"الوحيده هي" - Traduction Arabe en Turc

    • Tek
        
    İşte sonunda gözünü açtın fakat Tek dileğin tekrar uykuya dönmek. Open Subtitles هل أنت ذا مستيقظ أخيرًا ورغبتك الوحيده هي العودة إلى النوم
    Fakat Tek istediği kocasının ölmesiymiş. Open Subtitles لكن كانت غايتها الوحيده هي أن ترى زوجها ميتاً
    Bizler, küreselleşmenin kaybedenleriyiz ama siyaset, krizden kurtulmanın Tek yolunun daha çok çaba göstermek olduğunu söyleyip duruyor. Open Subtitles نحن الخاسرين من العولمه السياسيون يريدون منا ان نصدق ان الحلول الوحيده هي العمل بجد
    Tek sorunsa, bu kişiler aile değerleri olmayan insanlarla iş yapmak istemiyorlar. Open Subtitles المشكله الوحيده هي انهم لن يتعاملو مع اي شخص, لا يقاسمهم قيمهم العائليه
    Tek güzel yanı ikizlerin benimle yaşamayı tercih etmeleriydi. Open Subtitles البقعة المضيئة الوحيده هي أن التؤمان سيسكنان معي.
    Öylece çekip gidemeyiz. Tek çıkış yolu devam etmek. Open Subtitles لايمكنا التخلى عن هذا الطريقه الوحيده هي تخطيها
    Tek şansımız onlara bir sürpriz yapmak. Open Subtitles و لهذا لن يعرف أحد ماذا يفعلون بالداخل فرصتنا الوحيده هي عنصر المفاجأه
    Ama görünüşe göre Greendale'in Tek sorunu okulun yeterince iyi olmadığından korktuğundan yılda beş balo ve iki yetenek gösterisi düzenleyen kendine güvensiz bir rezil tarafından yönetilmesi. Open Subtitles و لكن تبين بأن مشكلتها الوحيده هي أن من يديرها هو فاشل لا يثق بنفسه يقيم 5 حفلات راقصه و برنامجي مواهب كل سنه
    Bu yüzden Tek göreviniz, Tek vazifeniz Kitabı korumak. Open Subtitles و الآن مهمتكم الوحيده هي مهمتكم الوحيده هي حماية الكتاب
    Bu tehditlerin boş olmadığını anladığımda Tek çıkış yolu, onu kazandığına inandırmaktı. Open Subtitles ما ان أدركت ان تهديداته لم تأت من فراغ كانت الطريقة الوحيده هي ان اقنعه انه قد فاز
    - Tek sorun onu bulabilecek kimse yok. Open Subtitles المشكله الوحيده هي انّ لا احد يستطيع إيجادُه
    Tek proplem hiçbir şüpheli olay olduğunda orada değildi. Open Subtitles المشكلة الوحيده هي أن ولا واحد من المشتبه فيهم قد كان هناك عندما حدث هذا.
    - Evet. Tek şansımız onların hatlarından gizlice geçmek olabilir. Open Subtitles فرصتنا الوحيده هي ربما بالتسلل بين خطوطهم
    Onların Tek suçu Kral Henry'den adalet talep etmek oldu. Open Subtitles جريمتهم الوحيده هي تقديم عريضه للملك هنري من اجل تحقيق العداله
    bak,şimdi,burayı kiraya vermenin Tek yolu 5 ya da 10 yıllık sözleşme yapmak. Open Subtitles أنظري,الطريقه الوحيده هي تأجير المكان
    Tek sorun Bay Biden'in dekan ile ve öğrenci konseyi başkanıyla görüşmesi lazım, ama şu an öyle biri yok. Open Subtitles المشكلة الوحيده هي أنه يٌفترض أن يقابل ...مع العميد و و رئيس الحكومة الطلابيه
    Tek sorun ise, bir yetişkin olduğumu düşünmeleri. Open Subtitles المشكلة الوحيده هي اعتقادهم بأني ناضجة
    Tek önemli sorun şu yukarı doğru uzanan kaya. Open Subtitles المشكله الوحيده هي بروز الشعب المرجانيه
    Ama Tek sorun Bonnie'nin bu işle ilgilendiğinden emin değilim. Open Subtitles انظري , المشكله الوحيده هي... أنا لست متأكد بأن بوني. مهتمه بهذه الوظيفه
    Çıkmanın Tek yolu yükselmek. Open Subtitles الطريقة الوحيده هي أن أكون بمنصبٍ أفضل.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus