"الهواء في" - Traduction Arabe en Turc

    • hava
        
    • havayı
        
    • havayla
        
    • içinde havada
        
    • havadan
        
    • havanın
        
    • yayında
        
    Bu odada hava var, ve sizler her bir atomun farkında değilsiniz. TED إذا أخذنا الهواء في هذه الغرفة، فأنت لا تلاحظ كل ذرة مستقلة.
    Evet, adam otobüsün tekerine hava vuruyor, bu hiç dikkat çekmez. Grissom. Open Subtitles نعم شخص يضخ الهواء في إطار في محطة استراحة لا يجذب الانتباه
    Damara enjekte edilen az miktarda hava kalbe neler yapıyor inanamazsın. Open Subtitles إنه شيء مُذهل ما يسببه بعض الهواء في مجرى الدم للقلب.
    havayı sızdırmamaya çalışıyor gibiler. Open Subtitles يبدو بانهم يريدون الحفاظ على الهواء في الداخل.
    Ciğerlerini doya doya havayla doldur. Son nefesin olacak. Open Subtitles اكتمي الهواء في رئتيك، فسيكون نفسك الأخير.
    Bu kuşu 10 dakika içinde havada istiyorum. Open Subtitles أريد هذا الطائر في الهواء في عشر دقائق
    Arıza sebebiyle Calvin'in kutusundaki hava basıncı ve sıcaklık değerleri değişti. Open Subtitles مما تسبب في تغيير مؤقت فى ضغط الهواء في صندوق كالفن
    Bisikletin lastiğine hava pompalarken, bunun bir parçasını TED حين تضخ الهواء في الدراجة، تستخدم قليلا من هذا.
    Bu kimyasal kirleticiler Amerikan Temiz hava Hareketi'nin tanımladığı hava kirletici kriterlerine uymuyor. TED هذه الملوثات الكيميائية ,ليست من ملوثات الهواء في الوقت الراهن .كما حدّد ذلك القانون الامريكي للهواء النظيف
    evindeki, işyerindeki ve okulundaki hava kanallarını temizlemeye, TED و تنظفي أنابيب الهواء في منزلك .في مكان عملك و في مدرستك
    Eğer bu binadaki hava dağılım ünitelerinden birindeki mikroplara bakarsanız birbirlerine çok benzediklerini görürsünüz. TED اذا نظرت الى المايكروبات التي في وحدة تدبير الهواء في هذا المبنى، سترى أن جميعهم يتشابهون.
    Çin'in hava kalitesinin düşüşte olduğu, kömüre açılan savaşta yol katetildiği konusunda veri ve istatistiklere güvenebilir miyiz? TED هل نثق بالبيانات والإحصاءات التي تظهر أن جودة الهواء في الصين تنخفض، وأن الحرب على الفحم بدأت تحدث أثرًا؟
    Ve ciğerlerimdeki hava miktarı beni yüzeye doğru ittiğinden, daha da derine indiğimde, ciğerlerim üzerindeki basınç artar, ciğerlerimdeki hava azalır ve bu vücudumun düşmesini kolaylaştırır, TED وبما أن حجم الهواء في رئتيّ ما يجعلني أطفو، كلما نزلت، كلما زاد الضغط على رئتيّ، كلما قلّ حجم الهواء، سهُل نزول جسمي.
    Buna solunum sisteminizdeki hava akımı da dâhildir. TED ويشمل ذلك تدفق الهواء في جهازك التّنفسيّ،
    Bu nedenle, her seçim bölgesine kurulacak hava kalitesi sensörleri talep etmeliyiz. TED ولذلك نحتاج أن نُطالب بتركيب أجهزة استشعار لجودة الهواء في كُل الجهات والدوائر.
    Aptallığın arabadaki tüm havayı tüketti. Open Subtitles يالك من غبي سحبت كل الهواء في هذه السيارة
    Eriyik kireç taşı dolu olan yeraltı suyu, mağaranın içindeki havayla temas ettiğinde içindeki eriyik maddenin bir kısmı kalsit minerali olarak tortulanır. Open Subtitles هذهالمياهمُحملةبـ" الحجرالجيري"المذاب، و عندما تلاقي الهواء في الكهف... بعضاًمنهايترسبعلي هيئةمعدن ...
    Peki, biz sigorta olacak, ve eğer 30 saniye içinde havada (22 bin) çıkarmak için gerekli olan uçak Open Subtitles حسناً، سنقوم بالتأمين، وإذا لزم الأمر ستقلع طائرات (الأف 22 ) في الهواء في خلال 30 ثانية
    Bu yüzden soruyorum: Sizce bir yılda bir milyon ton CO2'nin havadan alınması için ne kadar enerji gerekir? TED لذا أطرح السؤال: ما مقدار الطاقة التي تحتاجها باعتقادك لإزالة مليون طن من ثاني أكسيد الكربون من الهواء في سنة محددة؟
    En yakın çıkış yüzlerce metre veya daha da uzak mesafedeyken, havanın bitmesi ölümcül olabilir. Open Subtitles عندمايكونأقربمخرج، ربماعليبعدمئاتالأمتارأوأكثر، بنفاذ الهواء في الأسفل هنا قد يكون قاتل.
    yayında seks yaptığın ve Edepsiz Kız adını verdiğin kadın Kate mı? Open Subtitles إنها المرأة التي مارست الجنس على الهواء في هذه المقصورة وكنت تسميها الفتاة القذرة ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus