Aslında Cadılar Bayramı... tüm cadılar gecesi denilen eski bir ziyafet geleneğidir. | Open Subtitles | الذى حدث فى الهالويين هذا يعود إلى عيد قديم يسمى ليلة القديسين |
Geçen gece, Cadılar Bayramı arifesinde Peder Moore bedenimden altı iblisi kovmaya çalıştı. | Open Subtitles | الليلة الماضية، في ليلة الهالويين حاول الأب مور طرد ستةشياطين من داخل جسدي |
Ve üzgünüm, içeri giriş saatleri yeniden başladı. Ve Cadılar Bayramı iptal. | Open Subtitles | وآسفة ، لقد تم فرض حظر التجول لقد تم إلغاء عيد الهالويين |
INS görevlisi gelip gittikten sonra sen ben ve annen dışarı çıkarsak belki onu biraz iyi hissettirip Cadılar Bayramı ruhuna... | Open Subtitles | بعد أن تأتي عميلة مكتب التجنيس والأجانب ربما سيجعل أمك تحس بشعور جيد و بفرحة الهالويين إذا أنت ، أنا وهي |
Brooklyn'de geçen bir Cadılar Bayramı öyküsü bu. Brooklyn'de her şey olabilir, genellikle de olur zaten. | Open Subtitles | هذه حكاية عيد الهالويين فى بروكلين حيث يمكن لأى شئ أن يحدث . وهو ما يحدث غالباً |
Fakat herkes bilir ki Cadılar Bayramı şeker ürteticilerinin uydurmacasıdır. | Open Subtitles | لكن الجميع يعلم أن الهالويين قد أخترعته شركات الحلوى |
Ama sırf Cadılar Bayramı diye evlerine iblis, cadı ve hayaletlerin resimlerini asıyorlar. | Open Subtitles | لكن فقط لأنه الهالويين جميعهم يعلقون صور للشياطين والاشباح على منازلهم |
Cadılar Bayramı'nda işe yarar. | Open Subtitles | هذا عظيم إنه يحل لي مشكلة قناع عيد الهالويين |
Ve iki, Cadılar Bayramı partisi vereceğiz. | Open Subtitles | لا اريد التحدث عن ذلك. ثانيا: انت وانا ذاهبون الى حفل الهالويين |
Cadılar Bayramı geleneği tarih boyunca süregelmiş efsanelere dayanır. | Open Subtitles | تقليد الهالويين يعتمد على تقاليد تاريخية |
Bugün, bütün bunlar artık hayal meyal hatırlanıyor, ancak Cadılar Bayramı her yıl kötülüğü ve korkusuyla tekrar tekrar yaşanıyor. | Open Subtitles | اليوم كل هذا هو ذكرى باهته لكن الهالويين يأتى كل عام ومعه الظلام والخوف |
Benim şehrim kadar Cadılar Bayramı'nı seven başka bir kent yoktur. | Open Subtitles | لم تحب المدن عيد الهالويين مثل بلدة ريدل |
Benim şehrim kadar Cadılar Bayramı'nı seven başka bir kent yoktur. | Open Subtitles | لم تحب المدن عيد الهالويين مثل بلدة ريدل |
Gerçi bu yollardan ikisi neredeyse aynı şey, ve üçüncüsü nerdeyse bir Cadılar Bayramı hikayesi olmaya adaydı. | Open Subtitles | وحتى الطريقة الثالثة، ربّما كانت ستنجح كقصة لعيد الهالويين |
Örneğin, ben bunun altında çocuk Cadılar Bayramı kostümü giyiyorum. | Open Subtitles | على سبيل المثال ، أنا الأن ألبس زي طفل ليوم الهالويين تحت هذه الملابس |
Yani, Cadılar Bayramı ne zamandan beri bir tatil oldu? Baba. | Open Subtitles | ما أعنيه هو منذ متى كان الهالويين عطلة رسمية؟ |
İlk tanıştığımızda, Cadılar Bayramı Partisi'nde... | Open Subtitles | حسنا, أول مره إلتقينا فيها كنا في حفل الهالويين |
Ayrıca Şükran günü yanı sıra, geçen sene Cadılar bayramını da kaçırmıştım çünkü o zaman sol kalçamdaki dövmemi sildiriyordum, sonra yılbaşında da parti teknesi diye katıldığım gezi normal tur teknesi çıktı ve Belize'de uyanmıştım. | Open Subtitles | بالاضافة الى عيد الشكر، أنا فوت علي الهالويين العام الماضي لأنني كنت في جلسة ازالة للوشم من فخذي اليسار في الاعلى |
Mum cemaatinde Cadılar Bayramının ne kadar önemli olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلمين مدى أهمية الهالويين لمجتمع الشموع ؟ |
Şimdi de diğer kızlardan bizimle Cadılar Bayramına gelmeyeceğini duyuyorum. | Open Subtitles | والآن أسمع من صديقاتكِ أنكِ لن تأتي لحفلة الهالويين |
Cadılar bayramında neden çantanda yumurta taşıdığını bilmek çok isterim. | Open Subtitles | أود سماع أسبابك في وضع البيض في حقيبتك في الهالويين |
Geçen Cadılar bayramından kalan eski bir oyulmuş bir kabak feneri hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بملمس قرع عسلي مضيء من العالويين الماضي يتم وضع إضاءة بداخل القرع العسلي في عيد الهالويين |