Çünkü sen o adamı öldürmeden, senin bu görev için yeterli olduğuna inanmam. | Open Subtitles | .لأنه إلى الآن لم ارك تقتل رجلا وأنت مسؤول عن عمل هذه المهمه |
Bu nedenle, Max'le birlikte bu görev için seni uygun gördük. | Open Subtitles | وهذا ما جعلنى انا وماكس لاختارك لهذه المهمه لاختارك لهذه المهمه |
Fakat ekip, insanlık, iyisi ve kötüsüyle görevi yerine getirdi. | Open Subtitles | لكن الفريق والبشريه على أحسن مايمكن وأسوأه قاموا بانجاز المهمه |
Ama, abi, bu işi kabul etmen beni şaşırttı doğrusu | Open Subtitles | كما تعرف, أنا لا زلت مندهشا لأنك قبلت هذه المهمه |
Teorisine inanırlık veren katiplerden birini kovmasıyla önemli görüşlerini aslında onun yazdığını destekliyor. | Open Subtitles | للنظريه القائله أن أحد الموظفين اللذين فصلهم هو الذي كتب معظم آراءه المهمه |
Kendisi bu iş için ideal. Deneyimli ve çok yetenekli. | Open Subtitles | هو بنفسه مناسب لتلك المهمه انه قادر عليه بالفعل |
Böyle basit ve zevkli bir göreve seçildiğin için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظه لأنه وقع عليكِ الإختيار لأداء تلك المهمه البسيطه والساره |
Sahil güvenliğin hazırlıklarının cılız kalmasına karşın, görev RAF'a verildi[13]. | Open Subtitles | هذه المهمه تكفل بها سلاح الطيران الملكى رغم ضعف أمكانياته فى القطاع الساحلى |
Dünya bu görev için evimiz olacak. | Open Subtitles | بيتنا فى هذه المهمه هو الارضه ثالث كوكب فى المجموعه الشمسيه |
Sadece C.I.A.'in onu özellikle bu görev için yapılandırdığını söylüyorum. | Open Subtitles | فقط أقول أن المخابرات قامت بزرعه تحديداً لتلك المهمه |
Tanrı, önemli bir görev için okuma bilmeyen bir köylü yolladı. | Open Subtitles | ارسل لنا الرب قرويه اميه لتحمل مثل هذه المهمه |
görev suya düştü. - görev daha bitmedi, Pettengil. | Open Subtitles | أعتقد ان المهمه قد فشلت المهمه لم تنتهى بعد يا بيتينجيل |
Bu canavarın yaşamasına izin verdiğin için mi görevi başardığını sanıyorsun? | Open Subtitles | لذا تعتقد بسبب انك تركت هذا الوحش يحيا فلديك المهمه ؟ |
Eğer bu görevi sana vermezlerse konseyin ortak bilgeliğinden endişelenmeye başlarım. | Open Subtitles | كنت لاقلق لو ان الحكمه الجماعية للمجلس لم يختاروك لهذه المهمه |
Bence üç Weten Ogen bekarı görevi tamamlamak için gönderildi. | Open Subtitles | اعتقد انهم ثلاثة فتين اوجن عزباء صحيح كلفوا باتمام المهمه |
İşi hallettik ve burada senin favori restaurantına mı geldik? | Open Subtitles | تؤدي المهمه, والان ها نحن هنا في مطعمك المفضل ؟ |
Bu işi yapacaksak, onun öldürülmesi şart! | Open Subtitles | اذا كنا سنقوم بتنفيذ هذه المهمه لابد وان يتم قتلها |
Düşünecek daha önemli o kadar çok şey var ki,.. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الأشياء المهمه التي علي أن أفكر بها |
Kaybedeceği kesin biriyle mahkemeye çıkmaktan daha önemli işin yok mu? | Open Subtitles | انت لاتملكين مزيد من الاشياء المهمه للعمل اكثر من الذهاب الى المحكمة مع تأكد الخساره |
Umarım bu iş bitmeden, elime seni, senin onu kullandığın gibi kullanma fırsatı geçer. | Open Subtitles | اننى اتمنى فقط قبل ان تنتهى هذه المهمه ان تكون لدى الفرصه لاستخدمك بنفس الطريقه التى استخدمته بها |
İkinci göreve sadece saatler kaldı... | Open Subtitles | لكن متبقى على المهمه الثانيه ساعات يا سيدى |
Uçak gemilerimi, kruvazörleri ve destroyerleri ile birlikte, Pasifik'in bir ucundan diğer ucuna kadar götüren herkes bu görevin adamımdır. | Open Subtitles | اى ربان يمكنه ان يحتفظ بطرداته و مدمراته الى جانب حاملاتى عبر الباسفيك باكمله هو رجل صالح لاداء المهمه |
Bu yüzden bu görevde yer almayacak. | Open Subtitles | لهجوم من حبار البحر و لم تتمكن من إكمال المهمه |
Derim ki, bu görevi Özel Operasyon'a verip bu işten kurtulalım ve Kuzey Kore, çökeceği zaman çöksün. | Open Subtitles | اقول ان نعطى هذه المهمه الى متخصصين وندع هذا كلة يمر وندع كوريا الشماليه تنهار عندما تنهار |
Misyonumuz işte buydu. | Open Subtitles | هذه هى المهمه |
Sheldon'ın bu işte büyük katkıları oldu. | Open Subtitles | شيلدون قدم لنا مساعدة لا تقدر بثمن لنجاح هذه المهمه |
Lord hazretlerinin huzurunda nutkun tutulursa seni temin ederim, tavırları ve nezaketi görevini en üst düzeyde yerine getirmene yardımcı olacaktır. | Open Subtitles | إذا وجدت نفسك معقود اللسان في حضور سعادته لا تخف, لأن كرمه وأخلاقه... سيسهلان عليك المهمه لتؤدي عملك على أكمل وجه. |
İki yıl önce aldığım bir harekat görevine bak. Belgrad'daydım, sonra Kosova. | Open Subtitles | افحصى المهمه التى كنت بها منذ عامين لقد كنت فى بلغراد ثم كوسوفو |
Seni oybirliğiyle görevden aldık. | Open Subtitles | لقد اقترعنا على اعفاءك من المهمه , يا صغيرى |