| Bu, uçaklarda en sevdiğim oyundur: uçaktasınızdır ve pencereden dışarı bakarsınız, ufku görürsünüz. | TED | وهذه لعبتي المفضلة في الطائرات: عندما تكونون في طائرة وتنظرون إلى الخارج عبر النافذة ، ترون الأفق. |
| Gates Vakfı'ndaki işimin en sevdiğim kısmı dünyanın gelişmekte olan bölgelerine sık sık seyahat edebilmem. | TED | أحد الأشياء المفضلة في عملي في منظمة غيتس هي أن بمستطاعي السفر للدول النامية، وأنا أقوم بذلك بصورة مستديمة. |
| Yetimhanede en sevdiğim geceydi. Film gecesi. | Open Subtitles | لقد كانت تلك ليلتي المفضلة في ملجأ الأيتام ليلة الفيلم |
| Bu senin için, bir Cumartesi gecesinde en sevdiğin şarkı. | Open Subtitles | هذه من أجلك أغنيتك المفضلة في ليلة السبت |
| Ona şehrin en sevdiği yerlerini gösterdi, o da fotoğraflarını çekti. | Open Subtitles | أراها بعض أماكنه المفضلة في المدينة حيث التقطت الصور |
| Yılın en sevdiğim gecesine beni yine geciktireceksin. | Open Subtitles | سوف تفعلينها ثانية أليس كذلك؟ سوف تجعليني أتأخر عن ليلتي المفضلة في السنة |
| - Oyunda en sevdiğim dize bu. - Güzel bir dize. | Open Subtitles | هذه جملتي المفضلة في المسرحية كلها - إنها جملة جيدة - |
| Oyuncak Hikâyesi'ndeki en sevdiğim karakter kim, biliyor musun? | Open Subtitles | أجل هل تعلمين من هي شخصيتي المفضلة في فيلم حكاية لعبة؟ |
| Bütün seçim kampanyasında en sevdiğim an buydu. | Open Subtitles | لقد كانت لحظتي المفضلة في كل حملتك الإنتخابية |
| Burası, benim dünyada en sevdiğim yerlerden birisi. | Open Subtitles | هذا من أكثر الأماكن المفضلة في حياتي لماذا؟ |
| Yemeği zor buluyorduk. Ama şimdi en sevdiğim öğünüm oldu. | Open Subtitles | بالكاد كان لدينا طعام ولكن الآن، بات وجبتي المفضلة في اليوم |
| Şehirde en sevdiğim yerler sahaflar. | Open Subtitles | أماكني المفضلة في المدينة هي محلات الكتب المستعملة |
| Eskiden burası en sevdiğim okul gezisi yeriydi. | Open Subtitles | هذه كانت رحلتي الميدانية .المفضلة في الآيام الخوالي |
| Tüm zamanların en sevdiğim aktristi, Kristen Stewart, ve favori filmim, Harika Seçim. | Open Subtitles | بلدي الممثلة المفضلة في كل العصور، هو كريستين ستيوارت، والمفضلة الفيلم من كل العصور، هو الملعب مثالي. |
| Bu atölye benim tüm çiftlikte en sevdiğim yerlerden biri. | Open Subtitles | أنت تعرف أن هذه الورشة أحد أماكني المفضلة في المزرعة بأكملها |
| Cumartesi akşamları... dinlemeyi en sevdiğin şarkı. | Open Subtitles | هذه من أجلك أغنيتك المفضلة في ليلة السبت |
| Pardon anlamadım, ne demiştin? Çocukken en sevdiğin oyuncak neydi? | Open Subtitles | المعذرة ، ماذا؟ ماذا كانت لعبتك المفضلة في الطفولة؟ |
| -Disneyland'de en sevdiğin şey ne? | Open Subtitles | الركوبة المفضلة في ديزني لاند جبل ماترهورن -احد جبال الالب - لكن .. |
| Şikago'da en sevdiği 5 binanın isimlerini verdi bana. | Open Subtitles | أعطتني قائمة بأبنيتها الخمسة المفضلة في شيكاغو |
| Kızıma "Yıldız Savaşları"'nda en sevdiği karakter kim diye sorduğumda ne dedi biliyor musunuz? | TED | اذكر انه حين سألت ابنتي عن شخصيتها المفضلة في "حرب النجوم"، هل تعرفون ماذا قالت ؟ |
| Pasaportlarin yaninda Roma'daki favori restoranlarimizin kartvizitleri var. | Open Subtitles | بجانب جوازات السفر هناك بعض بطاقات الأعمال لمطاعمنا المفضلة في روما |