| Bu yüzden YTÖE'ye nainsanları toplattı ve onları bu kaleye getirdi. | Open Subtitles | ولهذا جعل الوحدة الخاصة تجمع اللا بشر لهذا جلبهم هنا للقلعة.. |
| Hayır, YTÖE yetenekli insanlar için cadı avı başlattı. | Open Subtitles | لا، الوحدة الخاصة تطارد بضراوة من لديهم قدرات |
| Hayır, YTÖE yetenekli insanlar için cadı avı başlattı. | Open Subtitles | لا، الوحدة الخاصة تطارد بضراوة من لديهم قدرات أنا لا أخشاهم |
| Ben ve dostlarım, Afganistan'da Özel Kuvvetler'deydik. | Open Subtitles | أنا وأصدقائي كنا في الوحدة الخاصة "في "أفغانستان |
| Yedinci kat geçmişi arkamızda bırakmamıza kayıplarımızın çeşitli sebepler olarak not düşülmesine ve timin kapatılmasına karar verdi. | Open Subtitles | و قرر الطابق السابع أن يضع الماضي وراء ظهورنا, و سيعزوا خساراتنا إلى عدة أسباب, و سيغلقوا الوحدة الخاصة |
| YTÖE tedavi arıyor. Herkes için demiyorum. | Open Subtitles | الوحدة الخاصة تبحث عن علاج لا أقول أن الجميع يحتاجه |
| Çünkü onu, YTÖE'nin başını, gizli üssümüze getiriyorsunuz. | Open Subtitles | لأنك تحضر رئيسة الوحدة الخاصة إلى قاعدتنا السرية |
| En azından ben YTÖE'nin tedavi üzerinde çalıştığı ile ilgili ölü kocamın üzerine yalan söylemedim. | Open Subtitles | على الأقل أنا لم أستخدم قصة زوج ميت لأوحي بأن الوحدة الخاصة تصنع علاج |
| YTÖE'yi kurmakta yardım etti ve bilim bölümünü, gözetliyor... | Open Subtitles | ساعد في إنشاء الوحدة الخاصة ويشرف على القسم العلمي |
| Buraya YTÖE görevlilerinden biri gelir diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أظن أن رجال الوحدة الخاصة من سيأتون للمجمع |
| Dünya çapında salgın. YTÖE, nainsan avı. | Open Subtitles | الوحدة الخاصة ومطاردتهم للا بشر |
| Tercihen YTÖE fark etmeden. | Open Subtitles | ومن الأفضل بدون علم الوحدة الخاصة |
| Tercihen YTÖE fark etmeden. | Open Subtitles | ومن الأفضل بدون علم الوحدة الخاصة |
| Ama seni tanımasam, YTÖE'yi savunuyorsun derdim. | Open Subtitles | لكن يبدو لي أنك تدافع عن الوحدة الخاصة |
| YTÖE kontrolden geçmemiz için bizi acile getirdi. | Open Subtitles | الوحدة الخاصة جلبتنا لوحدة طوارئ لفحصنا |
| Hayır. Bence YTÖE içinden biri. | Open Subtitles | ..لا، أنا أظنه ضمن الوحدة الخاصة |
| Yedinci kat timin kapatılmasına karar verdi. | Open Subtitles | و قرر الطابق السابع أن إغلاق الوحدة الخاصة |
| Bu özel birim var ya, senin FBI elemanın onun başına geçmesine imkan yok, tabii bu karanlık güçler elemanın ne zaman politikacıların ekmeğine yağ süreceğini bildiğine emin değillerse. | Open Subtitles | هذه الوحدة الخاصة مستحيل أن يتمكن صديقك من الأف بي اي من ادارتها ما لم تقتنع قوى الظلام المسؤولة بأنه يعرف كيف يُقطع الرغيف السياسي |
| Özel Birlik'te keskin nişancıymış. | Open Subtitles | لقد كان قناص سابق في الوحدة الخاصة |