Evet dediler, saha içinde yürümek epey gayret gerektiren bir iştir. | TED | لقد قالوا نعم، المشي في الملعب هو ممارسة الرياضة البدنية الشاقة. |
Başka yaşayan ruhların belleklerinin arasında yürümek... - Buna alışık mısın? | Open Subtitles | المشي وسط ذكريات شخص آخر هل اعتدت على هذا أبداً ؟ |
Ve belki de bunda biraz doğruluk payı vardı, çünkü düşündümki eğer yürümeye başlarsam herkes, bilirsiniz, takip ederdi. | TED | ربما كان فيما يقولون شيء من الحقيقة، لأنني كنت أعتقد أنني إذا بدأت في المشي سيتبعني الجميع في ذلك. |
yürümeyi ve konuşmayı öğrenmiş bir balık ama kim olduğu ve nereden geldiği hakkında hâlâ öğreneceği çok şey var. | TED | نعم، هناك من تعلم المشي والكلام، ولكن هناك من لا يزال لديه الكثير ليتعلمه عن من نحن ومن أين أتينا. |
Sağdaki artan grafik ise bir grup Avrupa şehrinde ölçülen yürüyüş hızı. | TED | وعلى اليمين سرعة المشي في عدة من المدن الأوربية تظهر تلك الزيادة |
Bir adam, bir öğleden sonradan geceye kadar geçen sürede bir sürü şey düşünüp bir sürü kaldırımda Yürüyebilir. | Open Subtitles | قد يفكر الإنسان في أفكار عدة وقد يكد المشي على الأرصفة .. من استواء الشمس وحتى زوالها |
Başka yaşayan ruhların belleklerinin arasında yürümek... - Buna alışık mısın? | Open Subtitles | المشي وسط ذكريات شخص آخر هل اعتدت على هذا أبداً ؟ |
Jessica'nın çocukları okula giderken 20 km boyunca çamurlu yolda yürümek zorunda. | Open Subtitles | الآن أطفال جيسيكا عليهم المشي 12 ميلاً على أرض متسخة إلى المدرسة |
Evim 10 sokak ötede sayılır. Benimle biraz yürümek ister misin? | Open Subtitles | منزلي على بعد 10 بنايات هل تريد المشي معي لبعض الوقت؟ |
- Evet, evet. yürümeye gerek yok öyleyse, otobüste kalabilirdin. | Open Subtitles | ما كان عليك المشي إذن كان عليك البقاء في الحافلة |
Denver'da postacı olarak çalıştığım için, her gün yürümeye alışmıştım. | Open Subtitles | خلال عملي كساعية بريد في دينفر اعتدت على المشي يومياً |
İleri geri yürümeye devam ederek kişinin zihnini toplamaya çalışması. | Open Subtitles | المشي المستمر صعودا ورجوعا محاولة لتصفية الذهن من الاختراقات العقلية |
Şimdi hepimiz yürümeyi kesip, bu genç adamın gelinini öpmesini izleyelim. | Open Subtitles | الآن دعونا كلنا نتوقف عن المشي ولنشاهد هذا الشاب يقبل عروسته |
İkizler yürümeyi yeni öğreniyor o yüzden Jeffords evinde kaos hakim. | Open Subtitles | عندما بدأ التوأم التعلم على المشي الفوضى عمت منزل آل جيفوردز |
Eğer kedinin omuriliğini uyarırsanız, yürüyüş, tırıs ve koşma arasında geçiş yapabilirsiniz. | TED | إذا قمت بتحفيز النخاع الشوكي لقطّ، يمكن التغيير بين المشي والهرولة والركض. |
Bu insanlar doğdukları yerden bir günlük yürüyüş mesafesinden uzağa hiç gitmediler. | Open Subtitles | هؤولاء القوم لم يبعدوا قط مسافة المشي لمدة يوم عن مسقط رؤوسهم |
Herkes Yürüyebilir ama elbise kuyruğu ile Yürüyebilir misin? | Open Subtitles | يمكن لأي شخص السير ولكن أيمكنك المشي مع قطار؟ |
Böylece kıç hakkındaki bu konuşmayı başlattım ve şu ana fikir ile bitiriyorum: yürü ve konuş. | TED | وهكذا بدأت هذا الحديث عن المؤخره، لذا سوف انتهي بخلاصه الموضوع، والتي هي، المشي والحديث. |
D'Agostino'dan yürüme mesafesi ortada 2 blok, yukarı ve aşağıya doğru 6 blok. | Open Subtitles | :مسافات المشي من متجر داغوستينو عمارتين باتجاه المدينة وستة عمارات داخل وخارج المدينة |
Aynı kıyafetle sokakta yürürken dünyanın benden beklentisi ve bana yapılan muamele şu bez parçasının şekline bağlı. | TED | أستطيع المشي في الشوارع بنفس الملابس وماذا يتوقع مني الناس وكيف يعاملونني إعتمادا على ترتيب وشاحي وهو قطعة قماش. |
9000 yıl önce, şehrin en parlak zamanlarında, insanlar diğer insanların evlerinin çatıları üzerinden yürüyerek kendi evlerine gitmek zorundaydı. | TED | وفي فترة ازدهارها منذ 9000 عام، كان على الناس المشي فوق سطوح المنازل الأخرى للوصول إلى منازلهم. |
Golf sahasında 18 deliklik mesafeyi yürüyebilirim, gözümü bile kırpmam. | Open Subtitles | أستطيع المشي 18 حفرة على ملعب للجولف، دو أن أتأثر |
Evet, rehber kitaplar yürüyüşe başlamadan önce dili mümkün mertebe öğrenmemizi vurguluyor. | Open Subtitles | كتيب الارشادات يسبب التوتر اكثر من تعلم اللغه قبل البدء في المشي |
Elbette yürüyüşü değişik. Ayakkabıları giydiği günden beri çok yavaş. | Open Subtitles | باستثناء طريقته في المشي التي اصبحت ثقيلة جدا منذ أن لبس الحذاء |
Bisikletleri de alalım. yürümekten daha kolay olur, değil mi? | Open Subtitles | لماذا لا نأخذ الدرجات أنها أسهل من المشي أليس كذلك |
Peki ya ürünler kendi başlarına yürüyüp konuşabilirlerse? | TED | رائع، ماذا لو تمكّن المنتج من المشي والتحدث بنفسه؟ |
Orası fahişelerle öyle bir kaynıyor ki adamlarım kaldırımda bile yürüyemiyor. | Open Subtitles | الأولاد لا يمكنهم المشي على رصيف المشاة هناك لأنه مزدحم بالعاهرات |