"الوحيدان" - Traduction Arabe en Turc

    • yalnızca
        
    • varız
        
    • yegâne
        
    • ibaret
        
    Budur. Kadınların yalnızca iki seçeneği vardır: Cadı ve seksi kedi kostümü. Open Subtitles هذا كل شيء, الخياران الوحيدان للإمرأه, لباس ساحره و لباس هِرَّة مثير
    Beni dinleyin, bu şekilde bir şiddeti yalnızca... iblisler ve kafirler hakederler. Open Subtitles ...أصغيا إلي، الشيئان الوحيدان اللذان يستحقان التعامل معهما بعنف هما الوحوش والملحدين
    Bu değişiklikten yalnızca ikisinin haberi varmış. Open Subtitles كانوا الإثنان الوحيدان الذين يعلمان عن الإبدال
    Yeryüzünde bilen bir tek ikimiz varız, Maxim... sen ve ben. Open Subtitles أننا الشخصان الوحيدان فى العالم اللذان يعرفان الحقيقة , أنا وأنت فقط
    Aslında onu teşhis edebilecek yegâne kişiler sizlersiniz. Open Subtitles في الواقع ، أنتما الوحيدان اللذان يمكن أن تحددا هويته
    Yoksa Deadman'lerin sen ve o KırmızıIı Adam'dan ibaret olduğunu mu sandın? Open Subtitles .. هيا كنت تعتقد لأنك وذلك الرجل الأحمر أنكما "الدايمان" الوحيدان هناك؟
    Hikâyedeki iki maymunla bir panda yalnızca biz değildik. Open Subtitles نحن لسنا القردان الوحيدان اللذان مع الباندا
    Bu gece Kevin'in maça çıkmayacağını yalnızca sen ve ben biliyoruz. Open Subtitles الآن , أنتَ وأنا الوحيدان في المدينة اللذين يعرفان بأن كيفين لا يقدر علي اللعب الليلة أوه , لا , لا ,لا
    Bu da ona yapılan şeylere rağmen onu yalnızca bizim kurtarabileceğimizi gösteriyor. Open Subtitles وهذا يعني أننا الوحيدان اللذان يمكننا إنقاذه من كل تلك الامور السيئة التي فعلوها به
    Bu korunan ormanda yalnızca bu ikisi kaldı. Open Subtitles هذان الإثنان، هما الوحيدان اللّذان يعيشان في غابة مَحمية
    Kan ve çelik yalnızca hiç anlam ifade etmeyen faktörler. Open Subtitles الدم والمعدن، العنصران الوحيدان ذوي المعنى
    Şu anda o bedende kilitli halde bir Huston olduğunu bilen yalnızca biziz. Open Subtitles جسناً، الآن نحن الوحيدان اللذان يعلمان أنه يوجد ما تبقى من هيوستون محبوس في هذا الجسد
    yalnızca Dünya ve Ay ikizlerdir. TED الأرض والقمر هما التوأمان الوحيدان.
    Bana gerçeği söylediğinizde sizden nefret etmiştim ama şimdi Mary Anne'i gerçekte yalnızca sizin ve benim düşündüğümüzü anlıyorum. Open Subtitles كرهتك لأنك أخبرتني الحقيقة لكنني أدرك الآن أننا , أنا وأنت ربّما الوحيدان اللذان اكترثا فعلاً لـ"ماري آن"
    Bu olayı yalnızca sizinle başkan yardımcısı bilebilir. Open Subtitles حالياً, نائب الرئيس وأنت هما الوحيدان اللذان -يمكن إعلامهما بالأمر
    Yeryüzünde bilen bir tek ikimiz varız, Maxim... sen ve ben. Open Subtitles أننا الشخصان الوحيدان فى العالم اللذان يعرفان الحقيقة , أنا وأنت فقط
    Göz sinirlerimizin içinde gelişmiş cihazlar bulunan sadece ikimiz varız. Open Subtitles نحن الشخصان الوحيدان فقط بشبكية مزودة بادوات زرعت في اعصابنا الصرية
    Hayır, ister inan ister inanma, muhtemelen biz başına gelen şeyin ne olduğunu bilen yegâne kişileriz. Open Subtitles لا صدق أو لا تصدق نحن على الأرجح الشخصان الوحيدان هنا نعرف ما الذي يدور في رأسك
    Babamı kucaklayabilecek yegâne kişiler ben ve annemdir. Open Subtitles ! الشخصان الوحيدان اللذان يمكنهما معانقة أبي هما أنا وأمّي
    Tek silahınız bir anahtar ve kalemden ibaret. Open Subtitles ‫المفتاح والقلم هما سلاحاك الوحيدان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus