح مخططاً للطريقة التي نعمل بها |
| Jarley'in tarihi ve meşhur Balmumu Sergisi Kraliyet Salonları'nda sergilenir. | Open Subtitles | أعمال جارلي التاريخية و المشهورة معروضة في غرفة الإحتفالات الملكية |
| Bu yüzden açıklamaları İngilizce yazdım. Dünyanızdaki en popüler dil. | Open Subtitles | لهذا كتبت التعليمات باللغة الإنجليزية لأنها اللغة المشهورة في العالم |
| Ve bilim tarihinde tam olarak bunu yapan biliminsanlarının bir sürü ünlü örneği vardır. | TED | و لذلك فان هناك العديد من اﻷمثلة المشهورة في تاريخ العلم لعلماء طبقوا هذا بالفعل |
| Evet gerçekten de, yaşlı adam orada, ve bu ünlü Homo Vitruvianos'un kalem çizimi de öyle. | TED | وبالفعل، الرجل العجوز هنا كما هي الرسمة المشهورة هومو فيدروفيانس |
| Bu benim masam, üzerinde bir kartpostal sergisi ve çoğu İtalyan Rönesansı'ndan olan bazı ünlü ve ünsüz resimler var. | TED | هذه طاولتي، بها معرض لبطاقات بريدية لبعض الرسومات المشهورة والغامضة ينتمي معظمها إلى عصر النهضة الإيطالي. |
| Hışımla yumruğunu kaldırdı ve... gök gürültüsü gibi bir sesle Arşimet'in ünlü sözünü haykırdı. | Open Subtitles | عيونه متلألأة .. يمسح وجهه ويرفع يده عاليا غاضبا ثم صاح بكلمات أرخميدس الأخيرة المشهورة |
| Lizzie'nin bu ünlü şarkıcı olduğunu sanıyor olmalılar. | Open Subtitles | اذا رأوا اختى هناك هم بالتاكيد سيعتبروها تلك المطربة المشهورة |
| Kızım kuliste ünlü bir pop yıldızını taklit ediyor. | Open Subtitles | ابنتى بالداخل تقلد النجمة المشهورة العالمية |
| ünlü yüzümüzü gizlemek, işte kardeşler bunun içindir. | Open Subtitles | لهذا السبب هؤلاء الرجال موجودين لكي يحموا وجوهنا المشهورة |
| Yargıç Anthony Pipitone en yüksek cezayı vererek özellikle Vayhue gibi ünlü bir spor şahsiyetinin cezalandırılarak mahkûmiyetinin herkese bir ibret olduğunu... | Open Subtitles | القاضي أنطوني فرض عليه الحُكم الأقصى لكي يكون عِبرة للأخرين خصوصاً الشخصيات الرياضية المشهورة |
| ünlü bip bip sinyali, ana hedef oydu. | Open Subtitles | إشارة الصافرة المشهورة كانت الهدف الرئيسى |
| Sen tüm bu harika, ünlü insanların fotoğraflarını çekiyorsun. | Open Subtitles | أنت تقوم بتصوير كل هولاء الناس الرائعة و المشهورة |
| Babanız hayvanat bahçesi için ünlü yiyeceklerinden hazırlasın. | Open Subtitles | وأبّ سَيَجْعلُ وجبات حديقة حيواناته الخفيفة المشهورة. |
| Belki de size meşhur peynirli omletimden yaparsam onu da verirsiniz. | Open Subtitles | .. والتي قد أحصل عليها بأن أعد لك عجتي المشهورة عالمياً |
| Dünyada çok meşhur olan iki kardeşle ilgili hikayeyi bilir misin? | Open Subtitles | أتتذكر تلك القصة المشهورة عن الأخوين من كوكبك الذي تبناك ؟ |
| Ama merak etme, hemen sana meşhur gümüş dolar kreplerimden hazırlıyorum. | Open Subtitles | لكن لا تقلق، أنا أعد لك بعضاً من فطائري الفضية المشهورة |
| Bir lise dansıydı ve Rachel Mooney, popüler bir kız pantolonumu aşağı çekti | Open Subtitles | لقد كانت رقصة الثانوية وراتشيل موني , الفتاة المشهورة في المدرسة أسقطت بنطالي |
| Ühü ühü. O gösteriye çıkacak. Ünlülerin taklitlerini yapacak. | Open Subtitles | لا داعي للبكاء , سيشترك بالعرض سيقوم بتقليد شخصيته المشهورة |
| - Sonunda ünlü Karen ile tanışacağım. - ünlü olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كارين" المشهورة" - لم أعلم بأنها مشهورة - |