"المهيمنة" - Traduction Arabe en Turc

    • baskın
        
    • dominant
        
    • hakim
        
    • biridir
        
    • sürünün
        
    baskın olacağı noktaya yöneliyor tam ortada - önceki yıllarda zaptetmişti burayı. Open Subtitles توجه للمنطقة المهيمنة التي كان يشغلها خلال العام السابق في المنتصف تماما
    Milyonlarca yıl önce eski baskın ağaçlara bir meydan okuyucu sahneye çıktı. Open Subtitles ولكن منذ ملايين السنين، المتحدّي إلى الأشجار القديمة المهيمنة جاء على الساحة.
    Bence, problemin bir kısmı şu ki baskın eğitim kültürü öğretme ve öğrenmeye odaklanmalı ama ölçmeye değil. TED وجزء من المشكلة، حسب اعتقادي، أن الثقافة المهيمنة في التعليم تركّز ليس على التدريس والتعلم، بل على الاختبار.
    Avrupa küresel tarımda dominant halde. TED وأوروبا هي المهيمنة على الزراعة العالمية.
    Bilimcilerin en iyi anladıkları, karanlık maddenin evrenin ilk 7 milyar yılında onun şekillenmesini belirlemede dominant güç olduğudur. Open Subtitles في أدق التفاصيل كما يفهم العلماء الآن فالمادة المظلمة كانت القوة المهيمنة
    O zamanda, Büyük Britanya sömürgecilik etkisinin tam ortasındaydı ve dünyanın yeni hakim gücü oluyordu. TED في الوقت الذي كانت بريطانيا العظمى في خضم بسط نفوذها الاستعماري لتصبح القوة العالمية المهيمنة الجديدة.
    Bu bilim kurgunun ana temalarından biridir. TED وهذه أحد الأفكار المهيمنة في الخيال العلمي.
    Genç foklar sürünün baskın erkek üyeleri tarafından kovuluyor. Open Subtitles تُطرد الفقمات الصغيرة من المستعمرة من قبَل الذكور المهيمنة
    Ama eğitim kültüründe baskın olmamalı. TED ولكن لا ينبغي أن تكون الثقافة المهيمنة على التعليم.
    baskın grup, insanların dikkatini çekmemiş olur. TED المجموعة المهيمنة لا تحصل على الانتباه.
    Bu tartışmalar hakkında düşünmenin baskın şeklidir. TED إنها الطريقة المهيمنة على التفكير بالجدل.
    Kediler hakkında bildiğimiz her şeyi düşünecek olursak, en baskın davranışlarından biri hâlen en gizemli olanı gibi görünüyor. TED وبالأخذ بكل مانعرفه عن القطط، تبدو أبرز صفاتها المهيمنة عليها من الأمور الغامضة لنا.
    Kimin ailesi bu savaşı kazanırsa o baskın bakteri haline gelir. TED أيًا كانت العائلة الرابحة لتلك المعركة تصبح البكتريا المهيمنة.
    Elbette hepimizin içinde bir miktar bencillik ve açgözlülük var ama çoğu insanda, bunlar baskın değerler. TED بالتأكيد، في داخلنا جميعًا القليل من الأنانية والشجع، لكن لمعظم الأشخاص، ليست هذه هي القيم المهيمنة.
    30 yıl sonra, rap popüler kültürün baskın bir müzik türü asla büyük firmalardan ortaya çıkmazdı. TED بعد 30 سنة موسيقى الراب هي الموسيقى المهيمنة في البيئة الشعبية و لم تأتي أبدا من شركات كبيرة
    Bu nedenle matematik asla eski haline dönmeyecek. Kuşkusuz 20.yüzyılın en baskın figürü o. Open Subtitles قطعاً، إنه صاحب الشخصية المهيمنة على القرن العشرين.
    ...herhangi bir toplumdaki baskın entelektüel kültür, o toplumdaki baskın sınıfın menfaatlerini yansıtır. Open Subtitles الحضارة الثقافية الفكرية السائدة في أي مجتمع بذاته، تعكس إهتمامات المجموعة المهيمنة في هذا المجتمع.
    Yaptığı işin birçok adı var ama o dominant Kadın'ı tercih ediyor. Open Subtitles هنالك أسماء عديدة لما تقوم به وتفضل المهيمنة في العلاقات السادية
    Kendine bir bak, ...bir ulusu dizlerine çöktürmüş dominant kadın. Open Subtitles وها أنت المهيمنة التي جعلت من أمة تنحي لها على ركبتيها
    İnsanlar bu gezegendeki dominant tür olmalarına rağmen 12 kardeş bugün pusulayı değiştirdi. Open Subtitles رغم أن البشر هم الفصيلة المهيمنة على هذا الكوكب فقد تمكن اثنا عشر أخ وأخت على تغيير البوصلة اليوم
    Muhtemelen göreceğiniz şey şu anda gelecekle ilgili düşüncemizi domine eden hakim kültür merceğidir: teknoloji. TED ما سترونه على الأرجح هو العدسة الثقافية المهيمنة التي تحكم نظرتنا عن المستقبل في هذه اللحظة: التكنولوجيا.
    Ön ödemeli kullanım fikri ya da teknolojisi ilk olarak Afrika'da Vodacom adlı şirket tarafından 15 yıl kadar önce ortaya çıkarılmıştır. Şu andaysa, tıpkı isim hakkı kirâlama (franchising) gibi ön ödemeli kullanım, dünyadaki ekonomik etkinliğe hâkim olan güçlerden biridir. TED الدفع المسبق كانت تكنولوجيا، أو فكرة، رائدة في أفريقيا من قبل شركة تسمى فوداكوم قبل 15 عاماً، والآن، مثل حق الامتياز، "الدفع السبق" هو من القوى المهيمنة في النشاط الاقتصادي العالمي.
    Bu kararla, yaşlı şempanzenin imzaladığı ittifak bir gün onları sürünün en baskın erkekleri haline getirecek kadar güçlü yapabilir. Open Subtitles بهذا القرار، أرْسَى الشمبانزي الأكبر تحالفًا قد يجعلهما قويّان في يوم ما بما يكفي لتحدّي ذكور القبيلة المهيمنة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus