Aslında ben onu öldürmedim. Sadece iğne batırdım. | Open Subtitles | فى الواقع أنا لم أقتله أنا فقط طعنته بالإبره |
Aslında ben Gizli Ahlaki Taciz Komitesi'ndenim. | Open Subtitles | فى الواقع أنا من اللجنة الخاصة بالإنتهاكات الأخلاقية |
Aslında ben Kennedy'ye hayrandım. Coşkulu bir adamdı. | Open Subtitles | في الواقع أنا معجب بالرئيس كينيدي رجل ذو مهارة حقيقية |
Pekâlâ, Aslına bakarsanız dersinize girmek istiyorum, bilirsiniz işte okula geri dönmek falan... | Open Subtitles | حسنا في الواقع أنا مهتمة بالمادة التي تدرسّها.. أعني العودة للمدرسة وكل ذلك |
Son gördüğünden bu yana belki, ama Aslına bakarsan 7 kilo verdim. | Open Subtitles | ربما منذ آخر مرة، ولكن في الواقع أنا مؤخراً خسرت 15 رطل |
-Hiçbir şey bilmiyorum. Hatta neden buraya geldiğimi de. | Open Subtitles | أنا لا أعرف شيئاً,فى الواقع أنا لا أعرف لماذا أتيت إلى هنا |
Pekala, Ben aslında sadece İngilizce konuşuyorum ve biraz da Svahili. | Open Subtitles | حسنا، في الواقع أنا فقط استطيع التحدث باللغة الإنجليزية والسواحيلية. قليلا. |
Aslında, ben para çekecektim. Sadece kirli parayı istiyorum. | Open Subtitles | فى الواقع أنا هنا لأسحب أريد الأموال القذرة فقط |
Evet, aslında, ben biraz kayboldum. | Open Subtitles | أجل فى الواقع أنا تائه قليلا فى هذه اللحظه و لدى 3 ساعات متبقيه |
Aslında ben yeni değilim. 28 yıldır buradaydım. | Open Subtitles | في الواقع , أنا لستُ جديده هنا لقد كنتُ هنا من 28 سنه |
Bilgin olsun, Aslında ben bu okula gitmiyorum. | Open Subtitles | لمعلوماتك, في الواقع أنا لا أذهب إلى هنا |
Aslında, ben bile bu gelişimi garanti edebilirim. Onun yeteneklerine bu kadar güvenim var. | Open Subtitles | في الواقع أنا سوف أضمن هذا المبلغ مقدماً ثقة مني في قدراته |
Aslında ben sadece su tercih ederim. Sade bir kişiliğim var. Bir şise getiriyorum. | Open Subtitles | في الواقع, أنا أحب الراكد, لأنه من الواضح أنني أمتلك شخصية صريحة سأحضر زجاجة من كل نوع |
Aslında,Ben tüm bunlar için çok heyecanlıyım, eğer sende dalgaları yakalmak istersen? | Open Subtitles | في الواقع, أنا أهتم بكل ماهو ممتع إذا كنت ترغب في ركوب بعض الأمواج في وقت ما؟ |
Aslında ben, yeniden doğamamış bir ruhum. | Open Subtitles | . في الواقع أنا روح لم تستطع التجسد مرةً أخرى |
- Aslında ben... - Kahvenizi yenilememi ister misiniz? | Open Subtitles | في الواقع أنا هل تريد مني أن أسخن القهوة الخاصة بك ؟ |
Aslına bakarsan, sana bu işi bulabilmek için oldukça büyük bir riski göze aldım. | Open Subtitles | .. في الواقع أنا أقوم بمخاطرة حقيقية بتوفير هذه الوظيفة لك |
Aslına bakarsan Vietnamca bilmiyorum. | Open Subtitles | في الواقع أنا لا أسأل عن هذه الأشياء لماذا تسألين |
Aslına bu yeteneğimden ilk anda pek bahsetmem kimseye... | Open Subtitles | فى الواقع أنا لا أحدِّث أحداً عن موهبتى تلك منذ اللحظة الأولى |
- Bu sorun olmaz. Hatta şu an biraz vaktim var. | Open Subtitles | أقصد أنني سأكون جيدا في هذا فى الواقع أنا لدى بعض الوقت الاّن |
Hatta sadece ben öderim. | Open Subtitles | لم يدفع لي أحد من قبل في الواقع أنا من يدفع لهم |
Ona baktığımı mı sanıyorsunuz? Hayır, Ben aslında burada PowerPoint'in | TED | تظنون إنني أنظر إلى ذلك؟ لا , في الواقع أنا أنظر إلى نسخة خاصة |
Evet. Ben, aslında tuvalet kağıtçı çocuğum, ama bana kahve ve çörekçi çocuk ta diyebilirsin. | Open Subtitles | نعم، هذا صحيح، في الواقع أنا فتى ورق الحمام |