Fakat geçen gece sen bu parçayı çaldığında, aklıma gelen kişi o idi. | TED | ولن الليلة الماضية عندما عزفت هذه المقطوعة لم أكن أفكر سوى فيه .. |
Yani, gözleri görmeyen küçük bir çocuk, dünya hakkında pek bir fikri yok, ailesinde enstrüman çalan kimse yok, ve yine de kendisine bu parçayı çalmayı öğretmiş. | TED | لدينا طفل صغير ضرير، غير قادر على فهم ما يجري من حوله بالشكل اللازم، ولا يوجد بأسرته عازف موسيقى، ومع ذلك علم نفسه كيف يعزف تلك المقطوعة. |
Ee, parça bu kadar romantikken, abartı süslemeye gerek yok. | Open Subtitles | حسناً, خلال تلك المقطوعة الرومانسية, ما كانت هناك حاجة للرتوش. |
Başka bir adaptasyon şu parça olabilir. | TED | من التهجينات الأخرى التي قمتُ بها هذه المقطوعة. |
Pek çok insanın kafası Kopmuş. O adam bacağı olmadan yaşayabilir. | Open Subtitles | كان هناك الكثير من الرؤوس المقطوعة هذا المعاق يمكنه العيش بدون قدم |
Ama herkes bilir ki Kesik bir kulak rengini kaybeder. | Open Subtitles | لكن أي شخص يعرف ذلك تفقد الأذن المقطوعة لونها لا |
Onun müziğini severim, ama bu parçayı hiç duymamıştım. | Open Subtitles | أنا أحب موسيقاه لكنني لم أسمع هذه المقطوعة من قبل |
Sanırım, üzerinde çalıştığım parçayı çalacağım. | Open Subtitles | أظن أني سأعزف لك المقطوعة التي كنت اتدرب عليها |
Burada yaşayıp bu parçayı bilmediğinizi söylemeyin sakın! | Open Subtitles | لا تقولوا لي بأنّكم تعيشون هنا و لا تعرفون هذه المقطوعة |
Haftalardır bu parçayı düzgünce çalamadım ve annem de üzerime geliyor. | Open Subtitles | لم أتمكن من اتقان هذه المقطوعة خلال أسابيع و أمي تضغط علي |
Bu parça senin de kalbine dokunacak ve iyileştirecek aynen bana yaptığı gibi. | TED | اتمنى ان تلمس هذه المقطوعة قلبك وتشفيه، كما فعلت لي. |
Çünkü şunu söylemek istiyorum Irk ilişkileri hakkında öğrendiğim en çok şey bu parça sayesinde. | TED | لأنه يسعني ان اقول هذا لقد تعلمت الكثير عن العلاقات بين الأعراق, من هذه المقطوعة |
Şunu dinleyin. Bu sıkıştırılmamış bir parça müzik. | TED | تفضلوا .. إستمعوا لهذه المقطوعة الصافية من الموسيقى |
Görünüşe göre Kopmuş bacağınızı elinizde tutmuyorsanız tedavi gerekmiyor. | Open Subtitles | كما هو واضح,ان لم تكن تحمل رجلك المقطوعة في يدك فإنك لا تحتاج العلاج |
Muhtemelen Kopmuş kafa davasında birşeyler bulmuş ve onlara-- | Open Subtitles | ربّما علق في جرائم الرؤوس المقطوعة أو فرقة مكافحة العصابات؟ |
Kopmuş elinin yerinde bir kanca vardır. | Open Subtitles | خطاف بدل يده المقطوعة |
Şey, klasik yaklaşım müdahaleye başvurmaktan oluşur ki bu özgün hedefteki Kesik elyaf büyümesini teşvik eder. | TED | حسناً, المقاربة التقليدية تتألف من تطبيق إجراء تداخلي يقوم بتحريض نمو الألياف المقطوعة باتجاه الهدف الأصلي |
Kesik başları hala kanıyor gözleri hala yaş döküyordu! | Open Subtitles | كانت رؤوسهم المقطوعة ما تزال تنزف عيونهم ما زالت تبكي |
Bu, ilk öpüştüğümüz şarkı. | Open Subtitles | هذه هى المقطوعة الموسيقية. التى تحدثنا على أنغامها معاً أول مرة. |
Kesilen kılcal ve toplardamarlardan kan akmamış. | Open Subtitles | ليس محتقناً بالدماء من الأنابيب الشعرية و العروق المقطوعة |
O lanet sonat yüzünden "Kreutzer". | Open Subtitles | لقد كانت تلك المقطوعة الملعونة "الكروتزر" |
Biliyor musunuz, bu şarkıyı çok söylüyor işin komik tarafı ise, şarkı epey uzun. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد سمعتها تغني هذه القطعة من قبل الطريف أن هذه المقطوعة طويلة جداً |
Tüm döşeği ayırmak amacıyla bütün dış bağlantıları kesiyor ve kesilmiş uçları sıkı sıkı birbirine bastırarak döşeğin çevresini kıvırıyor. | Open Subtitles | تقطع الكيس مماً يربطه وتدور حوله، تشدّ الأطراف المقطوعة معاً بقوّة. |
parçanın tamamı 72 fit uzunluğunda. | TED | المقطوعة الكاملة بعرض 22 متراً. |