Afrika Ekonomik Komisyonu tarafından yapılan bir araştırma 28 Afrika ülkesinde yönetimde yükselen bir trend ortaya koymuştur. | TED | وأظهرت الدراسة التي أجرتها المفوضية الأفريقية للاقتصاد صعودا واضحا من ناحية الحوكمة في 28 بلدا أفريقيا. |
Amerikan elçiliği de İngiliz yüksek Komisyonu da var. | Open Subtitles | إنها السفارة الأمريكية و المفوضية العليا البريطانية |
Beş dakika içinde Konsolosluğu terk etmezseniz, | Open Subtitles | إن لم تترك المفوضية خلال خمس دقائق |
Konsolosluğu hiç terketmemiş mi? | Open Subtitles | لم يترك المفوضية ؟ |
Sizi temin edebilirim, efendim, fanatik Konsolosluk arazisine bu kapıdan girmedi. | Open Subtitles | أؤكد لك أن المتعصبين لم يدخلوا أرض المفوضية من هذه البوابة |
Anlaşılan Konsoloslukta bir hayli polis dolaşıyor. | Open Subtitles | يبدو لدينا الكثير من الشرطة العظماء يحومون حول المفوضية |
İki taraflı çalışan bir ajan devrimci yeraltı için çalışıyor, kendisini bu Konsolosluğun güvenlik reisi gibi gösteriyor. | Open Subtitles | عميل مزدوج يعمل لدى الجماعات الثورية السرية متنكر بصفته رئيس أمن المفوضية |
İngiliz Yüksek Komisyonu hemen şurada sağda. | Open Subtitles | المفوضية العليا البريطانية هناك على اليمين |
Avrupa Komisyonu ve büyük fon sağlayıcı diğer kuruluşlar kurumlara yönlendirdiğimiz parayı çocuklarının bakımını üstlenmek isteyen ailelere nasıl yönlendirebilirizi araştırıyor ve yeni yollar buluyor. | TED | المفوضية الأوروبية والجهات المانحة الرئيسية الأخرى تبحث عن طرق لتحويل الأموال من المؤسسات إلى دعم العائلات و تمكين المجتمعات للعناية بأطفالهم. |
Hatta onda tüm Komisyonu yok etme ihtirası bile bulunmaz. | Open Subtitles | حتى ليس لديه الطموح لابادة المفوضية |
Nisan 2007'de, Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komisyonu, ...yaklaşık olarak 4 milyon kişinin evlerini terketmek zorunda kaldığını, ...ve yüzbinlerce Iraklı'nın öldüğünü açıkladı. | Open Subtitles | بحلول أبريل عام 2007 أصدرت المفوضية العليا للأمم المتحدة لشئون اللاجئين تقريراً قدرت فيه أن 4 مليون شخص أضطروا لترك منازلهم ومئات الالاف من العراقيين لقوا مصرعهم |
Avrupa Komisyonu tarafından yapılan en son ankete göre, Avrupa vatandaşlarının yüzde 89'u politikacıların görüşleriyle halkın görüşleri arasında sürekli artan bir uçurum olduğuna inanıyor. | TED | وفقا لآخر استطلاع أجرته المفوضية الأوروبية فإن 89% من المواطنين الأوربيين يعتقدون بوجود فجوة متزايدة بين رأي صانعي القرار السياسي و الرأي العام. |
Sen Konsolosluğu terketmeden önce o ölmüştü. | Open Subtitles | قتل قبل أن تترك المفوضية |
Şey, Konsolosluk içinde biz kendi güvenliğimizden eminiz, Komiser. | Open Subtitles | حسناً نحن على ثقة بأمننا الشخصي داخل محيط المفوضية |
Demek, kasa şifreyi bilen biri tarafından açıldı, ve Konsolosluk için çalışan bir olduğunu ileri sürüyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً انفتحت الخزينة من شخص يعرف الرقم وأنت تقترح أنه شخص يعمل في المفوضية |
Konsolosluk dışındaki göstericilerden bir kaçı giriş kapısında kaza yapan adamı görmüş. | Open Subtitles | عدة محتجين خارج المفوضية شاهدو الرجل الذي عبر البوابة |
Bu Konsoloslukta görevli bütün personelin tam listesidir. | Open Subtitles | هذه قائمة كاملة بكل العاملين لدى المفوضية |
Tek söylediğim burada Konsoloslukta biri kasayı soydu, Bay Alafa'yı öldürdü, ve onu Bay Habib'in üzerine yıkmağa çalıştı. | Open Subtitles | كل ما أقوله أن ذلك الشخص الذي كان داخل المفوضية سرق الخزينة وقتل السيد " آلافا " وحاول " إلصاقها على السيد " حبيب |
Rahman Habib bu Konsolosluğun yaklaşık 11 yıldır güvenilir bir çalışanı olmuştur. | Open Subtitles | رحمان حبيب " موظف موثوق في هذه المفوضية " |
Sadece Konsolosluğun 600,000 $'ını soymanın yanısıra iki Suarian yurttaşını da öldüren birini yakalamağa çalışıyorum. | Open Subtitles | " أحاول فقط إمساك رجل قتل وفدين من " سواري بالإضافة لسرقة 600 ألف من المفوضية |