Önümüzdeki beş dakika istediğin herhangi biri olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تكوني أي شخص تريدينه بالخمس دقائق المُقبلة |
Eğer Önümüzdeki 24 saat içinde kan nakli yapılmazsa felç geçirebilir. | Open Subtitles | لو لم تُنقل إليهِ دمــاء خلال الـ24 ســاعة المُقبلة ربما يُصاب بتجلُّط. |
Bu merkezin Önümüzdeki yıllar boyunca halka büyük hizmetler veren bir akademik başarı merkezi olmasını ümit ediyorum. | Open Subtitles | و يحدوني أملاً صادّقاً، أنّيصبحهذاالمركز.. فناراً للأمتـّياز الأكاديمي لخدمة مجتمعنا ، للسنين المُقبلة. |
İyi de geçeceklerin sayısı Gelecek aşamalara bağlı değil mi? | Open Subtitles | لكن أليس نجاحهم من عدمه منوط بالمراحل المُقبلة من الاختبارات؟ |
Gelecek sefere daha iyi olacaktır. | Open Subtitles | ستكون الأمور على ما يرام في المرة المُقبلة |
Sürü liderleri bir sonraki su birikintisine ulaşmak için ailelerine rehberlik ediyor. | Open Subtitles | تقود الرّئيسات عائلاتهنّ على طول متاهة من الآثار نحو بركة الماء المُقبلة |
Eskisi gibi görüşemez olduk ama umarım bir sonraki karşılaşmamız burada olmaz. | Open Subtitles | نادرا ما إجتمعنا لكني أتمنى حقا أن لا يكون هذا المكان الذي نجتمع فيه المرة المُقبلة |
Madem öyle, bir dahaki sefere konuşacak çok şeyimiz olacak demektir. | Open Subtitles | إذن سيكون لدينا الكثير لنتحدّث عنه في المرّة المُقبلة. أراكِ لاحقاً. |
Tek yapmamız gereken Önümüzdeki birkaç günü çatlak eski karımla atlatmak. | Open Subtitles | جلّ ما علينا القيام به هُو تجاوز الأيّام القليلة المُقبلة مع زوجتي السابقة المجنونة. |
Önümüzdeki yarım saat içinde bir elbiseyle ilgili bir karar vermem lazım ama model gelmemiş. | Open Subtitles | يجب عليّ إتخاذ قرار خلال النصف ساعة المُقبلة عن فستان لإصدارة المجلّة الجديدة، والعارضة لمْ تأتِ. |
Önümüzdeki 24 saat içinde saldırıya geçecekler. | Open Subtitles | تمّ تحديد موعد هُجومهم خلال الأربع والعشرين ساعة المُقبلة. |
Önümüzdeki 4 yıI için, ayda 2 bin dolar. | Open Subtitles | ألفا دولار كُلَّ شهر خلال الأربع سنوات المُقبلة. |
Önümüzdeki 24 saat içinde bir saldırı gerçekleşeceğine dair istihbarat aldım. | Open Subtitles | لدي سبب للاعتقاد أنّ هجوما سيحدث خلال الـ24 ساعة المُقبلة. |
Önümüzdeki en fazla 20-30 dakikada tıbbi yardım getirmezse ciğerleri çökecek. | Open Subtitles | رئتاه سوف تنهار إذا لم نُحضر له الرعاية الطبية في الـ20 إلى الـ30 دقيقة المُقبلة |
Gelecek sefer, tuvaleti daha büyük bir uçak isteyebilirsin. | Open Subtitles | في المرة المُقبلة, لربما تودُ أن تطلب طائرة خاصة مع حماماً أكبر. |
Bu, Gelecek günlerde saldıracak bir çok Amerika doğumlu şehitten sadece birincisiydi. | Open Subtitles | هؤلاء كانوا مُجرد أول الضحايا الأمريكيون وسنهاجم المزيد بالأيام المُقبلة. |
Bu gece olmaz bebeğim. Gelecek sefer görüşelim. | Open Subtitles | لا أستطيع هذه الليلة سأراكِ فى المره المُقبلة |
Bir sonraki partide gösterişini yapacaksın öyleyse. | Open Subtitles | حسناً، سيكون عليكِ إظهاره في الحفلة المُقبلة. |
Savaştan önce hiç ayrılmazdık ama sonraki beş sene boyunca birbirimizi toplamda on gün gördük. | Open Subtitles | قبل الحربِ كنّا مُتلازمين ، و لكن على مدى السنوات الخمس المُقبلة رأينا بعضنا البعض لمدة عشرة أيامٍ |
Böyle giderse, Dr. King'in bir sonraki hareketinde görürüm seni. | Open Subtitles | وفق هذا المعدل، أتوقّع أنْ أراك في الصف الأمامي في مسـيرة الدكتور كينغ الحاشدة المُقبلة. |
- Evet, umarım bir dahaki sefere biri seni patakladığında orada olurum. | Open Subtitles | أجل، حسناً، آمل أن أكون هُناك حينما يضربك أحدٌ في المرّة المُقبلة. |
Eminim ki onlar bir dahaki safere küçük bombalar kullanır | Open Subtitles | بالتأكيد سيستعملون قنبلة أصغر في المرة المُقبلة |
Bir dahaki sefere ben etraftayken ona bir bak. Hiçbir şeyi bitirebilmiş değil! | Open Subtitles | و في المرة المُقبلة سأكون في الأرجاء انظر إليه ، لن يغِب عن ناظري |