Hemen hurda yerine geri döndüm ancak karavan orada değildi. | Open Subtitles | لذا على الفور.. عدتُ إلى ساحة الخردة لكن المقطورة اختفت |
- Bunu geri alacağımı söylemiştim. - S... tir git, karavan süprüntüsü. | Open Subtitles | . ـ لقد قلت لك انني سوف أستعيد هذه . ـ تباً لك يا قمامة المقطورة |
Rengi de güzel değil. karavanda kullanıyordu. Sonra buraya getirdi. | Open Subtitles | لقد كان يحتفظ بها في المقطورة و جلبها إلى هُنا |
Her nasılsa karavanın arka tarafı ön taraftan zamansal olarak izole bir hale geldi. | Open Subtitles | بطريقةٍ ما، أصبحت مؤخرة المقطورة معزوله مؤقتاً عن مقدمتها |
karavanı çekince harika bir manzarası olacak. | Open Subtitles | سوف تكون لها إطلالة رائعة عندما تتم إزالة المقطورة |
Kadını yakaladı, sürükleyerek karavana geri getirdi ve kemeriyle sobaya bağladı. | Open Subtitles | أمسكها، وسحبها عائدا إلى المقطورة وقام بتقييدها إلى الموقد باستخدام حزامه |
Bu odunun senin arkadaşın olduğunu tahmin etmeliydim. Neden onu karavan parkına geri götürmüyorsun? | Open Subtitles | . كان يجب ان اعرف بانه صديقك . خذة الى منتزة المقطورة |
karavan berbat ama arazi gündüz gözüyle güzelmiş. | Open Subtitles | , حسناً , المقطورة مقرفة , لكن في النهار الأرض رائعة |
Sadece diyorum ki, karavan parkında nasıl dövüşüleceğini öğrendim. Tamam mı? | Open Subtitles | ما أقوله هو أنني تعلمت القتال في المقطورة مفهوم؟ |
Gob bu arada diğer karavanda Kitty'i oyalamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت , جوب ماطل ليبقي كيتي في المقطورة الأخرى |
Gob bu arada diğer karavanda Kitty'i oyalamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت , جوب ماطل ليبقي كيتي في المقطورة الأخرى |
Bu taraftaki üçücü karavanda, makyaj masamın üstünde. | Open Subtitles | المقطورة الثالثة على هذا الجانب في حقيبتي. |
Doc, işemek istiyor. karavanın içine yapmasa iyi olur. | Open Subtitles | الكلب يريد التبول ومن الأفضل ألا يكون داخل المقطورة |
karavanın arkasında saklanıyorum ama, telefonun kablosunu görünce... | Open Subtitles | أنا أختبئ خلف المقطورة ..لكن ستعرف أين سلك الهاتف |
Kim bütün gün boyunca karavanın içinde kalmak ister ki? | Open Subtitles | من الذي يريد الجلوس في المقطورة طوال اليوم؟ |
Eğer adamın karısı karavanı kundakladı ve yangına sebep olduysa, | Open Subtitles | إذا قامت الزوجة بإحراق المقطورة والتسبب في الإنفجار |
karavanı hallettik. Kaşar stajyerle boşanma kaldı. | Open Subtitles | حسناً , لقد تحدثنا عن المقطورة مازال أمامنا التحدث عن المستجدة الحقيرة و الطلاق |
Çok pardon, yanlış karavana girmişim. | Open Subtitles | يا إلهي, أنا آسفه للغايه أنا في المقطورة الخطأ |
Joy ve babası çocukları alış-verişe götürmüşken, bisikletleri gizlice karavana koymak için mükemmel bir zamandı. | Open Subtitles | جوي ووالدها أَخذا الأولاد إلى مركزِ التسوّق لذلك كان هذا أفضل وقت للقيام بوضع دراجاتهم الجديدة بتسلل في المقطورة |
Ama aslında karavandaki gardırobuna doğru giderken sendelediğinde, o yara izi oluşmuş. | Open Subtitles | لَكنَّه حَصلَ عليه في الحقيقة تَعَثُّر على طريقِه إلى الخزانةِ المقطورة. |
Bize yer açmalısınız ki Römorku havaya kaldırabilelim. | Open Subtitles | عليكِ أن تُعطينا بعض المساحة، لكي نتمكّن من رفع هذه المقطورة للأعلى. |
treylere binmelisin, bebeğim. Evlat! Daha büyük bir treyler ister misin? | Open Subtitles | إستقل المقطورة يا عزيزى , يا صغيرى هل تريد مقطورة أكبر؟ |
Kahretsin, o Karavandan aylar önce kurtulmalıydık. | Open Subtitles | اللعنة، كان يجب أن نتخلص من تلك المقطورة منذ أشهر |
Max, eş karavanında tek başına ne yapacak? | Open Subtitles | فما الفائدة من جعله يقبع في تلكَ المقطورة الزوجيّة بمفرده؟ |
East Bay İstasyonu, 67 numaralı tren. 2. Vagon, 17 numara. | Open Subtitles | (إيست باي)، القطار 67، المقطورة الثانية، الكرسي 17 |
Artık işe yaramaz. Her şeyi açıp kontrol eden o polis yüzünden vagona giremem. | Open Subtitles | أنا لن أستطيع الدخول إلى تلك المقطورة لأن الشرطي يفتح كل شيء |
Amerika doğuya doğru taşındığında daha fazla tren vagonu eklemedik, yeni demir yolları inşa ettik. | TED | عندما توجه الامريكيين للغرب لم نزف المزيد من العربات المقطورة, لقد بنينا سككا حديدية |
Üzgünüm, bayım. vagonda seyahat etmek yasaktır. | Open Subtitles | آسف سيدي، لا يسمح لأحد بالركوب في المقطورة |
karavanına bir bomba yerleştirmiş olacağını bilemezdin. | Open Subtitles | أنتِ لم تكوني على علم أنه سيكون هناك قنبلة في المقطورة |