"المشي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yürümek
• yürümeye
• yürümeyi
• yürüyüş
• Yürüyebilir
• yürü
• yürüme
• yürürken
• yürüyerek
• yürüyebilirim
• yürüyüşe
• yürüyüşü
• yürümekten
• yürüyüp
• yürüyemiyor

Evet dediler, saha içinde yürümek epey gayret gerektiren bir iştir.
لقد قالوا نعم، المشي في الملعب هو ممارسة الرياضة البدنية الشاقة.

Başka yaşayan ruhların belleklerinin arasında yürümek... - Buna alışık mısın?
المشي وسط ذكريات شخص آخر هل اعتدت على هذا أبداً ؟

Ve belki de bunda biraz doğruluk payı vardı, çünkü düşündümki eğer yürümeye başlarsam herkes, bilirsiniz, takip ederdi.
ربما كان فيما يقولون شيء من الحقيقة، لأنني كنت أعتقد أنني إذا بدأت في المشي سيتبعني الجميع في ذلك.

yürümeyi ve konuşmayı öğrenmiş bir balık ama kim olduğu ve nereden geldiği hakkında hâlâ öğreneceği çok şey var.
نعم، هناك من تعلم المشي والكلام، ولكن هناك من لا يزال لديه الكثير ليتعلمه عن من نحن ومن أين أتينا.

Sağdaki artan grafik ise bir grup Avrupa şehrinde ölçülen yürüyüş hızı.
وعلى اليمين سرعة المشي في عدة من المدن الأوربية تظهر تلك الزيادة

Bir adam, bir öğleden sonradan geceye kadar geçen sürede bir sürü şey düşünüp bir sürü kaldırımda Yürüyebilir.
قد يفكر الإنسان في أفكار عدة وقد يكد المشي على الأرصفة .. من استواء الشمس وحتى زوالها

Jessica'nın çocukları okula giderken 20 km boyunca çamurlu yolda yürümek zorunda.
الآن أطفال جيسيكا عليهم المشي 12 ميلاً على أرض متسخة إلى المدرسة

Evim 10 sokak ötede sayılır. Benimle biraz yürümek ister misin?
منزلي على بعد 10 بنايات هل تريد المشي معي لبعض الوقت؟

- Evet, evet. yürümeye gerek yok öyleyse, otobüste kalabilirdin.
ما كان عليك المشي إذن كان عليك البقاء في الحافلة

Denver'da postacı olarak çalıştığım için, her gün yürümeye alışmıştım.
خلال عملي كساعية بريد في دينفر اعتدت على المشي يومياً

İleri geri yürümeye devam ederek kişinin zihnini toplamaya çalışması.
المشي المستمر صعودا ورجوعا محاولة لتصفية الذهن من الاختراقات العقلية

Şimdi hepimiz yürümeyi kesip, bu genç adamın gelinini öpmesini izleyelim.
الآن دعونا كلنا نتوقف عن المشي ولنشاهد هذا الشاب يقبل عروسته

İkizler yürümeyi yeni öğreniyor o yüzden Jeffords evinde kaos hakim.
عندما بدأ التوأم التعلم على المشي الفوضى عمت منزل آل جيفوردز

Eğer kedinin omuriliğini uyarırsanız, yürüyüş, tırıs ve koşma arasında geçiş yapabilirsiniz.
إذا قمت بتحفيز النخاع الشوكي لقطّ، يمكن التغيير بين المشي والهرولة والركض.

Bu insanlar doğdukları yerden bir günlük yürüyüş mesafesinden uzağa hiç gitmediler.
هؤولاء القوم لم يبعدوا قط مسافة المشي لمدة يوم عن مسقط رؤوسهم

Herkes Yürüyebilir ama elbise kuyruğu ile Yürüyebilir misin?
يمكن لأي شخص السير ولكن أيمكنك المشي مع قطار؟

Böylece kıç hakkındaki bu konuşmayı başlattım ve şu ana fikir ile bitiriyorum: yürü ve konuş.
وهكذا بدأت هذا الحديث عن المؤخره، لذا سوف انتهي بخلاصه الموضوع، والتي هي، المشي والحديث.

D'Agostino'dan yürüme mesafesi ortada 2 blok, yukarı ve aşağıya doğru 6 blok.
:مسافات المشي من متجر داغوستينو عمارتين باتجاه المدينة وستة عمارات داخل وخارج المدينة

Aynı kıyafetle sokakta yürürken dünyanın benden beklentisi ve bana yapılan muamele şu bez parçasının şekline bağlı.
أستطيع المشي في الشوارع بنفس الملابس وماذا يتوقع مني الناس وكيف يعاملونني إعتمادا على ترتيب وشاحي وهو قطعة قماش.

9000 yıl önce, şehrin en parlak zamanlarında, insanlar diğer insanların evlerinin çatıları üzerinden yürüyerek kendi evlerine gitmek zorundaydı.
وفي فترة ازدهارها منذ 9000 عام، كان على الناس المشي فوق سطوح المنازل الأخرى للوصول إلى منازلهم.

Golf sahasında 18 deliklik mesafeyi yürüyebilirim, gözümü bile kırpmam.
أستطيع المشي 18 حفرة على ملعب للجولف، دو أن أتأثر

Evet, rehber kitaplar yürüyüşe başlamadan önce dili mümkün mertebe öğrenmemizi vurguluyor.
كتيب الارشادات يسبب التوتر اكثر من تعلم اللغه قبل البدء في المشي

Elbette yürüyüşü değişik. Ayakkabıları giydiği günden beri çok yavaş.
باستثناء طريقته في المشي التي اصبحت ثقيلة جدا منذ أن لبس الحذاء

Bisikletleri de alalım. yürümekten daha kolay olur, değil mi?
لماذا لا نأخذ الدرجات أنها أسهل من المشي أليس كذلك

Peki ya ürünler kendi başlarına yürüyüp konuşabilirlerse?
رائع، ماذا لو تمكّن المنتج من المشي والتحدث بنفسه؟

Orası fahişelerle öyle bir kaynıyor ki adamlarım kaldırımda bile yürüyemiyor.
الأولاد لا يمكنهم المشي على رصيف المشاة هناك لأنه مزدحم بالعاهرات