| Eski ev neredeyse mobilyasız, ama rahat bir yatağı var. | Open Subtitles | المنزل القديم لا متاع كثير به لكن غرفة نومك وثيره |
| Eski ev birkaç hafta daha bizde oraya gidip toplanacaktım. | Open Subtitles | نحن نملك المنزل القديم لمدة إسبوعين كنت سأذهب لأحزم اشيائنا |
| "Ailemle, eski evin verandasında oturup"... şarkı söyleyip dans ettiğimiz günleri "hatırladım". | Open Subtitles | تذكرت الأيام التي كنت أرقص وأغني مع عائلتي عند شرفة المنزل القديم |
| Ve diyorum sana bak, ormandaki o eski evi o kadar çok aradık ki ama bulunacak bir cadı falan yoktu orada. | Open Subtitles | و يمكنني ان اخبرك اننا بحثنا في ذلك المنزل القديم في الغابة لكننا لم نعثرة على تلك الساحرة قط |
| Biliyor musun, o eski eve geri dönmeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر بزيارة ذلك المنزل القديم مجدداً |
| Ayrıca F.B.I teknisyenleri, eski evde de aynı parçalardan buldular. | Open Subtitles | فريق الإف بي آي وجد كسورا مشابهة في المنزل القديم |
| Bu eski yeri seviyorum. | Open Subtitles | أحب هذا المنزل القديم. |
| O eski evden dışarı çıktığın gün gibi mi? | Open Subtitles | مثل ذلك الصباح عندما خرجت من ذلك المنزل القديم |
| Evet anne. Eski evimizi görmeye de gidebilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا مشاهدة المنزل القديم ؟ |
| Babamın neden bu Eski ev resmine bakmamı istediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفهم لماذا يريد والدي مني أن أحظى بهذه الصورة لهذا المنزل القديم. ؟ |
| Helikopter, o Eski ev, ikisini de paravanın paravanının paravanı bir şirket almış. | Open Subtitles | الطائرة ، المنزل القديم لقد تم الدفع مُقابلهم عن طريق شركات وهمية لصالح شركات وهمية ومن شركات وهمية |
| Gördüğünüz gibi bu Eski ev parçalara ayrılıyor. | Open Subtitles | كما ترى ، هذا المنزل القديم يتداعى |
| Gelirken eski evin kalıntılarını gördüm. | Open Subtitles | وأنا في طريقي، رأيت آثار دمار المنزل القديم |
| Ama dinleyin, siz çocuklar eski evin etrafında dolaşmak istemezsiniz. | Open Subtitles | انكم لا تريدون العبث حول المنزل القديم |
| Aslında bu eski evin nahoş bir hikayesi var. | Open Subtitles | هذا المنزل القديم لديه تاريخ شرير |
| eski evi özledin mi merak ettim. | Open Subtitles | أتساءل عما إذا كنتِ تفتقدين المنزل القديم |
| Bu eski evi sevdiğini biliyorum ama bize iyi geldiğini söyleyebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أعلم أننا نحب هذا المنزل القديم لكن لا أعتقد أنه بإمكانك أن تقولي أنه كان مكاناً جيداً لنا |
| Bu köhne eski eve taşınıyorsun. | Open Subtitles | وقد انتقلت إلى هذا المنزل القديم والمروّع |
| Onları, nehir kenarındaki eski eve götürelim. | Open Subtitles | لنأخذهم الى المنزل القديم قرب النهر |
| Bu ürkütücü eski evde bizi yalnız mı bırakıyorsun? | Open Subtitles | هل ستتركنا لوحدنا فى هذا المنزل القديم المخيف |
| Bu korkunç eski evde bizi yalnız mı bırakacaksın? | Open Subtitles | ستتركنا وحدنا في هذا المنزل القديم المخيف |
| Sonra insanlara, bu eski evdeki cadı kadından bahsetmeye çalışmışlar ama kimse onlara inanmamış. | Open Subtitles | الآن ، لقد حاولوا إخبار الناس بشأن تلك العجوز في هذا المنزل القديم في ممر شادي ، لكن لم يقوم أحد بتصديقهم |