Yiyecek-içecek ve çiçek ikram edecek müzisyenler ve park ettirme ve binlerce dondurulmuş kelebek işiyle uğraşacak tek kişi benim. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي يتعامل مع متعهدي الطعام و بائعي الأزهار و الموسيقيين و عمال إيقاف السيارات و ألف فراشة مجمدة |
Bu sabah harika müzisyenler dinledim ve asla onlar kadar iyi olamayacağıma eminim. | TED | فأنا سمعت مجموعة من الموسيقيين الرائعين اليوم، وأنا أثق تمامًا أني لا يمكن أن أكون جيدًا مثلهم. |
Büyük bir orkestral performansın heyecanı, müzisyenlerin kollektif olarak tek ve bütün bir konsepti üretmeyi denemesinden gelir. | TED | اثارة اداء اوركسترا رائع يأتي من محاولة اخذ جماعة من الموسيقيين لانتاج مفهوم واحد موحد |
Kendini az önce piyasadaki en iyi sokak müzisyenleri tanıştırdın. | Open Subtitles | لقد قدمت للتو نفسك لأفضل الموسيقيين المتجولين في الأعمال التجارية. |
Kızların neden matematikçilerle değil de müzisyenlerle çıktığını şimdi anladım. | Open Subtitles | الآن أفهم لماذا تخرج الفتيات مع الموسيقيين و ليس الرياضيين |
Bilirsin işte, çıktığım bütün ezik Müzisyenlerden sonra Sonunda düzgün bir adam bulduğumu sanmıştım... | Open Subtitles | أتعلم، بعد كل الموسيقيين الفشلة الذين واعدتهم ظننت أنني أخيراً وجدت رجلاً محترماًَ لكن.. |
Lütfen müzisyenlere bahşiş vermeyi unutmayın, otobüste görüşmek üzere. | Open Subtitles | أعطوا الموسيقيين بقشيش وسأقابلكم في الأتوبيس |
Insanlık tarihinin çoğunda, müzisyenler, sanatçılar, topluluğun bir parçası oldular, | TED | لمعظم التاريخ البشري، كان الموسيقيين والفنانين جزءا من المجتمع، |
müzisyenler bedenleriyle de iletişim kurar, hem diğer grup üyeleriyle hem de dinleyici ile. Müziği, bedenlerini kullanarak ifade ederler. | TED | بل ان الموسيقيين يتواصلون مع اجسامهم مع اعضاء الفرقة الاخرين , مع الجمهور انهم يستخدمون اجسامهم لاظهار الموسيقا |
Bu, o müzisyenler için çok heyecan verici. | TED | انه لشىء مثير جداً بالنسبة لهؤلاء الموسيقيين |
Bence elimizdeki müzisyenler yeterlidir. | Open Subtitles | أعتقد بأن عدد الموسيقيين لدينا لابأس به. |
Ben, Jacob Stein, Amerikan müzisyenler Sendika Federasyonu, 200. Bölge. | Open Subtitles | انا جاكوب ستان ، من اتحاد الموسيقيين الامريكيين الفيدرالي فرع 200 |
Fakat bilimadamları müzik dinleyenlerinkinden ziyade müzisyenlerin beyinlerini incelemeye döndüğünde, küçük havai fişekler dev bir şölene dönüştü. | TED | وعندما تحول العلماء من مراقبة أدمغة مستمعي الموسيقى إلى أدمغة الموسيقيين تحولت الألعاب النارية الصغيرة إلى حفلة صاخبة |
Sizi ve dünyanızı daha iyi tanıyabilmek için kütüphaneye gittim ve geçmişteki büyük müzisyenlerin hayatlarını okudum. | Open Subtitles | و حتى أعرف المزيد عنك و عن عالمك ذهبت إلى المكتبة و درست عن حياة الموسيقيين العظماء فى الماضى |
Buradaki müzisyenlerin birçoğunun... hayatlarında ilk defa çalıyor olmaları ne harikuladedir. | Open Subtitles | المذهل هو أن العديد من هؤلاء الموسيقيين يعزفون لأول مرة على الأطلاق |
Bunu yaptığınızda, diğer müzisyenleri motive ediyor ve canlandırıyorsunuz ve size daha fazlasını veriyorlar ve gitgide birşey oluşuyor. | TED | حين تقوم بذلك، تشرك وتلهم بقية الموسيقيين ويعطونك أكثر، وينبني ذلك تدريجيا. |
İklim mühendisliği hakkındaki bu sorunla ilgilenen ve... ...etkileri hakkında ciddi olarak düşünen müzisyenleri,... ...bilim insanlarını, filozofları ve yazarları kapsayan bir tartışma. | TED | نقاش يشمل الموسيقيين والعلماء والفلاسفة والكتاب ، الناشطين و المهتمين بالهندسة المناخية و يفكرون بجدية في آثارها. |
Kızların neden matematikçilerle değil de müzisyenlerle çıktığını şimdi anladım. | Open Subtitles | الآن أفهم لماذا تخرج الفتيات مع الموسيقيين و ليس الرياضيين |
Sanayi kralları için Müzisyenlerden vazgeçtin, tur otobüslerinden şirket jetlerine terfi ettin. | Open Subtitles | لقد بدلت الموسيقيين بعمالقة في الصناعة تطورت من استقلالك لحافلة الرحلات إلى امتلاكك لطائرة نفاثة خاصة |
Seslendiğimde, müzisyenlere söyle benim galyardımı çalsınlar. | Open Subtitles | بناء على طلبى أخبر الموسيقيين بأنيعزفوامقطوعتىالموسيقية,الجليارد. |
Kimse bana milyonlarca yetenekli, müzisyen arasında, engellilerin olmadığını anlatamaz. | TED | لا يمكنك إخباري أنه لا يوجد الملايين من الموسيقيين الموهوبين من ذوي الاحتياجات الخاصة حول العالم. |
Günümüzde kaç müzisyenin solfeji dahi tam olarak bilmediğini bilsen şaşardın. | Open Subtitles | لكن سيدهشك عدد الموسيقيين الذين لا يمكنهم قراءة نوتة موسيقية هذه الأيام |
Bu caz sevdalısı, hem zamanımızın hem de tüm zamanların en iyi müzisyenlerinden. | Open Subtitles | الآن، هذا الشخص هو واحد من أكبر الموسيقيين الذين حظينا بهم على الإطلاق |
Yarım saat sonra gelinlik provam var. Sonrasında da orkestra. | Open Subtitles | علي أن أجرب الفستان خلال نصف ساعة بعد ذلك هناك الموسيقيين |
Çünkü senin müziğin, bana birçok müzisyeni keşfettirdi. | Open Subtitles | لأنه و بسبب موسيقاك فقد اكتشفت العديد من الموسيقيين |
Peki diğer kaç müzisyene daha yardım ediyor acaba? | Open Subtitles | وكم عدد الموسيقيين الاخرين اللذين يساعدهم ؟ |
Dünyanın dörtbir yanından inanılmaz ve etkileyici birçok müzisyenle çalıştım. | TED | وتعاونت مع الكثير من الموسيقيين العظام والملهمين في العالم. |
Bizi ilk etkileyen müzik İngiliz rock müzisyenlerinin, duyarlılıklarından süzülmüş Amerikan blues'u idi. | Open Subtitles | التأثير الأول كان لدينا حقا البلوز الأمريكية معالجتها مع حساسية من الموسيقيين الروك البريطاني. |