Onun en güzel melez orkideleri yaratmayı başardığını biliyor muydunuz ? | Open Subtitles | هل تعلم أنه كان قادرا على خلق بعض الهجينة الأكثر جمالا؟ |
Belki de küçük bir ihtimal, ki öyle başka bir Wraith türü yaratmaya çalışıyorlardı, herhangi bir melez yaratık yaratmaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم كانو يحاولون خلق شبح آخر من أنّهم كانوا يحاولون في الحقيقة أن يخلقوا بعض أنواع المخلوقات الهجينة |
Genç çocuk erkekliginin zirvesinde. Tek arkadasi melez köpegi ile sitmali sivrisinekler. | Open Subtitles | شاب في قمة الرجولة رفاقه هم الكلاب الهجينة و بعوض الملاريا |
Bu hafta hangi hibrit hiper araba en iyisi onu öğrenmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | في هذا الأسبوع، نحاولُ أن نكتشف أياً مِن السيارات الهجينة هى الأسرع؟ |
bu hibrit makinalarla ilgili en etkileyici uygulama vücudumuzun içinden hastalıkların tedavisi | Open Subtitles | أحد التطبيقات الأكثر إثارة هذه الآلات الهجينة التي تعالج الأمراض ذاتياً داخل أجسامنا |
Yani bu melezler bizim tarafımızdalar mı demek istiyorsun? | Open Subtitles | تعني أنّ تلك الآلات الهجينة موجودة بالفعل في الجانب الآخر. |
Kendine çağırdığı yorgun, fakir, birbirine sokulan insanlara belki de tuhaf domuz köleleri ve Dalek mutant melezleri de eklemeli. | Open Subtitles | إعطني تعبك, فقرك وربما الخنازير العبيدة الهجينة |
(Gülüşmeler) Çevremizde gördüğümüz bir başka teknoloji de hibrid arabalar. | TED | (ضحك) تكنولوجيا أخرى نشاهدها في كل مكان هي السيارات الهجينة. |
Ben de melez hayvanlardan bahsettiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد أعتقدت أنك تتحدث عن الحيوانات الهجينة |
O melez kizin kanini elde ettigimizde de yenilmez olacagiz. | Open Subtitles | وعندما يكون لدينا دم الفتاة الهجينة لن نقهر |
O melez kızın kanını elde ettiğimizde de yenilmez olacağız. | Open Subtitles | وعندما يكون لدينا دم الفتاة الهجينة لن نقهر |
Bize laboratuvardan gidin dediğinde, melez kurtların orada olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | حينما طلب منا مغادرة المختبر كان يعلم بوجود الحيوانات الهجينة هناك |
Böyle bir deney melez bebeğin ölümü ile sonuçlanabilir. | Open Subtitles | تجاربُ كهذه قد تودي بحياةِ الهجينة. |
melez, deneyden canlı çıktı. | Open Subtitles | اجتازتْ الهجينة اختبارَ العمر. |
Şimdiye kadar var olan tek melez çocuk. | Open Subtitles | والطفلة الوحيدة الهجينة الموجودة. |
Şu 500 milde bir galon yakan şu hibrit bebeklerden mi alayım yoksa bununla devam edip yeni baştan mı yaratayım? | Open Subtitles | أعني ، هل يجب علي أن أشتري تلك الشاحنات الهجينة التي تسير 500 ميل في الجالون الواحد و تسير بسرعة كبيرة ؟ |
Çevresel kaygılar ve yüksek benzin fiyatlarının da etkisiyle hibrit araçların satışı geçen yıla oranla %11 arttı. | Open Subtitles | أدّتْ المخاوف البيئية ، وارتفاع أسعار البنزين إلى تزايد مبيعات السيارات الهجينة بنسبة 11% عن العام المنصرم |
Onu hibrit araçla alacağım. | Open Subtitles | أنا سوف أحضره بالسيارة الهجينة |
Toby bir GSC'nin insansız hava aracı tarafından öldürüldü melezler değil. | Open Subtitles | قتل توبي من طائرة بدون طيار صدر GSC، لا الهجينة. |
Bu sadece melezleri öldüren bir virüs değil. | Open Subtitles | ليست هذه هي سلالة من فيروس الذي يقتل فقط الهجينة. |
Sonra bir gün hibrid arabamla işe giderken, bir Chevrolet galerisinin önünden geçtim. | Open Subtitles | ثم , أحد الأيام أقود سيارتي الهجينة للعمل ومررت من عند بائع سيارات (شيفروليه) |
Nasıl oluyorsa, kahrolası Melezlerle bağlantı kurabiliyor. | Open Subtitles | لقد قام بالتواصل مع الهجينة اللعينة بطريقة ما |
Klemper, uzaylı-insan melezini yarattı. | Open Subtitles | كان يحاول أن يخلق كليبمبر الهجينة الغريبة للأنسان. |
Bu genetik melezlere ihtiyaçları yoktu. | Open Subtitles | لم يحتاجوا إلى هذه الديناصورات الهجينة المعدلة وراثياً |